Matrix filmini izleyenler Morpheus ve Neo arasında geçen şu
diyaloğu hatırlayacaktır; ancak ben parantez içinde aldığım (beyin)
kelimesinin, (göz) yerine kullanılmasının, cümleye daha uygun olduğu
kanısındayım.
Gözün, beynin dış dünyaya açılmasını sağlayan bir araç
olması ve görmenin beyin tarafından sağlanıyor olması, beni böyle bir tercihe
yönlendirdi.
Neo: "… (Beynim) neden acıyor?"
Morpheus: "Çünkü onu daha önce hiç kullanmadın."
Bu replik ilgimi çekmiş ve beni düşünceye sevk etmişti.
Nasıl olabilirdi insan beynini kullanmadan yaşayabilir
miydi?
Pek mümkün gibi görünmüyordu.
Öyle ya neredeyse attığımız her adımın beynin komutlarıyla
olduğunu bilim insanları kanıtlamıştı.
Belki de kast edilen bu değildi.
Belli ki burada anlatılmak istenen sabah evden çıkıp, işe
gitmek; işten çıkıp, eve dönmekle ilgili bir durum da değildi.
O halde neydi?
Neydi insanın beynini kullanmadığı halde, beynini
kullandığını düşündüren?
Bir ideoloji kıskacına alınmış ve sonra kendini bu
ideolojiye adamış; bunun sonucunda kendi aklı atıl durumda kaldığı için
başkasının aklıyla hareket eden bir insan mı kast ediliyordu?
Yoksa kendine sunulan ve onun özgürlüğüne sebep olacağı
konusunda ikna edilen, bunun neticesinde dikkati tek bir noktaya çekilerek;
yeni bir kölelik serüvenine yol aldığını fark edemeyen kişiler mi kast
ediliyordu?
Belki de sizin aklınıza değil, beden gücünüze ihtiyaç duyan
insanların, size uyguladığı psikolojik baskı neticesinde iradeden vazgeçişi ve
‘’minimal bilince sahip bir bitkisel hayat’’ evresine geçişi ifade ediyordu.
Nitekim filmde insanlar, makinalarla yaptıkları savaşı
kaybediyor ve geri çekilmek zorunda kalıyordu.
Bu yenilgiden sonra makinaları yenmenin yollarını arayan
insanlar, makinalarının en zayıf noktalarını tespit ediyor ve güneşten
aldıkları enerji sayesinde güç kazandıklarını tespit ediyorlardı.
Bunun üzerine insanlar, makinalar ve güneş arasındaki bağlantıyı
kesmek için dünya atmosferine özel bombalar patlatarak güneş ışınlarının
dünyaya gelişine engel oluyorlardı.
Ancak makinalar kesilen enerjinin insan vücudundan elde
edilebileceğini fark ediyor ve yaşamak için insan vücudunu bir pil olarak
kullanmaya başlıyordu.
Peki, günümüz de makine ve insan savaşı söz konusu değilken,
kim insan vücudunu pil olarak kullanmak isteyebilirdi ki; biz bu durumu
nasıl açıklayacaktık?
Bana göre bu durumu en iyi ‘’ ideoloji’’ kavramı ile
açıklayabiliriz.
Habermas’a göre: ‘’ideoloji, bir tahakküm aracı ve güç
ilişkilerini meşrulaştırmaya hizmet etmektedir.”
İçinde Adorno’nun da bulunduğu Frankfurt Okulu düşünürlerine
göre:
1) ‘’İdeoloji yanlış bir bilinçtir ve evrensellik
iddiasında olan düşüncelerin, gerçekte kişisel çıkarların birer maskesi
olduğunu gizlemektedir. ‘’
2) ‘’İdeoloji, durmadan tekrarlanarak bir dizi basmakalıp
düşünceye; sözde hikmete dönüşmektedir. ‘’
3) ‘’İdeolojiyle birlikte bütün insanileştirici yönleri
yitirmektedir.’’
Gramsci’ye göre ise: ‘’İdeoloji=Hegemonya’’
‘’Pozitif bilimlerin aksine ‘’ideoloji’’ kendini mutlak
doğru kabul eder ve eleştiriye karşı tahammülü yoktur.’’
Yukarıdaki örneklerden yola çıkarak ve ideolojinin de insan
beyninin atmosferine atılan bir sis bombası olduğunu da varsayarak şunları
rahatlıkla diyebiliriz ki:
İdeoloji, insan aklına değil; bedenine ihtiyaç duyar.
İdeoloji için insan kendi pazusuna kattığı bir güç ve
düşmanına vurduğu bir yumruktur.
İdeolojiye göre insan pazarlık masasına otururken pastadan
daha fazla pay almak için kullandığı bir sayı veya amiyane bir tabirle
‘’Kelle’dir.
İdeolojiler, müntesiplerinin akli melekelerini ve sorgulama
yetilerini saf dışı bırakmak için, onları düşmanlık üzerine konumlandırır;
böylelikle bütün dikkatlerini tek bir noktaya çekerek geri kalan her şeye karşı
ilgisiz kalmalarını sağlar. Düşman yok olsa bile ideoloji, kendi içinden düşman
çıkarmayı bilir.
Carlin’in dediği gibi: “… (ideolojiler), eleştirisel
düşünebilme kapasitesi olan bir nüfus istemezler. Onlar yalnızca makineyi
çalıştırabilecek kadar zeki ve içinde bulundukları durumu kabul edecek kadar
aptal olan itaatkâr işçiler isterler.”
Bütün bunlar dikkati nazara alındığında “beyni hiç acımamış”
biri için bu dünya bir Simülakr; yaşadığı hayat ise bir simülasyondur.
0 yorum