0

            Bu ülkenin tarihinde darbeler çok önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle de çok partili hayata geçildikten sonra, darbeler Türkiye’nin gündeminden hiç çıkmamışlardır ve darbeler ülkeye hem maddi hem de insani açıdan pek çok bedeller ödetmişlerdir.

            Özellikle 12 Eylül darbesi ile beraber bu topraklarda yerleştirilmeye çalışılan ve kendi teorisyenlerince dahi terkedilen Marksist ideoloji ülke insanlarının önüne bulunmaz Hint kumaşı gibi konmuş, özellikle İslami olan yapıların önüne bir set olarak çıkarılmıştır.

            İşin en ilginç tarafı yıllarca darbelerden mağdur olanlarda bu zulüm ve haksızlığa ses çıkarmadılar. Yoksa kendileri daha önce bu ülkede darbeler gerçekleşince, bu darbelerde kendilerinin de bir katkısı mı oldu?           

Daha sonraları gerçekleşen 28 Şubat post modern darbe, özellikle “Dindar İnsanlar” üzerine bir kabus gibi çökmüş binlerce insanın yolunu cezaevlerine yöneltmiştir. Bu darbeler neticesinde insanlar işlerini kaybetmiş, haksız bir şekilde uzun yıllar ceza evlerinde tutulmuş, ama her ne hikmetse de onların sesini duyan olmamıştır. Hala cezaevlerinde haksız yere yatanların olduğu da bilinmektedir, cezaevlerinde tutulan mütedeyyin kimselere yapılan haksızlıklar sadece kendileri ile sınırlı kalmamış, onların ailelerini de büyük bir mağduriyetin içine sokmuştur.

            Neyse, benim asıl değinmek istediğim gerçek sadece bu değil, asıl konu, özellikle de halkı Müslüman olan ülkelere uzun yıllardır empoze edilen ve en erdemli! yönetim biçimi diye lanse ettirilen “Demokrasi” denen yönetim biçimi ile iktidara gelen Mısır’ın Gerçek lideri olan Muhammed MURSİ ve arkadaşlarına haksız ve gülünç nedenlerle verilen idam cezalarına, erdemli yönetim biçiminin erdemli olan ülke yöneticileri hala neden sessiz kalmaktadırlar. Yoksa Mısır’da meydana gelen darbeden haberleri mi olmadı? Böyle bir şey olabilir mi? Mümkün değil.

            Peki bu sessizlik neden? Neden kendi ilkeleri ile seçilmiş bir lidere yapılan darbeye bu kadar kör ve sağır kalıyorlar?

            Yoksa sözünü ettikleri bu erdemli! yönetim biçimi kendilerinden başkaları için erdemli olma özelliğini mi yitiriyor? Ya da söyledikleri gibi bu yönetim biçimi erdemli değil de bizleri mi kandırıyorlar?

            Ama şunu kabul etmek gerekir ki, emperyalist düzenin sözde demokrat olan yöneticileri, istedikleri kadar kendi söylemleri doğrultusunda, bir şekilde demokratik yollarla seçilenler, onlara tabi olmadıkça, seçildikleri makam layık değiller ve mutlaka o makamlardan indirilmeleri mi gerekiyor? Hatta bu kişilerin darbe ile indirilmeleri de yetmezmiş gibi darağacında sallanmalarımı gerekiyor?

            Şimdi sormak gerekiyor; siz ey demokrat olduklarını söyleyen gerçek darbeciler, sizin inandığınız sahte erdemli yönetim biçimine inanmayanlara ve kendi özüne göre bir yönetim sergilemek isteyenlere karşı, aslında sizler hiç de demokrat değilsiniz, sizler, sizden olamayan ve size biat etmeyen tüm yönetim biçimlerine ve onların savunucularına karşısınız ve düşmansınız. Peki bu düşmanlığınızın sebebi nedir? Neden tüm insanlığa bu kadar düşmanlık ediyorsunuz?

            Sakın sizin düşmanlığınız, bir gün sizleri de kuşatmaktan korktuğunuz, sizlere de adalet ve hakikati getirmeye gayret eden İslam’a ve onun gerçek savunucularına olmasın? Eğer gerçek böyle ise biliniz ki, bundan kaçamazsınız, kaçıp kurtulmaya çalıştığınız bu sistem bir gün mutlaka kapınızı çalacak, bundan kaçışınız yoktur, eğer kaçmaya çalışırsanız buna nefesiniz yetmez.

            Siz ey darbeci batı yönetici ve zalim liderler; biliniz ki Mursi ve arkadaşları yalnız değildir ve Muhammed BEDİİ’nin dediği gibi, ölüm kararı göklerden gelir, sakın sevinmeyin.

 

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *