İslam’da
kadın kutsaldır bu husus bir takım ayet ve hadisler ile beyan edilmiştir
bunlardan bazıları şöyledir,
Allah
(cc); "Kadınlarınızı boşadığınızda bekleme sürelerini tamamlamışlarsa
onları ya güzellik ile tutun yada güzellik ile bırakın fakat haklarını ihlal
edip onları yanınızda tutmayın, kim böyle yaparsa artık o kendi nefsine zulüm
etmiş olur" (Bakara 231) diye buyurmaktadır.
Yine
aynı şekilde Allah Resulü (sav) kadınların dövülmesini yasaklamış, veda
hutbesinde kadın haklarının gözetilmesi hususunda Allah'tan korkulması
gerektiğini şöyle vurgulamıştır:
"Ey
insanlar! Siz kadınlarınızı kendinize Allah’ın emaneti olarak helal kıldınız
sizin kadınlarınız üzerinde haklarınızın
olduğu gibi kadınlarınızın ‘da sizin üzerinizde hakları vardır o halde
kadınlarınıza iyi davranın."
Ayetler
ve hadisler ışığında yol alırsak
kadınların hak sahibi olduğunu, kadınlara karşı davranışlarda tıpkı kadınların
fıtratı gereği hassas ve kibar olunması gerektiğini görmekteyiz. Kadın haklarından
söz edip feminizm denen batılı fikir
akımına kendini kaptıran Müslüman kadınlarımızı gördükçe üzülmemek elde değil
ve bu durumu da "İslamcı Feminizm" diye adlandırıp ardına
gizlenmeleri sekülerizmin istediği perspektifin galibiyeti demektir. Ya feminizmin
tarihçesi bilinmiyor ya da İslam tam anlamı ile anlaşılmıyor. Bunlardan biri
doğru algılanmış olsaydı İslam ve feminizm asla aynı cümlede kullanılmazdı.
Orta
Çağ Hristiyanlığının kadına yönelik bakış açısı ve şiddetli uygulamanın
sonucunda ortaya çıkan batı kaynaklı bu düşünce ne zamandan beri “Müslüman
kadının hakkını savunmaya hak kazanmıştır”? Batıda tarihte, dünde, bugünde hep
bir ayrım, bir sınıfçılık, bir tabakalaşma, cinsiyetçilik ve ırkçılık söz
konusu olmuştur ve halk da kendi dünyalarında özgürlük ütopyalarını kurup
üzerine kitaplar, makaleler yazmış
felsefi akımlar oluşturmuştur. Feminizm de bu akımlardan yalnızca
biridir.
İslam’ın
kadına verdiği değer ve ayağının altına cenneti serdiği müjdesi varken neden
hâlâ ezilmiş bir topluluğun direnmek adına ortaya koyduğu akımın ardından
koşulmakta? Reelde dava kadın hakları özgürlüğümü acaba? Öyleyse açılsın
ayetler veya bakılsın bir dinler tarihine... İslamiyet’ten önce toplumda hak
ettiği yeri bulamayan kadının İslamiyet
ile insana yakışır haklara ve müstesna bir makama sahip olduğu, erkeğe özel bir
ayrıcalık tanınmadığı, kadın ile erkeğin Allah katında aynı olup hak ve hukuk
olarak da birinin diğerinden üstün olmadığı görülecektir. Allah Resulünün (sav)
bu konu ile ilgili bir çok hadis-i şerifleri mevcuttur onlardan biri şöyledir;
"Kadınlar erkekler ile birlikte bütünü tamamlayan diğer bir yarıdır."
(Ebu Davud)
İslam’ın
hiçbir zaman cinsiyetçi bir yaklaşımı olmadığı açıkça beyan edilmişken İslam’ın
doğru yaşanılmaması asla cinsiyetçi yaklaştığı anlamına gelmez. Zira insanların
yaptığı yanlış ve hatalar ne bir dine ne bir topluluğa yüklenemez. Zaman zaman
sahabelerin eşlerine karşı davranış biçimleri sert olduğunda Allah Resulünün
uyarıları ve ikazları sonucu daha hassas davrandıklarını tarih sayfalarında
görmekteyiz . Onların bu hataları ve eksikleri asla İslam’ın olmamıştır.
Abdullah bin Ömer bu hususu şöyle ifade ediyor; "Biz Peygamber (sav)
zamanında hakkımızda vahiy indirilir korkusu ile hanımlarımıza kaba
davranmaktan ve incitici söz söylemekten çekinirdik" Maalesef efendimiz
(sav) vefatından sonra zaman zaman aynı duyarlılığı gösteremez olduk.
İslam
bu duyarlılığı emrederken bir çok kişi nefsin sebep olduğu cinsi kibre
kapılarak Müslüman kadınların batı asıllı bu algıyı desteklemelerini istemektedir.
Halbuki feminizmin ortaya çıkışı ile cinsiyetçi kibrin artırılmasına katkı
sağlanmıştır, çünkü bu algının var oluşu cinsiyet eşitsizliğini kaldırmak olup
cinsiyetçiliğe karşı cinsiyetçi davranıp bu durumu daha da fazla
azgınlaştırmıştır. Bu nedenledir ki medyanın feministçe bakış açısı her geçen
gün kadınların özgürlüğünü ve aile yapısını zedelemiştir. Böylelikle İslam’ın hükümlerinden uzaklaşmanın kendi
kişiliğimize ve hayatımıza nasıl da büyük zararlar doğurduğunu müşahede
etmekteyiz.
Bu
konu üzerine söylenilecek o kadar cümleler var ki bunun için kitaplar bile
yetersiz kalır. Biz de naçizane birşeyler anlatmak istedik. İnşallah dönemin
batağından biri olan bu ideolojinin kurbanı olmaktan kurtuluruz. Bu kurtuluş
unutmayalım ki dinimizi iyi bilmekten geçer ve
her zaman hatırlamamız gerekir. İslam insanlara insanlığı öğreten,
insanlığı öğrettikçe sınırlarını gösteren ve sınırlarını gösterdikçe hakkı
hukuku bildiren tek ilahi dindir. Rabbim bizleri akıl edenlerden eylesin.
Selam
ve dua ile.
0 yorum