Aslında, mesele üzüm yemekse çözüm yolları aralanabilir. Çünkü
iman ve vicdan taşıyan herkes, hayvana edilebilecek en ufak eziyeti de kabul
etmez-edemez. Ama diğer taraftan hayvana insandan daha fazla değer vermek ise
başlı başına bir skandal.
Bu yasa ve sokak hayvanları konusunu araştırırken, Türkiye’nin
başıboş köpek haritasına ilişti gözüm. Haritada Türkiye’de 10 Milyon başıboş
köpeğin var olduğu ve 300.000 köpek saldırısı vakalarının yaşandığı bilgisi
tüylerimi diken diken etti.
Bu ne demek biliyor musunuz? Ülkemizde her 100 kişiye 8, her
Km2’ye ise 12 adet başıboş köpek düşmektedir. Bunlar içerisinde de ortalama her
20 köpekten 1 tanesi aşırı saldırgan ve sabıkalıdır.
Bu haritanın verdiği bilgilerden yola çıkıp nüfusa göre dağılım
yapıldığında, Batman’da 66.978 başı boş köpek olduğu ve şehrimizde yıllık
saldırı vaka sayısı ise 2168 gibi dehşet bir sayı çıkıyor karşımıza.
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışından köpeği yaşat ki
çağdaş desinler noktasına geldik maalesef!”
Hayvan severler hatırına, birilerine şirin görünmek adına
insanlığı küçük düşürenlere boyun eğmeyip hakikatleri söylemeliyiz. İnsanların
yaşam alanlarını başıboş köpeklerin işgaline son verilmeli.
Hz. Ali’nin dediği gibi haklılar haksızlar kadar inatçı
olmadıkça hak yerini bulmaz.
Hayvan sevgisi kimseyi rahatsız ettiğini düşünmüyorum. Ama insandan
öncesine getirilmesi sıkıntıdır.
Diğer bir taraftan köpek ve kedi maması için şebekelerin
oluştuğu, bu şekilde para devşirdikleri iddiaları da yok değil. Mama lobicileri
yaşlı, çocuk ölümlerine rağmen nasıl da ısrar ettikleri görebiliyoruz.
Buradan yetkililere seslenip öneride bulunmak istiyorum.
Unutmayın ki, istismar da bir çeşit işkencedir. Hayvanların istismar edilmemesi
için derneklerin her mama etkinlikleri, ihale sürecinden sokaklara dağıtım
sürecine kadar denetlenmeleri İvedilikle takip edilmelidir.
Eskiden belediye veya ihale alınan yerin kasasını boşaltmak
için kaldırım yapılıp her tarafa mevsimlik çiçek dikilirdi. Bu işin adı çıktı.
Bu kurumlar da dernekleri örnek aldı. Yolsuzluğunun kanıtlanması neredeyse
imkansız olan mama işini sevdiler. Çünkü hayvana diyemezler ki sana ne kadar
mama verdiler?
Bu köpek mamasında dönen rant için korkunç rakamlardan bahsediliyor.
Devlet yetkilileri bu istismarın önüne geçip her önüne gelen hayvan sever derneği
açtıktan sonra istediği gibi bağış kampanyaları yapmasının önü alınmalıdır.
Herkesin çözümden yana olduğuna, ne hayvanların telef
olmasına ne de sokaklarda başıboş bırakılmasına seyirci kalmak istiyor. Ben
buna kefil olabilirim.
Peki ne yapılmalıdır? Nasıl sonuca varabiliriz?
Devletin belirlediği hazine arazisinde bunlar için kalmaya
elverişli yuvalar yapılabilir.
Köpeklerin konacağı o arazinin etrafı çitle çevrilebilir.
Dişi-erkek köpekler ayrılarak kısırlaştırma gereksinimi de
ortadan kaldırılabilir.
Rantın önüne geçilip beslenmeleri de oradan yapılabilir.
Hastalıklı yaşamamaları ve başkasına bulaştırma olasılıkları
da göz önüne alınarak belediyeler bünyesinden ücretsiz veterinerler gönderilebilir.
Daha önce köpek saldırısı sonucu yaralananlara devlet maddi,
manevi yara sarmaya gitmeli, fizik tedavi için belirli seanslar değil de doktorun
tavsiyesine göre seanslar değişkenlik arz edip beyanatlar verebilmelidir.
0 yorum