0

1977 Yılında bu ülkede yapılan işçi katliamını hala kimin yaptığı konusunda belirgin, elle tutulur bir suçlu yok ortada, yani o işçilerin üzerine kurşun yağdıranlar hala tespit edilemedi ya da bilerek edilmedi. Ben o zaman öldürülen işçiler üzerinde fazla durmak istemiyorum, çünkü o katledilen işçiler üzerine belki onbinlerce makale yazıldı ve her bir mayıs geldiğinde aynı kesimler aynı nakaratı tekrar edip dururlar.

Asıl şu noktaya değinmek istiyorum: Her 1 Mayıs günü özellikle sol veya komünist geçinen ve sözde aydın olarak kendilerine toplumda yer edinmek isteyen bazı “Aydın Bozuntusu” entel yalakalar, özellikle katledilen işçilerin kanı üzerinden kendi sosyal konumlarını sağlama alma gayreti içine girerek sömürü çarkını işçiler aleyhine tekrar kurgulama yoluna gitmektedirler.

Şunu açıkça söylemek istiyorum ki özellikle işçi haklarını savunur gibi görünen ve bu konuda yeri geldiğinde de mangalda kül bırakmayan sözde işçi hakları savunucuları ve bazı sol görüşlü sendika başkanı ve üyelerinin, aslında yaptıkları eylem ve ettikleri söylemlerle sadece kendi oturmuş oldukları koltukları korumaktan öte bir hedefleri yoktur. Nasıl mı?

Dikkat ederseniz, sözünü etmeye çalıştığım, sözde aydın ve işçi haklarını savunur gibi görünen sözde bu aydın kişi ve sendikacılar, 1 Mayıs eylemlerinin hemen ardından, göz altına alınan işçiler ve bazı marjinal sol guruplara mensup kişileri daha fazla gaza getirmek için, ucu sivri laflar ve sloganlar atarak, “işçi haklarını sonuna kadar savunacak ve haklarımızı zorla da olsa alacağız” şeklinde damardan atılan kuru söylemlerle kendilerini halk kahramanı gibi bir algının içine sokmaya çalışmaktadırlar. Üzülerek de belirtmek isterim ki bazı hayalperest ve hala devrimci ruh ile hareket edenlere de bunlara teveccüh ediyorlar. Kendilerince haklı olabilirler, çünkü söz konusu bu aklı başkalarından olanlar, “Tüm dünya komünist ülkeleri tarafından terkedilmiş olmasına rağmen” bunlar hala devrim hayali ile yaşamaktadırlar.

Şunu da hemen belirtmek isterim ki işçilerin alın teri ve duyguları üzerinden kendilerine rant devşiren bazı sendika yönetici ve üyeleri, 1 Mayıs kutlamalarının hemen ardından, ortamın da yatışması ile beraber, tekrar kendilerini sahaya süren dev holdinglerin ve fabrikatörlerin yemek masalarında boy gösterme yarışına girerler. Kendi makam ve çıkarlarını korumak için efendilerine yalakalık yapmaya devam ederler. Garibim işçiler de bir günlük hatırlanma ve sokaklarda eylem ve itiş ve kalkışlarla geçirilen bir günün ardından tekrar makinaların gürültüsü altında çalışmalarına koyulurlar, ama şu korkuyu da her zaman kalplerinde taşımaktan da kurtulamazlar. Acaba yaptığım eylemler kameralara yansırsa işten atılır mıyım? Eylemlerin ertesi günü de yorgun bir halde iş yerinde kendisinden beklenmeyecek bir performans sergileme yoluna koyulur. Tabi onu sokağa salanlar ve onun emeğinden kendilerine pay devşirenlerin işten atılma diye bir korkusu olamaz, çünkü gariban işçiyi hak arama uğruna sahaya itenler, gerçekte işçiye patronluk yapanların taşeronudurlar ve hepsi patronların emri ile hareket etmektedirler fakat işçi kardeşimin bundan haberi yoktur. O sadece aldatılmış bir şekilde gerçekleştirileceği söylene “işçi devriminin hayali ile yaşamaktadır.” Ama on abu hayali hayal ettirenler, kapitalistçe bir hayat yaşamaktadırlar ve her zaman para babalarının sofralarından beslenmektedirler.

Unutmadan bu tür gizlice işçi düşmanlığı yapanların tüm çocukları de ülkenin en prestijli okullarında okumakta, en pahalı ve paralı üniversitelerinde eğitim görmektedirler. Davasına samimi bir şekilde bağlanan işçi kardeşim ise, her türlü sömürüye, zulme ve haksızlığa rağmen çocuklarını da devrimci bir ruh ile yetiştirme gayretine devam etmektedir.

İşçileri sömüren, onları para babalarının olmayan insafına terk eden, onların sırtından geçinen uyanık ve devrimci bozuntusu kapitalistlere inat, kahrolsun 1 Mayıs, kahrolsun bugün de işçileri sokağa dökenler ve onların sırtından kapitalistçe bir hayat yaşayanlar, kahrolsun işçileri hala olmayacak sahte devrimler peşinde koşturanlar;

Selam olsun, işçileri gerçek kurtuluşa sevk edecek ve onlara iki cihan saadeti yaşatacak, ruhlarındaki kirliliği giderecek gerçek devrimci düzene ve onun ilk uygulayıcısı olan Aziz İslam Peygamberine.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *