Yazar
Mısır firavunlarının, yaşadıkları dönemde kendilerine hizmet eden köleleri, her yönleri ile kuşatmaya başladıktan sonra, kendileri için özel olarak muhteşem! Mezarlar inşa etme yoluna gittiler. Yani kendi cesetlerini gömmek için oluşturdukları anıtlar “piramitler” günümüzün firavunları tarafından sonradan dünyanın yedi muhteşem harikası haline getirildi.
Şunu demek istiyorum:
Firavunların mezarlarının yapımı için; otuz bin köle, bin beş yüz kilometrelik bir mesafeden sekiz yüz bin taş kütlesini sırtlarında taşıyarak uzun yıllarca piramitlerin yapımında çalıştılar. Bu piramitlerin yapımında çalışan kölelerden binlercesi ağır yük altında ölürken, yerlerine her zaman başka köleler getirilmiş ve o muhteşem! Yapılar ortaya çıkarılmıştır.
Düşünün ki birkaç tane zalim yaratık için binlerce köle yüzbinlerce taş kütlesini çok uzak mesafeden sırtlarında taşıdılar ve firavunlara mezar yaptılar. Ayrıca bu ağır yük altında ölen o kölelerin cesetleri örülen taşların arasına gömülüyor, bir nevi kölelerin cesetleri harç görevi görüyordu. Hatta piramitlerin yapımında ölen kölelere özel olarak gömülecek mezarlar yaptılar, hem de firavunların mezarlarının yanında. Neden diye sorarsanız; kim bilir belki bedenleri gibi, ruhları da köle olsun diye.
……..Oturdum ve benden binlerce yıl önce yaşayan o köle kardeşime bir mektup yazmaya başladım, onları kendime o kadar yakın hissediyordum ki aynı sınıftan geliyormuşuz gibi bir his vardı içimde. Ben şahsen asil insanlara ilgi duyarım, ama, asilliği altın ve gümüşten gelenlere değil.
……. Dostum ne bizi bilen nede bizim bildiğimiz savaşlar uğruna cepheye sürdüler bizi, kazandığımızda ganimete konan onlar, kaybettiğimizde ise ölenler bizlerdik. Artık kaderimin bir köle olarak doğup bir köle olarak ölmek olduğuna inanmaya başlamıştım. Derken merhameti bol olan Allah tarafından gönderildim diyen birinin sesini duydum. İsmi Muhammed’di. Adildi, merhametliydi, kızını bile cezalandıracak kadar cesurdu. Onu kendime çok yakın hissediyordum, tıpkı benim yaşadığım gibi bir hayat yaşıyordu ve saltanata dayalı bir hayatı da yoktu.
…….lakin öldüğünde, ölümün altında kalan göz kapakları parlak güneşimizi gölgeledi ve tekrar saraylar yükseldi gökyüzüne, hem de onun adına.
İşte o sarayları gökyüzüne yükseltenler, beni köle edinmeye çalışan gerici kölelerdir. Peki o gerici köleler kimlerdir?
İzah edeyim: İnsanları, kendilerine zor kullanarak, onları manevi dünyalarından uzaklaştırmaya çalışan zorba ve despot, sözüm ona maddeye köle olmuş çağdaş firavunlardır.
Maddeye köle olmuş bu çağdaş beyinler , kendilerini gerici bir köle konumuna düşürdüklerinin bilincine hala varamadılar ve bu gerici ve modern köleler, aslında tüm maddeye hükmetme konumunda olmalarına rağmen kendilerinin kendi elleri ile sömürüldüklerini de idrak edemediler.
Ey zamanımızın medeni ve cahil köleleri! İstediğiniz kadar beni öldürünüz, beni köle durumuna getiriniz, ama en sonunda kazanacak olan benim, çünkü sizler benim sadece bedenime pranga vurabilirsiniz, ama ruhumu asla esir alamazsınız. Çünkü ben kendimi kainatın yaratıcısına adamış ve ona canı gönülden inanmış bir ruhum var. Ama sizler firavunlardan bile daha cahilsiniz, hatta sizler maddeye köle olduğunuzun bile farkına varamayacak kadar cahil ve gericisiniz.
Hele bazen kendinizi özgürlük cehaletine o kadar kaptırıyorsunuz ki, gerçekten acınacak duruma düşüyorsunuz, unuttuğumu da sanmayın; özgürlük cehaleti adına neslimden milyonlarca kişiyi öldürdünüz, ama benim ruhuma pranga vuramazsınız.
Şunu da biliniz ki siz ey cahil medeniler, sizler Mısır Firavunları kadar da cesur değilsiniz. O Firavunlar bile sizden daha adildi!
0 yorum