GENEL SEÇİMİN ARDINDAN

            Bir önceki yazımızda “kazananlar ve kaybedenler diye sormuş ve iki tarafın durumundan söz etmiştim. Ama unuttuğum bir noktanın olduğunu düşünerek eksik beyan ettiğim noktayı tamamlamak istiyorum, o da şu:

            Seçimin kazanlarını sıralarken, özellikle de dış mihraklara değinmiş, bunların başlarında İsrail, Almanya, İngiltere ve Büyük Şeytan ABD’nin olduğunu yazmıştım.

            İşte burada unuttuğum bir noktayı da özellikle de belirtmek isterim; o da özellikle dış basın. İç basından söz etmeye gerek dahi görmüyorum, çünkü eski sağ medya organları ve Aydın DOĞAN medyasının durumu belli. Üzerinde asıl durulması gereken dış medya.

            Şunu çok merak ediyorum; acaba dış basın neden Türkiye de meydana gelen seçim sonuçları üzerinden bu kadar büyük sevinçler yaşadı? Ak Parti hükümetinin düşmesi onları neden bu kadar sevindirdi? Acaba bu seçim sonuçları başka bir ülkede alınmış olsa bu sözünü etmeye çalışacağım medya organları gene böylesine pervasızca sevinirler miydi?

            Biz biliyoruz ki özellikle Avrupa ve Büyük Şeytan ABD de yapılan seçimlerde katılımlar hiçbir zaman yüzde altmışları bulamıyor. Bu şu demektir sözünü ettiğim ülkelerin vatandaşları seçilmek için yarışan siyasetçileri insan yerine dahi koyma gereği duyup sandık başına gitmiyorlar. Bu nedenle katılımın yüzde altmışları görmesi durumunda büyük bir sevinç yaşamaktadırlar. Neyse bu tabi ki onların sorunları.

            Özellikle Terörist İsrail ve dünyanın en geniş sömürü coğrafyasına sahip İngiltere de basın Türkiye’de ortaya çıkan seçim sonuçlarından öylesine sevinmiş görünüyor ki en büyük medya kuruluşlarında bu durumu sürekli bir şekilde işlemektedir.

            Özellikle de Türkiye’nin yeniden koalisyonlu hükümetlere geri dönecek olmasından, hele AK Parti’nin olmadığı bir hükümetten ne kadar memnun olacaklarını ağızlarının ve kinlerinin salyalarını akıtarak Türkiye’deki siyasi partilere yön vermeye çalışıyorlar. İşte bu noktanın üzerinde gerçekten de durup derin bir şekilde düşünmek lazım. Eğer Terörist ve İşgalci İsrail ile sömürgeci İngiliz medyası bu konudan duydukları memnuniyetlerini dile getiriyorlarsa ve durmadan bazı partilere akıl vermeye kalkışıyorlarsa bu işte büyük bir kötülük var demektir. Çünkü bu iki aşağılık ülke özellikle de halkı Müslüman olan hiçbir ülkeden hoşlanmadıkları gibi, tüm Müslüman ülkelerde meydana gelen iç karışıklıklardan da kendileri sorumludurlar, tabi onlara empati ile bakanlar da buna dahildir.

            Unutmayalım ki aynı medya sadece bu iki katil ve sömürgeci ülkelerde değil, aynı zamanda Almanya’da da varlıklarını derin ve çok etkili bir şekilde sürdürmektedir. Çünkü bugün Alman medyasını yaklaşık yüzde sekseni tamamen Yahudilerin elindedir, tıpkı İsrail, İngiltere ve Büyük Şeytan ABD’de olduğu gibi. Hatta Angela Merkel’in tüm seçim harcamalarına da kendileri finanse etmektedirler. Bu işgalci ve sömürücü medya organlarının Türkiye’nin içişlerine karışması yeni bir oluşum değildir. Bu malum Siyonist medyası birinci meşrutiyetten bu yana bu ülke içinde operasyonlar yapmaktadır ve hala operasyonlarının sonunu getirememişlerdir. Öylesine ki bu Siyonist ve işgalci medyanın

            Sultan Abdülhamit Han Hazretleri’nin tahtan indirilmesinde kan emici ülkenin medyalarının ne kadar büyük rollerinin olduğunu da çok iyi biliyoruz, hatta Sultan Abdülhamit Han Hazretlerinin tahttan indirilmesi sırasında ne kadar kara propaganda yaptıklarını ve Sultan Abdülhamit han hakkında ne kadar büyük ve olumsuz algı operasyonları yaptıklarını da biliyoruz.

            Eğer Türkiye’de, Dünya Emperyalist Ve Siyonist Medya Babaları ortaya çıkan bu durumdan sevinç duyuyorlarsa emin olunuz ki hepimizin endişe etmesi gerekir. Çünkü bunların savaşı hükümetlerin şahsında tüm Müslümanlarladır. Fakat,

            Siz Ey Siyonist Ve İşgalci Medya Patronları; unutmayınız ki sizin Efendi Babalarınız bu topraklardan İslam’ı ortadan kaldırmayı başaramadılar, sizlerde başaramayacaksınız.