0

 

 

Aslında benim konum bayram değildi ama çevre il ve ilçelerden öğrendiğim kadarıyla Yüce Allah’ın biz inananlara tuttuğumuz oruca mukabil bahşettiği bu ödülü suistimal edip kutlamayanlar maalesef belirgindi bu bayramda.

 

Ama yine de bayramı; en içten, içtenlikle, doyasıya kutladık Müslümanlar olarak. Yüce Allah’ın, naçizane tuttuğumuz orucun hediyesi olarak bahşettiği ulvi bir ödül gibi gördük. Biz Müslümanlara düşen de bu ulvi hediyeyi sahiplenmek. Ve Elhamdülillah sahiplendik tereddütsüz bir şekilde.

 

Her ne kadar bazı kardeşlerimizin, nerde o eski bayramlar gibi sitemleri olsa da, bayramları bayramca yaşamak bize kalmış bir durumdur tüm olumsuzluklara rağmen. Nasıl ki; kardeşimizin düğünü olduğunda herkesten çok biz seviniyorsak, sağa sola koşuşturup güzel geçmesi için çabalıyorsak, kimin düğünüdür denildiğinde göğsümüzü kabartarak bizim diye sahipleniyorsak, tüm yanımızda olması gereken ama yanımızda olmayanlara rağmen (şehit, tutuklu, muhacir) sahip çıkabiliyorsak etkinliklerimize, bayramlarımıza da sahip çıktığımızda göreceğiz ki en güzel bayramlar bizim olacak. Yeter ki sahiplenelim Yüce Yaratıcının seçkin, yeri tutulmaz hediyesine.

 

Her ne kadar geçmiş olsa da bayram, bizler bayramı nasıl görüp, okumalıyız? Bayramın bizlere kazandırdıkları nelerdir? Bayramlar müjde mi? Yoksa alın teriyle kazanılan zaferlerden midir? Bayramları somut olarak nasıl ele alabiliriz?

 

Bayram; sulanılması gereken mera, yeşilliğin çoğalması adına, gerekirse kayadan biten ot misali zor şartlara rağmen, inadına, inatla, yalnız bir şekilde deryada kulaç atmak yüzme bilmeyenlerin maharetiyle. Bayram; toprağın çatlaması, tohumları filizlenip boy vermesi, meyvelerin olgunlaşması çetin bir güne hazırlık namına, olabilecek her türü kıtlığa karşı dik duruş. Bayram; kanat çırpması bir kelebeğin, uzun bir maratonun ardından maşuka kavuşma sevinciyle aşk atıyla şahlanması. Bayram; kıyam etmek her türlü sıkıntıya, mücadele etmek olumsuzluklara, terk etmek günahları benliğimizden imani itikatla. Bayram; yeis elbiselerini ümit libasıyla değiştirmek, yeisten uzak umutla umuda yolculuk etmektir. Bayram; iman etmek Allah’tan geldiğine, beşeri ideolojilere, sistemlere, kutlu(!) günlere inat, sahiplenmek ibadet coşkusuyla bayramlarımıza, küfrün belirlediği bayramlara karşı. Allah’ın yolunda, Allah rızası için, Resulün çizdiği yolda tüm fani sistemlere karşı baki olanın kararlarına uymak, teslimiyetle.

 

Aslında bayramlarımız; Kabuk tutmuş duygularımıza merhem, körelmiş ferasetimize göz damlası, sakat kalmış gönül ayağımıza platin, iltihap tutmuş dişlerimize ağrı kesici, kararmış kalplerimize pasta-cila görevi görmesi gerekiyor. Bayramlar, hastalıklarımızın tedavisi için doktorlar tarafından yazılan reçete gibi itina ile okunmalı-yaşanmalı.

 

Sözün özü, bayramların Rab Teala tarafından inananlara hediye olduğuna inanıyorsak bizi hiç kimse, hiçbir şey bayramı sabote etmeye gücü yetmemeli. Bizlere bayramı idrak etmeye mani olacak hiçbir güç olmamalı. Kuşkusuz Allah’ın emrinin yerine hiçbir beşerin emri geçmemeli, ne kadar zalim olsa da.

 

 

İki ay gibi kısa bir süre var Kurban Bayramı için. Hazırlıklarımızı tastamam yapıp bayramı ip ile çekelim. Sahiplenelim bayramımıza, dosta düşmana herkese fehm ettirelim bayramımız olduğuna. Göreceğiz ki gerçekten de eski bayramların bitmediğini, bayramların heyecanımızla heyecanlandığına şahit olacağız. Eski saf bayramların güzelliğini günlerimizde görmek dileğiyle…

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *