32


         Öyle ya, 2020 felaketler yılı olarak literatüre geçti geçecek. Neymiş efendim. Bu sene, tüm dünyayı kasıp kavuran covid 19 virüsü çıktı. Bundan daha büyük bir bela mı olur? Depremler çoğaldı. Ekonomiler battı. Yağmurlar azaldı. Falan filan.

         İnsanın geninde azgınlık yapmak, diklenmek var ya ...  İşte o sebepten çok az şükreder,nimetin kıymetini bilmez.  

         Ya bu covid canavarını insanın kendisi üretmişse ne demeli?  Bu konuda hiçte yabana atılmayacak kadar delil var. Zannedersem en son ABD dışişleri bakanın kendisi, bizzat Covıd 19 Virüsünün WUHAN da bir laboratuar ortamında üretildiğini beyan etti. İtalya milletvekilleri de virüsün yapay olduğunu söyledi. El hasılı ister  yapay olsun ister olmasın, insan, kendi başına açtığı felaketleri haşa neredeyse Allahtan bilecek. Elbette her şey Allah'tandır. Ancak Allah azze ve celle insanı fiilerinden sorumlu tutar.  Fıtrata uygun hareket etmesini emreder. Dünyanın dengesi ile bu kadar oynanırsa, ozan tabakası da delinir, İklim değişikliği de meydana gelir, sel ve su baskınları da olur depremler de olur.  Dünyanın sonunu insanın kendisi getirecek böyle giderse...

         İnsanın şükredeceği yok dedik ya. Her şeyi, bulunduğu zaman içerisinde değerlendirir. Daha kötüsünü akıl etmez,dinlemek istemez.  Mesela son 100 yüzyılda insanlığın başına gelen büyük felaketleri hiç aklına getirmez. Sadece Birinci ve ikinci dünya savaşlarında asgari 60 milyondan fazla insan öldürüldü. Bakın ölmediler, bizzat insan, bir başka insan tarafından  öldürüldü. Milyonlarca ailenin ocağına ateş düştü. Şehirler ve ülkeler yıkıldı. Yakın zaman Rusya'sın da 5 milyona yakın insan açlıktan kırıldı. Son 15 yıl içerisinde İslam topraklarında milyonlarca insan öldü. Sürüldü. Yersiz ve yurtsuz duruma düştü.

         Kırk yıl öncesi babalarımız, dedelerimiz  ekmek kuyruklarında, ilaç kuyruklarında, tüp ve gaz yağı kuyruklarında ömür tüketti. Şimdi bunları bilmeden düşünmeden bol keseden sallayıp yaşadığımız 2020 yılını felaketler yılı olarak söylemek şükürsüzlüktür nankörlüktür. Kurban olduğum Allah'ımın zoruna gider de bir sonraki yılda, bu yılı mum ile ararız da o zaman aklımız başımıza gelir. Tüm olumsuzluklara rağmen virüs insanları evsiz yurtsuz bırakmadı. Bir İspanya vebası gibi dünya nüfusunu  kırıp geçmedi.

         Akletmediğimiz temel sorun şudur ki; İnsanın başına her ne geliyorsa,kendi elinin yaptıkları sonucu  geliyor. Mesela sadece Türkiye'de bir gıda şirketi tarafından yapılan araştırmaya göre, yıllık 280 Milyar liralık gıda israf ediliyor. Bu yaklaşık 87 Milyon Türkiye Nüfusunun Tüm mutfak masrafına denk geliyor. Veya şöyle söyleyelim 109 Milyon çocuğun yıllık eğitim masrafına karşılayabiliyor. Yine Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü (FAO) her yıl üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri yeterince değerlendirilemediğini  belirterek bu  da, tüm dünyada 1, 3 Trilyon dolarlık gıdanın israfı manasına geldiğini söylüyor.  Bu, gıda israfının da dünya karbon salınımının yüzde sekizine tekabül etiğini belirtelim. Yani çöpe atılan bu gıda, bir milyar aracın egzoz dumanından daha fazla   ozon tabakasına zarar veriyor.

         Şimdi Allah Zülcelal, nimeti burnumuzdan getirmeyipte ne yapsın. Bunca aç insan varken heba olan bu nimetin hesabı sorulmaz mı zannederiz. İnsanın hırsı, azgınlığı olmasa bu dünya herkese yeter. Hatta bir o kadar nüfusu şimdiki imkanlarla rahat rahat besler.

        

         Söyleyeceklerimi rabbimin kelamıyla bitirmek istiyorum.

Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizin yaptığı işler yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder. (Şura 30)

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *