0

 

Bugün gerek dünyada gerekse ülkemizde islama,islamın mukaddesatlarına ve Müslümanlara büyük saldırılar yapılmakta .İslam topraklarında Müslüman toplumlarda gayri İslami olan her şey serbestçe yapılmakta. Gayri İslami müziklerden tutun da giyim kuşama kadar, iffetsizlikten tutun da ahlaksızlığın her çeşidine kadar. Sözlü ve yazılı beyanatlardan tutun da görsel olan dizi filim ve programlara kadar kısacası her şekil ve her yoldan İslam’a ve mukaddesatlara korkusuzca saldırılar yapılmaktadır.

HER YERDE HORLANANLAR MÜSLÜMANLAR

Kısacası Müslümanlar kendi memleketlerinde inancının gereği olarak istediği gibi yaşayamamakta, giyinememekte, kendini korkusuzca ifade edememekte… Müslüman bayanlar herkes gibi huzur ve güven içinde gezip dolaşamamakta, arabada, yolda, çarşı ve pazarda İslami giyim kuşamından dolayı açık saçık bir bayan kadar korkusuzca dolaşamamakta, işini gücünü yapamamaktadır.

Bu durum artık Avrupa’da böyle, memleketlerimizde de bu hale gelmiştir. Müslümanlar her yerde terörist olarak görülmekte, sakalından, külahından,sarığından dolay saldırılara maruz kalmakta, horlanmakta hatta öldürülmektedir. Müslüman bir bayan bile İslami giyim kuşamından dolayı fiili ve sözlü saldırılara maruz kalmaktadır.

ESKİDEN HÜRMET SAHİBİYDİK

Oysa eskiden mütedeyyin bir şahsiyet toplum içerisinde hürmet görmekte idi. Nereden nereye geldiğimizi, nasıl bir hale düştüğümüzü, Müslümanlar olarak öz yurdumuzda bile ne kadar da garip bir hale düştüğümüz hepimizin malumu. Artık İslam memleketlerinde bile sözde Müslüman halkımız arasında hatta Müslüman geçinen insanlar eli ile Müslümanlar evlerinde mabetlerinde toplu imhaya tabi tutulmaktadır.

KORKAKLIĞIMIZ BİZİ ZİLLETE DÜŞÜRDÜ

Daha bir ay evvel bütün dünyanın gözü önünde bu memleketlerde yani Amed’de, Batman’da, Kızıltepe’de ve de daha birçok yerde bu halkın camileri yakıldı,medreseleri ,kuran kursları, İslami ve insani hizmetlerde bulunan dernekleri içindeki Müslümanlarla ateşe verildi. Kuran-ı kerimler ateşe verildi. Fakir halkımıza yardım götüren dindar gençlerin önü kesildi, silahla vuruldular, binalardan atıldılar, ateşlerde yakıldılar, mübarek cancısız bedenleri taşlarla parçalandı, üzerlerinden arabalarla geçilerek ezildiler. Bir kısmı da bütün bunları zılgıt çalarak seyretti.

Şimdi soruyorum bütün bunların hesabını kimler Allaha nasıl verecek? Yanlış anlamayın bu hesabı sadece bu kötülükleri yapanlar Allah’a veremeyecek, bütün bu kötülüklere sessiz kalan Müslümanlar da veremeyecek. Bütün bu olup bitenlere karşı o mazlum,mustazaf ve Müslümanlara maddi manevi hizmet götürmekten başka bir suçu olamayanların yanında durması gerekip de durmayan Müslümanlar da bu hesabı veremeyecek.Bu zulüm, haksızlık ve hukuksuzluklara karşı izzetlice dik duruşu göstermeyen Müslümanlar da veremeyecek.

Kısacası bu menhiyatlara ve bu katliamlara karşı islami vazifelerini yapmayan tüm Müslümanlar da Allaha olup bitenlerin hesabını veremeyecek.  Allah,bu kuranı,bu sünneti, bu camileri, bu kuran kurslarını, bu mukaddesatları, islam’ın ve Müslümanların izzet ve şerefini hepimize emanet etmiştir. Bunlara yapılan her saldırı hepimize yapılmış olur. Müslümanın canı,malı, şerefini koruyup kollamak her Müslüman’ın asli vazifesidir.Dolayısıyla  bunun ifası için ne gerekiyorsa onu yapmak her Müslüman’ın görevidir.Bunun için Müslümanların birlik mi olması gerekir, birbirlerinin yanında olması mı gerekir, birbirlerinin dertleri ile dertlenmeleri mi gerekir. Birbirlerinin elinden tutup islamın ve Müslümanların düşmanlarına karşı izzetlice durmaları mı gerekir. Kısacası ne gerekiyorsa hepsinin yapılması gerekir.

MUKADDESATA YAPILAN SALDIRILARDAN SUSKUN MÜSLÜMANLAR DA SORUMLU

Aksi takdirde İslam ve Müslümanların izzetine yapılan en ufak zararın hesabını mutlaka Allaha verecektir. Çünkü Allah kardeş olmamızı istiyor. Birbirimizi sevmemizi birbirimizin yardımına koşmamızı emr ediyor. Birbirimize sırt çevirmememizi,birbirimizi yardımsız bırakmamamızı, istiyor.Bunları herhangi birimizin şahsı için değil dinimizin izzetini korumak için şart koşuyor.

Bakın yüce Allah ne buyuruyor:mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostu ve yardımcılarıdır.onlar iyiliği emreder kötülükten alı korlar.namazı dosdoğru kılar zekatı verir, Allah ve resulüne itaat ederler.işte onlara Allah rahmet edecektir.TEVBE-71.

Peygamber efendimiz de”:Birbirlerini sevmede, birbirlerine acımada ve şefkat göstermede müminlerin örneği bir bedenin örneği gibidir ki onun bir organı rahatsız olursa diğer organlar da uykusuz kalarak ve acı duyarak onun ıstırabına ortak olurlar.”

Şimdi bu ayet ve hadisi şerifi dahi  tek başına dikkate alırsak bütün bu olup bitenlere karşı sessiz kalmayı, kardeşlerimizin yanında dik olarak durmamayı, aziz şehitlerin kanına sahip çıkmamayı, yakılan camilerin, medreselerin, Kuran Kurslarının ve yakılan Kuranların hesabını sormamayı nasıl izah edebilirsiniz. Bunun hesabını Allah sorduğunda verecek cevabınızı hazırladınız mı? Yoksa bütün bu olup bitenlerin asıl sebebinin bölük pörçüklüğümüz olduğunu bilmiyor musunuz? Hazreti Ömer’in hilafeti döneminde “Dicle kenarında bir kurt kapsa bir koyunu gelir adli İlahi  sorar Ömer’den onu.”sözünü ve biz Müslümanlara vermek istediği mesajın ne olduğunu anlamadınız mı?

CESARET VE HASSASİYET SAHİBİ OLMALIYIZ

Bizler de tıpkı hazreti Ömer misali “İster Arakanda, ister Filistin’de, ister Irakta, ister Suriye’de ister Amed’de ister, Batman’da, ister Kızıltepe ya da Yüksekova’da, Van’da, Karlıovada, her nerede olursa olsun; ister öldürülenlerin ismi Yasin, Hasan, ya da Hüseyin, Ubeydullah veya Hacı İrfan olsun, ister Suriyeli ya da Suudi Arabistanlı olsun fark etmez. Yakılan caminin ismi Aksa ya da Halilurrahman olsun ya da bir başka olsun, yakılan kuran ister Amerika’da ister Kızıltepe’de olsun fark etmez. Bütün bunlara yapılan her saldırının hesabının adli ilahide bana sorulacağını bilir ve ona göre vazifemi yaparım .”deme cesaretini ve hassasiyetini gösterebilecekmişiz?

 

Unutmayalım ki bu hassasiyet ve cesaret sahibi olmadıkça bu zilletten kurtulmamız mümkün değildir. 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *