88

Her eylem yeniden diriltir beni

Nehirler düşlerim göl kenarında

 

Ey deprem gel yetiş bu şehirlerin

Doğayı çarptıran konumlarına

 

Doğ ey güneş erit taştan adamı

Ve kurut taşları diken elleri

 

Babamın gölgesi koruyor beni

Oh ne güzel şehir bu eski şehir

 

Dönüştür ey kalbim bahçeli eve

Anlamı ezen o makinaları

 

Kurtuluş haberi olsun dünyaya

Ayırma üstümden bir an gölgeni

Mehmet Akif İnan

 

Merhum Mehmet Akif İnan’ın bu şiirinde; doğa ile iç içe büyümüş birinin çevresindeki yeşil alanların yavaş yavaş betonlaşması üzerine, beton binaları teşbih sanatını kullanarak adama benzetmesi üzerine yazılmış bir şiirdir. Eskiye, babasının evine özlem teması vardır. 

Geçenlerde medyaya bir haber düştü. Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Hüseyin Gökalp, Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde, Atatürk karşıtı ifadelerin yer aldığı bir şiiri paylaşmış sözde. 

Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Hüseyin Gökalp’in twitter hesabından paylaştığı görselde, Mehmet Akif İnan’ın “Doğ ey güneş erit taştan adamı ve kurut taşları diken elleri” dizileri üzerine yine ortalığı velveleye veren fikir ve düşünce özgürlüğü düşmanları gündemi meşgul ettiler. 

Mehmet Akif İnan'a ait olan ve sevilen sanatçı Ömer Karaoğlu tarafından bestelenen, "Doğ ey güneş erit taştan adamı" isimli şiirinden bir mısraı twitter hesabında paylaştı diye üniversite hocasına; tehditler savurmak, odasına baskınlar vermeye çalışmak ve devlet düşmanı gibi gösterilen bir ülkede yaşıyoruz. Her paylaşımı kendileri üzerine alan bu zihniyet, insanların düşünce hürriyetini kısıtlamaya çalışıyorlar. Ülkede kendileri gibi düşünmeyen insanlara ya yaşam hakkı vermiyorlar ya da düşünme hakkı. 

Düşünce özgürlüğünden dem vuranların, düşüncenin önündeki en büyük engel olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Halkının %99'u Müslüman olan bir ülkede, halkın inancına aykırı düşüncelerle hareket edip halktan saygı bekleyen bozuk bir zihniyet var. Başkasının inancına saygı duymayan bu jakoben, militarist zihniyetin kendi bozuk düzenlerine herkesin saygı beklemeleri abesle iştigaldir. Buluttan nem kapan bu zihniyet, kamuoyundaki her sözü kendilerine yapılmış gibi düşüncenin önüne ket vuruyorlar.

Daha önce de Allah’ın ayetini okuyan imama Mustafa Kemal'i kastetti diyerek ayete ve imama saldırmışlardı.

Mayıs 2021’de İslamî kaynaklarda geçen mabedler ile ilgili bilgileri ve ayeti okuyunca üstü örtülü Mustafa Kemal'e hakarettir, diye algılayıp feveran ettiler. Yani 1400 yıl önce inmiş ayeti sizin kara kaşınız kara gözünüz için okumayalım mı? Zinaya veya faize olumlu bakıyorsunuz diye zina veya faiz ile ilgili ayet okumayalım mı? Kutsal kitabımızda geçen ayetleri ne zaman, nerede okumayı sizin keyfiniz belirleyemez. Hem hiç kimsenin aklına gelmeyen şeyleri zorlama yorumla illa bir yere bağlama hastalığından da vazgeçin artık. Paylaşımda isim yok. Hakaret yok. Ayasofya imamı kendi alanıyla ilgili konuşunca hemen âlimler siyasete karışmaz deyip karşı çıkanlar, neredeler? Üniversite öğrencisinin görevi midir hocanın odasını teröristler gibi basmak ve tehdit mesajı türünde demeçler vermek? Bu ülkenin savcısı, polisi, hâkimi yok mu? Neden bu hadsiz öğrenciler, bilim yuvalarının isimlerini kirletiyorlar. Paylaşımda varsa bir sıkıntı savcılık denen bir merci var. Bu ülkede herkes kafasına eseni yaparsa ne olur? Bu bozuk zihniyetli öğrenciler ve arkalarındakilerin amacı ne? 

Eğer gerekli makamlar gereğini yapmazsa ileride daha büyük kötü sonuçlara gebe olur bu öğrencilerin yaptıkları. 

Bu şekilde tüm üniversite öğrencilerine karşıt görüşte oldukları hocalarına saldırma yolu açılmış olur. Farklı fikirlere tahammül, eleştiri, yaratıcı düşüncenin önü kapanmış olur. Bir eğitim kurumunda tek tipçi bir düşünce ortaya çıkarsa oraya da bilim yuvası demek haksızlık olur. Olsa olsa orası anarşist yuvası olur 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *