0

 

            Hafta sonu Diyarbakır’da “Kürt Sorununa İslami Çözüm” adında bir çalıştay yapıldı. Çalıştaya yüzlerce STK adına yüzlerce delege katıldı. Katılanlar arasında akademisyenler, gazeteciler, eski milletvekilleri ve bazı kanaat önderleri ile sosyolog ve yazarlarda vardı. İyi ki de katılmışlar, en azından farklı katmanlardan oluşan bir heyet, ortak bir zeminde buluşma becerisini gösterebildiler. Çalıştay sonunda tüm katılımcıları bağlayan ortak bir mesaj yayınlandı.

            Acaba çalıştay istenilen hedefe ulaşabildi mi? Aslında ilk kez yapılıyor olması bakımından önemini kabullenmemek, bu çalıştaya haksızlık olur. Peki ya çalıştay bitiminden sonra burada konuşulanlar ve tüm katılımcıların altına ortak imza attıkları kapanış bildirgesi ne olacak? Onun içini nasıl doldurulacak? Ya da bu bildirgenin kalıcı hale gelmesi nasıl sağlanacak? Ya da kapanış bildirgesinde eksik bırakılan kısımlar oldu mu?

            Konuşmacılar kendilerine verilen konuşma sürelerini en iyi şekilde değerlendirmeye gayret ederlerken, hemen hepsinin ortak olarak bu bölgede, özellikle de tüm Türkiye’de meydana gelen sorunları derinlemesine analiz etmeyi tercih etmeleri dikkat çekiciydi ve hemen hepsinin ortak beyan ettikleri fikirler; tüm sorunların çözümünün İslami değerlerde aranması noktasında birleşmeleri idi.

            Buraya kadar her şey gayet normal; ama kapanış konuşmalarının yapıldığı sırada söz alan araştırmacı yazar ve ilahiyatçı Mehmet GÖKTAŞ Hocanın bir istekte bulunması ve katılımcılardan destek görmemesi çok düşündürücü bir durumdu. Peki Sayın GÖKTAŞ katılımcılardan ne istemişti, ona bakmak lazım.

            Özellikle bu bölgede dindar Müslümanlara uzun yıllardan beri sistematik olarak bir baskı uygulanmakta ve dindar kişiler sürekli olarak bir baskı altında tutulmaktadırlar. Söz konusu dindarların dernek ve parti binalarına defalarca saldırılmış, binaları yakılmış ve hasara uğratılmışlardır. Buna karşın bu olayları yapanlara karşı herhangi bir yaptırım uygulanmadığı gibi olaylarda yapanın yanına kar kalmıştır. Hatırlayınız 6-8 ekim tarihinde meydana gelen olaylarda söz konusu mütedeyyin insanlar feci şekilde katledilmiş ve cesetleri dahi ateşte yakılmıştır. İşte Sayın GÖKTAŞ bu olaylara dikkat çekmiş ve şu talepte bulunmuştur:

            Geliniz kapanış bildirgesine şu maddeyi hep birlikte ekleyelim; eğer bölgede yaşayan mütedeyyin kişilere, dernek yada STK’ya herhangi bir saldırı yapılacak olursa, Türkiye’deki tüm STK, dini cemaat ve kanaat önderleri bu saldırıyı kendilerine yapılmış kabul edecekler ve saldırıya uğrayan kişilerin yada STK ve derneklerin yanında yer alacaklar, bunu açıkça beyan etsinler. Ama maalesef bu teklif çalıştaya katılanlar tarafından kabul görmemiş ve kapanış bildirgesinde yer almamıştır.

            Ama gene de hakkını vermek lazım ki bu çalıştay, bölgede yaşayan tüm insanların birlikte yaşamalarını kolaylaştıracak neticeler doğuracaktır, en azından bu çalıştay neticesinde bölgede değişik fikir ve ideolojilere sahip insanlar birbirleri ile fikirsel tartışma yolunu ele geçirme şansı yakalamış olacaklar. Bu şu ana kadar gerçekleşmeyen, ama gerçekleşmesi durumunda bölgeye bir rahatlık kazandıracak bir durumdur, yeter ki hiçbir taraf kendisini bölgenin tek hakimi olarak görmeye kalkışmasın.

            Ben şahsen kapanış konuşmalarının ardından ortak olarak yayımlanan bildirgenin sonuna da şu maddenin eklenmesini beklerdim:

            *Bu çalıştay burada yapılan etkinliklerle sınırlı kalmayacak, burada konuşulan ve yapılması planlanan tüm etkinliklerin yerine getirilip getirilmediğinin değerlendirilmesi için; bu çalıştay her yıl Türkiye’nin değişik bölgelerinde tekrar yapılacak ve bu çalıştaya katılamayan diğer STK, akademisyen, gazeteci, kanaat önderleri, tarikat şeyh ve mürşitleri, hatta diyanet işlerinden yetkililer ve çalıştayın yapılacağı bölgenin kanaat önderlerinin de katılımlarının sağlanması için gereken girişimlerin yapılması.

            *Ayrıca çalıştaya katılanlar arasından bir izleme komitesinin oluşturularak, çalıştayda alınan kararların yerine getirilmesi için özel bir çalışma içine girilmesi.

 

            Her şeye rağmen bu çalıştayı tertipleyenleri gönülden kutluyorum, onlara şükranlarımı sunuyorum, bu tür çalışmalarda daha etkili bir rol almalarını temenni ediyorum.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *