0

 

         Fakir ile zengin arasındaki farkı kaldırmak, Türk Milli Eğitimin Temel İlkelerinden olan eğitimde “Fırsat ve İmkân Eşitliği”ni sağlamak adına devlet 2015-2016 eğitim-öğretim yılında dershanelerin kapatılması, isteyen dershane sahiplerinin dershanelerini özel okula çevirebileceği kararını aldı.

         Başta kulağa hoş gelen ancak buna alternatif olarak, çocuğunu özel okula kaydedene verilecek olan teşvik pirimi ile hafta sonu okullarda ve Halk Eğitim Merkezlerinde açılacak kurslarla bunun telafi edilebileceği tezi öyle görünüyor ki çökmüş ve başta hedeflenen amaçla çelişir hale gelmiş durumdadır. Bunun sebebi şu ki; Özel okul fiyatları on bin TL’leri bulurken devletin özel okula gidecek olan Okul Öncesi öğrencilerine 2.500TL, ilkokul ve Temel Lise öğrencilerine 3.000 TL, Ortaokul ve Ortaöğretim öğrencilerine 3.500TL destekte bulunması fakir ile zengin arasındaki farkı kaldırmayıp tam tersine zaten özel okula giden öğrencilerin zengin velilerinin elini rahatlatmış aradaki makası daha da açmıştır.

         İkinci ve hem öğrenci hem de öğretmen adına talihsiz bir husus da şu ki; Hafta içi dersin işlenmediği saatlerde ve hafta sonu verilecek olan yetiştirme kurslarıdır. Devlet, çocuğu hükmündeki memurları arasında sebebi akıl ve mantıkla izah edilmesi imkânsız bir şekilde öğretmenlerini üvey evlat olarak görüp saatini 9 TL’ye bu yetiştirme kurslarına almak istemesi ve öğrencilere hiçbir kaynak(kitap) yardımında bulunmadan bu işi yürütebileceğini düşünmesi talihsiz bir diğer vakıa olmuştur.

         Devletin özel okula gitmek isteyen öğrencilere 3.500TL’ye varan desteklerde bulunup yetiştirme kurslarına giden öğrencilere herhangi bir doküman yardımında bulunmaması amaç ile yapılan arasında ne denli derin bir uçurumun olduğunu görmek adına manidardır.

         Ya öğretmenlerini saatini 9 TL’ye çalıştırmak istemesine ne demeli..? Çerez satsa daha fazla para kazanacak olan öğretmenini geçim derdiyle karşı karşıya bırakarak ondan büyük bir performans beklemek insani ve ahlaki bir tavır değildir ki öğretmenlerin de böyle bir kursa başvurmayarak tepkilerini ortaya koydukları Milli Eğitimin “Kurslara öğretmen bulamıyoruz.” sözünden anlaşılıyor. Gel gör ki Milli Eğitim, basında çıkan kurs ders saati 18 TL olacak haberini yalanlarcasına kurslara başvurmayan öğretmenlere alternatif olarak ücretli öğretmen kartını öne süreceği blöfünü bile yaptı. Blöf diyorum çünkü sigortasıyla beraber bir ücretli öğretmenin devlete maliyeti, 18 TL’ye derse girecek olan kadrolu bir öğretmenin maliyetinden çok daha fazladır. Dolayısıyla Milli Eğitimin bu restini öğretmenler de gördü ve bu blöfe kanmayarak kurslara pek de ilgi göstermedi.

           Sözün özü şu ki, mevzu bahis çocuklarımız olunca MEB ile öğretmenler arasında karşılıklı restleşmelere varan tavırlar sergilemek ve böylelikle çocuklarımızın geleceğini hiçe saymak devletimizin ve milletimizin geleceğini hiçe saymakla eşdeğerdir. Derhal en kısa zamanda bu yetiştirme kursları adının gereğini yerine getirecek bir formata dönüştürülmeli ve devlet, öğretmeninin insanca yaşayabileceği bir hayat standardı için adım atmalıdır.

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *