0

Tarih boyunca dünyada önder olmak isteyen insanlar her zaman için insan kitlelerini etraflarında toplayıp onları belirli bir hedefe doğru yöneltmeye gayret etmişlerdir. Bu gayrette olan sözde liderler, aslında sadece kendi iktidarlarını sağlama almaktan öte bir başarı elde edememişlerdir.

Yeryüzünde önderlik iddiası ile ortaya çıkan bu sahte önderler aslında çıktıkları her toplumu ifsat etmekten öte toplumlarına hiçbir şey sunamadıkları gibi, toplumda yaşayan tüm bireyleri de birbirlerine düşman ettiler ve insanları gurup ve fırkalara ayırarak onları birbirleri ile çatıştırdılar. Aslında tüm beşeri ideolojilerin temel gayesi de toplumu ifsat edip guruplara bölmek ve böylece de onları daha kolay sömürmek. Bu durum tarihin en büyük “medeni” ülkelerinde de böyle olmuştur.

Tarihte, insanları peşlerinden sürükleyen çok önemli şahsiyetlere bakıldığında aslında hepsinin niyetinin aynı olduğunu görmekteyiz. Ayrıca ne ilginçtir ki tarih boyunca insanları peşinden sürükleyenler nedense hep insanlığın kurtuluşu amacı ile ortaya çıkmışlardır. Hatta bu kişilerden bazıları kendi asıl kimliklerini örterek “Filozof Konfiçyus, Aziz Buda gibi” toplumlarına sahte vaatlerde de bulunarak onları daha kolay sömürme ve köleleştirme yollarına gitmişlerdir. Böylece bu sahte kurtarıcılar kendi makamlarını daha da sağlamlaştırmış oldular.

Çağımızın en büyük sosyologlarından olan düşünür Ali Şeriatı bu konuda şunları söylemektedir: Filozof Konfiçyus’a güvenimiz tamdı, insan ve toplumun sorunlarına el atmıştı. Lakin prenslerin dostu oluverdi, zaten bir prens olan Aziz Buda’da terk etti bizi. Artık kaderimin bir köle olarak doğup bir köle olarak ölmek olduğuna inanmaya başlamıştım, ama bu kişiler de bizi aldattılar.

Şunu da belirtmek gerekir ki tarih boyunca “kurtarıcı” iddiası ile ortaya çıkan sözde liderler, aslında önce kendi saltanatlarını korudukları gibi içinde yaşadıkları toplumun “elit” tabakasını oluşturanların haklarını ve makamlarını koruduklarının belki farkında bile olamadılar. Şunu da belirtmek gerekir ki kendiliğinden ortaya çıkmış tüm “kurtarıcı önderler” aslında hep belirli bir zümrenin savunuculuğunu yapmış, bazılarının hukukunu koruyayım derken, diğer kesimlerin haklarını sömürmüş, hatta onlara yaşam hakkını bile çok görmüşlerdir. Bu nedenle insanlık için utanç kaynağı olacak şekilde katliamlara sebep olmuşlardı. Bu sahte önderleri yeryüzünün her yerinde görmek mümkündür. Bunun örnekleri günümüzde çok net bir şekilde bellidir. İsim vermeye gerek de yoktur.

Yukarıdaki açıklamalardan sonra kendimize şu soruyu sormamız gerekir:

Acaba tarih boyunca insanlığın kurtuluşu için ortaya çıkan, insanlara gerçek adaleti, kardeşliği ve kurtuluşu vaat eden seçkin önderler ve halka rehberlik edecek gerçek kurtuluş ve özgürlük mücadelesi veren şahsiyetler yok mu? Olmaz mı?

Yeryüzünün en seçkin, en gerçekçi, halkının kurtuluşu için mücadele eden gerçek kurtuluş önderleri sadece peygamberlerdir. Bu peygamberler kendilerinden ortaya çıkmadıkları gibi, mücadeleleri de hiçbir zümrenin çıkarına dayanmamaktadır. Peygamberler yaşadıkları toplumun tüm zalimlerine karşı mücadele verdikleri gibi, kendi toplumlarının en “alt sınıfındaki” kişilerin haklarını da koruma altına almış, dönemlerinin hakim zalimlerinin isteklerine hiçbir zaman meyletmemişlerdir. Bilakis peygamberlerin mücadeleleri kendi zamanlarının tüm zalimlerinin saltanatlarına son vermeye dayanmaktadır. Şunu da belirtmek gerekir ki sahte önderlerin etrafında hep güçlü ve zalim tabakadan insanlar bulunurken, peygamberlerin etrafında hep ezilenler, toplumda kendilerine yer bulamayanlar, sömürülenler, açlar ve kimsesizler bulunmuşlardır. Şunu da belirtmek gerekir ki tarih boyunca ancak peygamberlerin davalarını kendilerine rehber edinenler toplumlarının sorunlarına çareler aramışlar ve çözüm üretebilmişlerdir.

Ey kurtuluşu, adaleti ve özgürlüğü arayan, insanlığın geleceğini kurtarma ümidi ile ortaya çıkmış sahte özgürlükçülerin peşinde koşan insan!

Emin ol ki peygamberler dışında arkalarından koştuğun sahte önderler, sana hiçbir zaman huzur veremezler, sana kurtuluş vaat edemezler, senin saf duygularını sömürerek sadece kendi saltanatlarına saltanat katarak, seni bir sömürü aracı kullanarak kendi varlıklarını devam ettirmektedirler. Bunlara sakın kanma.

 

Sonra: Sana dünyanı kaybettirdikleri gibi ahiretinin kaybettirecekler. Bu dünyada kaybedilenler bir şekilde belki geri gelebilir, ama ahiretini kaybedersen onu geri getiremezsin.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *