Ne altın, ne gümüş, ne elmas, ne de teknolojinin beraberinde
getirdiği sanal paralar… Bunların hiçbiri asıl büyük yatırım ve kazanç
değildir. En büyük yatırım, insana yapılan yatırımdır. En büyük kazanç güzel
insanlar biriktirmektir.
İnsana yatırım yapan hiçbir zaman kaybetmemiştir. Etrafında
güzel insanlar biriktirenler kolay kolay mahzun olmamışlardır. Ama “insan”
faktörünü ıskalayanlar ve bu faktörün gücünü henüz anlamamış olanlar da hep
kaybetmişlerdir. Kısır bir döngü içinde dolanıp durmuşlardır.
Çağımız her ne kadar teknoloji çağı olarak isimlendirilse de
her ne kadar ilişkiler ve ruhlar mekanikleşmeye yüz tutmuş olsa da bunların
hiçbiri “insanın” yerini alamayacak. Yani her ne kadar teknoloji ve bilişim
gücünüz olsa da etrafınızda “kaliteli insanlar” yoksa sizin gücünüz kısırdır.
Misal Peygamberler (Allah hepsinden razı olsun) de insana
yatırım yapmışlardır. Kendi etraflarında insan biriktirmişler. Misal Hz. Musa “Bana ailemden bir yardımcı ver.”
diyerek, etrafında kendisiyle aynı davaya hizmet edecek bir “insan” istemiştir
Rabbinden.
Yine Hz. İsa, havarilerine seslenerek “ Allah’a giden yolda benim yardımcılarım kimdir?” demiştir. Yani
bu işin tek başına zor olacağını, İslami mücadele yolunun yalnız
yürünemeyeceğini anlatıyor bu hitap, bir bakıma.
Bu çerçeveden Siyere baktığımızda da yine aynı manzara ile
karşılaşıyoruz. Allah Resulü (sav), insana yatırım yapmış ve etrafında insan
biriktirmiştir. Mesela Hz. Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha B. Ubeydullah,
Ebu Ubeyde B. Cerrah (Allah hepsinden razı olsun) gibi nice güzel ismi, güzel
insanı biriktirmiştir. Ve Allah Resul’ü (sav) biriktirdiği bu insanlarla Allah
yolunda mücadele etmiştir.
Yine Hz. Ömer (ra)’in, Allah’ın kabul edeceği bir tek dilek
hakkı olursa dileğinin; “Bir oda dolusu Ebu Ubeyde bin Cerrah, Muaz bin Cebel
ve Huzeyfe bin Yeman gibi adam istemek olacağını ve bunları Allah yolunda
görevlendirmek.” olacağını söylemesi, “insan” faktörünün ne kadar hayati
olduğunu ifade eden güzel bir örnektir.
Hayattan tat alabilmek ve hayatı gerçek bir hayat olarak
yaşayabilmek için her anlamda insan biriktirebilmemiz lazım; ama eğer İslami
bir davamız varsa ve böyle bir işin mücadelesini veriyorsak, İslam tarihindeki
örneklerde de görüldüğü gibi “insan” faktörü bizim için çok daha önemlidir.
Bu anlamda hayatta kendilerine güvenebileceğimiz,
sıkıntılarımızı, hüzünlerimizi paylaşabileceğimiz; omuz omuza dayayıp yol
yürüyebileceğimiz güzel insanlar olmalı etrafımızda. Eğer etrafımızda böylesi
insanlar yoksa bu uzun soluklu İslami mücadele ve hizmet yolu, bizim için çok
çetin bir yola dönüşebilir.
Çünkü böylesi insanlar, en büyük zenginliğimizdirler, en
büyük zenginliğimiz olacaklar.
Allah için beraber mücadele/hizmet ettiğiniz, temelleri
İslam’ın kardeşlik hukukuna dayanan, çıkarsız/katıksız bir kardeşliktir,
beraberliktir bu dediğim.
Böylesi insanlar, hayatın en çekilmez olduğu anlarda,
hayatınızı güzelleştirirler, tökezlediğinizde elinizden tutar “vira bismillah!”
deyip size aşk ve şevk verirler.
Yine Allah yolunda biriktirdiğimiz insanlar yeri gelince
bize bir ana, baba, kardeş olurlar; dost olurlar, sırdaş olurlar, vatan
olurlar. Böylesi insanlara sahip olmak, en büyük şükür vesilelerindendir. Bu
anlamda etrafımızda güzel insanlar varsa; bizim Allah için sevdiğimiz,
onlarında bizi Allah için sevdiği kardeşlerimiz varsa, varlıklarından dolayı
Allah’a bolca şükredelim.
Yok eğer etrafımızda böylesi “insanlar” yoksa mutlaka “insan
biriktirelim.”
0 yorum