32


Hazreti Mevlana’nın şöyle bir hikâyesi vardır.

“Dünya arzusu ve şehveti külhana(ateşi harlayan) benzer, takva ise hamam... Böylece takva hamamı, şehvet külhanıyla aydınlanır.

   Takva sahipleri böylece bu dünya külhanında zevk ve sefa içindedirler. Çünkü onlar, hamama girerek yıkanıp temizlenmişlerdir.

   Bu dünyadaki zenginler, hamamı ısıtmak için tezek taşıyanlara benzerler. Cenab-ı Rabbül Alemin, hamam ısınsın tavlansın diye onlara bir hırs vermiştir.

    Hamama giren, yüzünden, yüzündeki temizlik ve güzellikten bellidir.

   Külhandakiler de yüzlerindeki ve ellerindeki kir, duman ve işten belli olurlar.

   Bu dünyada mal toplayan ve onunla övünen : "Ben şu kadar, bu kadar mal topladım." diyen gerçekte ; "Bu kadar tezek, bu kadar fışkı getirdim." diyor. Bu sözler aslında yüz kızartıcı sözlerdir. Fakat külhanda çalışanlar aralarında bununla övünürler.

   - "Sen akşama kadar altı küfe tezek getirdin. Hâlbuki ben hiç zahmet çekmeden, yirmi küfe tezek taşıdım." derler.

   Külhanda doğup temizlik nedir görmeyen kişi elbette misk kokusundan incinir, hasta olur. (Mevlana)

İnsanlar neden zümrüdü, elması, yakutu bırakırda; parlayan tenekeye, renkli, gösterişli, değersiz taşlara rağbet eder? Akıllı tüccar, madenin cevherini anlayan değil midir? İnsan bile bile kendisini iflasa götüren yollara neden tevessül eder?

Ebedi olanı, geçici olan ile değiştirmek akıllı kişinin işi değildir. Ancak maalesef görünen odur ki; insanların çoğu sanki ebedi yaşayacakmış gibi büyük bir hırsla üç günlük dünya hayatı için ne kul hakkı dinliyor; Ne helal harama bakıyor; Ne de mağdur ettiği yaraladığı insanları görüyor. Aşırı hırs ve bencillik farkında olmadan kişinin ruhunu satın alıyor. Allaha kul olmak yerine kullara kul oluyor. Allah için yapacağı küçük bir çabayı gözünde çok büyütürken, menfi bir şeyler elde etmek için kulların kapısında sürünüyor; hem de günlerce aylarca çaba içinde oluyor. Bir mevki için bürokrasi yollarını aşındıran insanlara bir bakın. Veya bir ihale için yapılan zorbalıkları ve pazarlıkları tamaşa edin. Lüx bir ev veya araba için işlenen günahları seyreyleyin

Neler oluyor bize? Hakikat bizlere çok mu uzak kaldı. Allah Rızası hâşâ bu kadar mı ucuzladı. Nefsi arzularımız için işlediğimiz cürümler bizleri incitmiyor mu? Hem de rabbimizin şu uyarılarını okuyup dururken…

 “ Çoklukla övünme yarışı sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı. Hayır! Yakında bileceksiniz! Hayır, hayır! Elbette yakında bileceksiniz.  Hayır! Keşke kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız!” (Tekasür suresi 1-5)

 

                Halimiz müflis tüccarın halidir. Kazandığımızı zannedip en büyük kayıpları yaşıyoruz. Dünya malına ve makamlara düşkünlüğümüz bizleri adaletsizliğe sürükledi. Fakir ve kimsesizleri unutmamızı sağladı. Merhamet duygularımızın kaybolmasına yol açtı. Bencilliğimiz çevremize zarar vermeye başladı. Haliyle topyekûn toplumsal çöküşümüzü kendi ellerlimizle hazırlıyoruz.                                                                                                                           

                Sonunun ne olacağını bilmeyip dünyaya aldanan insan, ipek böceği gibidir. İpek böceği kendine yuva örer ve sonunu bilmez. Bir müddet sonra oradan çıkmak ister, çıkacak yer bulamaz, ördüğü yuvada ölür ve çalışması başkalarının işine yarar.

                Ne dersiniz tezek toplamayı bırakıp inci yakut elmas toplasak daha iyi kar etmiş olmaz mıyız?

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *