0

Hatırlıyorum Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşmalarında çok anlamlı ve bence bir o kadar da heyecan verici bir ifade kullanmıştı. Cumhurbaşkanı aynen şunu demişti: Evet biz dindar bir nesil yetiştireceğiz.

 Zaten dindar bir neslin yetiştirilmesi genellikle insanlarımızın beklediği bir durumdu, ama dindar nesil nasıl ve kimler tarafından yetiştirilecek? İşte asıl merak edilen konu da burada başlıyor.

Devlet bu dindar neslin eğitimi için, gereken zeminin alt yapısını hazırlayarak, bu konuda sivil toplum kuruluşlarına, özel eğitim kurumlarına gereken imkan ve yardımı yapabilir, onları maddi imkanlarla destekleyebilir, olmasa da bu sivil toplum kuruluşlarının kendi imkanları ile yaptıkları etkinlikleri destekleyebilir, önlerindeki tüm yasal yasakları ve engelleyici kurumları daha bir dizayn edebilir.

Cumhurbaşkanını bu söyleminde samimi olarak görüyorum, ama benim asıl söylemek istediklerim bundan sonrası içindir. Yaptığı “Kutlu Doğum Etkinlikleri” ile hemen her kesimden insanların takdirini kazanan Peygamber Sevdalıları Platformu bu “Dindar Neslin” yetiştirilmesinde önemli bir misyon yüklenmiş, kendi imkanları ile tüm insanlarımızı İslam Peygamberinin kutlu doğum gününde bir araya getirerek büyük gayretlere imza atmıştır.

İşte asıl mesele de bundan sonra başlıyor; evet Adana Umut Der’den söz etmek istiyorum. Adana Umut Der; organize ettiği Kutlu Doğum Etkinlikleriyle, fakir ve yardıma muhtaç ailelere yaptığı gıda ve giyim yardımı ile, kendi çapında bir yardım faaliyeti yürütüyordu. Ancak her hikmetse bu yardım ve özellikle gençliğe yönelik ıslah çalışmaları birileri tarafından bir terör olayıymış gibi algılandı ve derneğin üyelerine akıl almaz hapis cezaları verildi.

Adana Umut Der üye ve gönüllüleri yaptıkları ve tamamen yasal ve bulundukları yerin mülki amirlerinden alınan izinle gerçekleştirilen bu etkinliklerde şu faaliyetleri gerçekleştirdiler:

            *Kutlu Doğum Etkinliği düzenlemek.

            *Filistinlilerle dayanışma günü düzenlemek ve İsrail’i telin etmek.

            * Hz Hüseyin ve Kerbela faciasını tiyatro etmek.

            * Fakir ve yardıma muhtaç ailelere imkanları dahilinde yardım etmek…..

            Evet tek suçları yukarıda saydığımız faaliyetlerden ibaret olan Adana umut Der üye ve gönüllüleri haksız olarak yüz on dört yıl ceza aldılar. Bu cezalar yaklaşık yirmi kişiye verildi, yaklaşık olarak her bir fert beş buçuk yıl ceza almış oldu.

            Eğer “Kutlu Doğum Etkinliği” düzenlemek bir suç ise Diyanet İşleri Başkanlığı’mız da bu tür etkinlikleri düzenledi ve buna devletin tüm erkleri de katıldı. Bu tür etkinliklere Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanımız da katıldılar, şimdi onlar da mı suçlu sayılacaklar? Ya da tersten soracak olursak neden Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanımız da suçlanmadılar. Demek ki bu tür etkinlikleri düzenlemek hem suç değil, hem de yasal izinler dahilinde yapıldıkları için tüm halkın katılımının sağlanması da dikkate alınırsa, bu tür etkinlikleri düzenleyenlere teşekkür edilmesi gereken yerde, üye ve gönüllülerine yüzlerce yıllık hapis cezaları veriliyor. Şunu da belirtmek isterim ki; Peygamber Sevdalıları Platformu ve ona  üye olan Adana Umut Der’in yaptıkları hiçbir etkinlikte, hiç kimsenin kimseye en ufak bir zararı olmadığı gibi etkinlikler tamamen bir bahar ve kardeşlik havası içerisinde gerçekleştirilmiştir.

            Siz hem mülki amirlerden yasal izninizi alacaksınız, devlet, etkinlik yapacağınız alanda her türlü güvenlik ve sağlık tedbirlerini alacak ve sizin etkinliğinizi güzel bir şekilde yapmanıza katkı sağlayacak, ardından neden olduğu bilinmeyen anlamsız sebeplerden dolayı yargılanacaksınız ve yüzlerce yıl hapis cezasına çarptırılacaksınız.

            Allah bu davanın sonucunu hayırlı kılsın, davanın Yargıtay’dan dönmesi dileği ile.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *