Merkez üssü Kahramanmaraş
olan depremin 10 ilimizde çok yıkıcı sonuçları oldu. Maalesef binlerce ev
yıkıldı, binlerce insanımız enkaz altında kalarak can verdi.
Satırlarımın başında, vefat
eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı
diliyorum. Çok çok geçmiş olsun, diyorum.
Gerçekten içimiz parçalandı.
Ne kadar aciz kullar olduğumuzu bir kez daha öğrendik, yaşadık.
Büyük felakette bazı
ailelerin tümü gitti, bazı aileler ise parçalandı, perişan oldu. Kiminin anne
babası gitti, çoluk çocuk kaldı; kiminin tersi oldu. Buradaki acının tarifi
yoktur gerçekten.
O kadar acı bir kıyamet
yaşadık ki deprem gününden bu yana bütün insanlık hüzne boğuldu, ağlama ve
feryat sesleri hiç eksilmedi.
Bu büyük felaket karşısında
ilk etapta büyük bir şok yaşayan insanlarımız, kısa sürede toparlandı ve
Allah’a şükür yardım için seferber oldu.
Gerek ülkemiz gerekse de
dünyanın dört bir tarafından hissedilen duyarlılık gerçekten takdire şayan
oldu.
İnsanlar imkanları ölçüsünde
seferber oldu. Kahramanmaraş ve çevre illere o kadar akınlar oldu ki oralardan
‘şimdilik gelmeyin’ çağrıları yapıldı. Gerçekten yardım izdihamı yaşandı,
yaşanıyor. Gayret gösteren herkese teşekkürler olsun.
Bütün bunlar olurken elbette
ki eksikliklerimiz de çoktu. Bunların başında da ‘erken karar alma’ meselesi.
Malum bu gibi durumlarda erken karar almak, alınan kararı uygulamak kadar
önemlidir.
Bu konuda da suçlayıcı
konuşmaktan çok, var olan eksikliklerimizi ortaya koyarak ileriye hazırlık
adına tespitlerde bulunmak önemlidir.
Deprem bölgesindeki ilk günkü
sessizliğin nedenlerini tartışırsak; zamanında ‘hep birlikte harekete geçmek
için karar almamanın veya alamamanın’ yanında, kısmi de olsa ‘verilen kararın
uygulanması süresinin uzaması’ gibi sebepler ortaya konabilir.
Tabi ki öyle her konuda yirmi
dört saat hazır kıtada bekleyen ekipler yoktur. Hele böylesine büyük bir
felakete hazırlıklı bir ekip dünyanın hiçbir yerinde yoktur.
Ancak bu, ilk günkü verilmesi
gereken karar ile ilgili eleştiriyi boşa çıkarmaz. İlk gün daha hızlı hareket
edilebilirdi. Çünkü devasa enkazlar altında yardım bekleyen binlerce insan
vardı. Yardım edin çığlıkları duyulduğu halde, imkansızlıktan el uzatamayan
insanların feryatları içler acısıydı.
İlk günden sonra koordine
olmaya başlayan ekiplerin etkisi, depremin 3’üncü veya 4’cü günü görülmeye
başlandı. Bu da o soğuk havanın altındaki insanlar için çok geç sayılırdı.
Bugünden itibaren düzenli
yardımların önemi çok büyüktür. Yardımları sivil toplum kuruluşları üzerinden
veya AFAD gibi kuruluşlar üzerinden yapmak önem arz ediyor.
Umut Kervanı Vakfı, Yetimler
Vakfı, İHO Ebrar, İHH gibi ve daha başka birçok kuruluş gerçekten büyük
gayretler gösterdiler, gösteriyorlar.
Umut Kervanı Vakfı’nın
bölgeye gönderdiği yardımlar ve 1000’den fazla gönüllüsüyle yaptığı çalışmalar
takdire şayandır. İHH’nın insan kurtarma görüntüleri gerçekten hepimizi
sevindirdi.
Olup bitenleri bir siyasi
muhalefet malzemesi yapmadan bundan sonraki sürece odaklanmak lazım.
Bundan sonra mağdurların barınma
ihtiyacı ve onların geçimlerini sağlama adına düzenli ve organizeli bir çalışma
gerçekleştirilmelidir. Çünkü sağ kalanların ciddi geçinme sorunları da
olacaktır.
Deprem bölgelerinde iş
yerleri namıma hiçbir şey kalmadı ve oradaki insanlarımız için yeni bir hayat
başlayacaktır. Bunun tedbirlerini almak lazım.
Bütün ailesini kaybetmiş
bebekler, çocuklar için aynı şekilde kucak açmak gerekecektir. Onların barınma,
eğitim ve iaşeleri için özel programlar lazımdır.
Çok büyük bir felaket yaşadık
ve bunun yaralarını hep birlikte sarmak mecburiyetindeyiz. Daha ilk andan
itibaren sahaya inmekle beraber ‘duyarlılık’ çağrılarıyla elinden geleni
yapmaya çalışan HÜDA PAR, yine halkın dertlerine derman olma uğraşı içerisinde
olduğunu ispat etmiştir.
Müspet hareket ederek,
depremzedeler için gayret göstermeye çalışan diğer tüm siyasi parti ve
kişiliklerle birlikte bölgede azim ve kararlılıkla çalışan bütün asker-sivil
herkes erdemli davranmıştır.
Yazıyı bitirirken, HÜDA
PAR’ımızın Kahramanmaraş İl Başkanı Nusreddin Üdürgücü kardeşimiz ve ailesi ile
Adıyaman Gençlik Kolları Başkanımız Hüseyin Bayram kardeşimiz ve diğer genç
arkadaşları ile yine Adıyaman Kadın Kolları Başkanımız Yıldız Tanrıverdi
Hanımefendi, eşi ve çocukları başta olmak üzere, depremde vefat eden bütün vatandaşlarımıza
Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına sabır ve başsağlığı temenni ediyorum.
İmtihan gerçekten çok ağır,
ama bütün bunlar dayanışma duygusu ve birlikte hareket etme anlayışıyla aşılır
inşaAllah.
Cümleten geçmiş olsun!
0 yorum