0

 

                “İnsanlar layık oldukları hal üzere idare olunurlar.” Diye buyurmaktadır, sevgili Önderimiz. “Bir kavim kendinde olanı değiştirmedikçe, Allah da onların bulunduğu hali değiştirecek değildir.” Diye buyurmaktadır, şanı yüce Rabbimiz.

                Demokrasi denilen çıkmaz sokağın gereği olan seçimlerden sonuncusu geçtiğimiz hafta sonu yapıldı. Beşeri ideolojilerin kirli fikirleriyle kafaları iğdiş edilen günümüz insanın yapacağı seçim nasıl olabilirse o şekilde oldu sonuçlar. Irkçılık fikrinin tarumar ettiği beyinler, bütün mukaddesatı yerle bir ederek İslami değerlere yüzde yüz karşı olan fikirlere büyük destek çıkabiliyor.

                Şanı yüce Rabbimiz bizleri özgür irademizle yaptıklarımızda sorumlu tutacaktır. O hale geldik ki, artık insanımız Cehennemi bile küçümsemekte, kendisini açıkça isyana, hatta şirke davet eden davetçilerin davetine koşarak gitmekte, kendisini kurtuluşa davet edenlere ise yüzünü çevirmektedir. Bu nasıl bir gaflet Ya Rabbi. Cehenneme koşarak gitmek bu kadar kolaymış meğer.

                Oysa Rabbimiz günahların işlenmesine karşı çok sabırlıdır. İşlenen her cürmün karşılığını hemen vermemekte, insanların tevbe etme ihtimaline karşı sabırla bizlere süre vermektedir. Ancak hakka isyanda ısrar eden kavimleri de tarih boyunca gördüğümüz gibi çeşitli belalarla musibetlere düçar kılmaktadır.

                Yine yüce Rabbimiz “Öyle bir fitneden sakınınız ki, geldiği vakit, sadece içinizden günah işleyenleri etkilemez” buyurarak toplumda sadece günah işleyenleri değil, bu zulme ses çıkarmayanların da bu belalara mubtela olacağını beyan etmektedir.

                Seçim sonuçları, bize toplumun freni patlamış bir kamyonun gidişi gibi, halkımızın da eli temiz olmayan liderler peşinde koşar adım gittiğini göstermektedir. Bu nasıl bir yok oluş, bu nasıl bir illüzyon ki, beş vakit namazında olanlar, üç aylarda bile orucunu kaçırmayanlar açıkça İslam karşıtı fikirleri dayatan, İsrail gibi İslam ve Müslümanlara düşman olan yapıların desteklediği insanların ve liderlerin peşinden gidebiliyor.

                İşte bu yüzden musibetleri artık beklemenin vakti geldi. Tabi bu musibetler illaki deprem, sel gibi musibetler olmayabilir. Bu musibetlere düçar olanlar, kendi elleriyle yapıp ettiklerinin sonucu olduğunu da pek anlayamazlar zaten, çünkü artık basiretleri bağlanmış, akledemez ve düşünemez hale gelmişlerdir.

 

                Bizlere düşen, dualarımızda “Yarabbi içimizdeki beyinsizler yüzünden bizleri de helak eder misin” ayetini hatırlayarak, tevbe etmek, hakkın idamesi için çalışmak ve en azından bu yolda birşeyle yaparken Hakkın huzuruna varabilmektir.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *