Sn. Cumhurbaşkanının İlimizi ziyaretini ekonomik ve sosyokültürel
perspektiften irdelemeye çalışacağımı önceki yazımda belirtmiş ve ekonomik
konularla ilgili düşüncelerimi naçizane ifade etmeye çalışmıştım. Bugünkü köşe
yazımda da ziyareti sosyokültürel perspektiften irdelemeye çalışacağım
inşallah.
Batman ilimiz nüfusunun tamamına yakını Kürd kökenli vatandaşların
oluşturduğu genç, dinamik ve aynı zamanda en fazla politize olmuş şehirlerimizden
bir tanesidir. Böyle olmakla beraber aşırı milliyetçi ve faşist duyguların asla
ön plana çıkmadığı, dışarıdan gelen insanların (gerek görev ve okul gibi
nedenlerle gelip yerleşen, gerekse de misafir olarak gelenler) asla hor görülüp
dışlanmadığı, ayrımcılığa tabi tutulmadığı adeta kendindenmiş gibi kabul edilip
muamele edildiği bir coğrafyanın parçası. Bunda, Kürd Halkının temel insani
hasletlerinin etkisi olduğu gibi bölgedeki İslami yapıların yaptığı
çalışmaların bölge halkı üzerindeki olumlu etkisinin de mutlak bir payı vardır.
Bölge halkı;
Gerek İnsani ve İslami haklar, gerekse de evrensel en temel hak ve
özgürlüklerinin anayasal güvence altında olması gerektiğini düşünmekte ve bu
konuda hükümetten adım atmasını beklenmekteydi. Ne yazık ki, yeni hükümet
sisteminin kurulması öncesi ve sonrasındaki süreçte hükümeti oluşturan
ittifakın ağır bir milliyetçilik söylemine sarılması ve bu ağır milliyetçi söylemin
eyleme dönüşmesi ve bu eylemlerin dozunu gittikçe artırması halkımızın
dikkatinden kaçmamış ve büyük bir rahatsızlık ve hayal kırıklığı doğurmuştur.
Bu durum birlik, beraberlik ve kardeşliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz bu
zamanda bu değerlerimize bir hançer gibi saplanmış ve telafisi mümkün olmayan
yaralar açmıştır.
Hal böyle iken, Sn. Cumhurbaşkanının ziyareti sırasındaki bir programda Kürtçe
şarkılarla (Batmane Batmane) karşılanması ve Sn. cumhurbaşkanının bu konudaki
memnuniyeti hükümeti oluşturan ittifakın bu konudaki uygulamaları ile tam bir
tezat oluşturmuş, bu karşılama halkımızca göstermelik bir tören olarak
addedilmiştir.
Daha birkaç gün önce komşu ilimiz Siirt’te bir vatandaşın ‘‘ Burası
Kürdistandır’’ söyleminden dolayı gözaltına alınmasını nasıl izah edeceksiniz?
Taa Selçuklular zamanından başlayarak Osmanlı İmparatorluğu döneminde ve
devamında oluşturulan 1.Mecliste Kürdistan coğrafi bir bölge olarak tanımlanmış,
mecliste bu bölgeyi temsil eden mebuslara Kürdistan Mebusu ismi ile hitap
edilmiştir. Tıpkı Lazistan Mebusu, tıpkı Dersim Mebusu gibi…
Bölge halkı ile gerçekten barışmak, birlik beraberlik ve kardeşliğimizi
yeniden tesis etmek ve bölge halkını “PKK’nin siyasi uzantısı parti” diye
tanımladığınız malum siyasi partinin kucağına itmek ve onların ekmeğine yağ
sürmek istemiyorsanız eğer, bu ağır milliyetçi söylem ve eylemlerinizden bir an
önce vazgeçin ve Kürd Halkının insani ve İslami en temel haklarını fakatsız,
amasız ve koşulsuz bir şekilde anayasal bir güvenceye kavuşturun.
Halkımız;
İnsani ve İslami değerlere sahip olduğundan zerre şüphe duymadığı Sn.
Cumhurbaşkanının başında bulunduğu bir hükümetten, bu değerlere bağlı adımlar
atmasını ve bu ağır milliyetçilik kokan eylem ve söylemlerinden biran önce
vazgeçmesini talep ve temenni etmektedir.
Selam ve dua ile…