87

 

     Halifeliğin yıkılmasından sonra İslam coğrafyasında ulusal devletçikler kuruldu. Bu devletlerin arasına da ilerde sorun olacak sorunlar bırakıldı. Ümmet bu sorunlarla boğuşurken küfrün sistemleri de istedikleri şekilde İslam coğrafyasında at koşturacaklardı. Şeytani sistemlerini sağlama alınca da geldikleri gibi gitmeden içimizden devşirdikleri, bize yabancı kuklalar bıraktılar. Kaportası bize benzeyen, motoru ise ithal edilen yöneticiler. Kafası tamamen Batıya uşak olacak şekilde yetiştirilmiş, kendini küfre karşı zillet içinde gören yöneticiler. Kraldan çok kralcı bu taife. Gavurdan daha çok gavur İslam’a saldırırken. Bu cahiller kendi tarihine yabancı olacak kadar dünyadan habersizler.

     Geçenlerde Konya’da üzerinde takım elbiseli  olup içinde ise insanlığı olmayan insan müsveddesi biri, örtülü bir bacıya; burası Arabistan mı? diyerek sözlü saldırıda bulundu. {Yaşı ilerlemiş olmasaydı fiili saldırıda da bulunabilirdi.} Bu üzerlerine elbise almakla insan olacaklarını düşünen düşünce fukaralarının İslam'a saldırılarının altında yatan neden çok önemli. Yoksa Müslüman bir memlekette böyle densizce saldıracak kadar cesaretli değiller. Bunların sırtlarını dayandırdıkları birileri var ki böyle cahilce saldırma cüretini kendilerinde bulabiliyorlar.

    Haydi, farz edelim ki kendi dinine yabancı bu insan müsveddesi;  peki, kendi tarihine de mi yabancı bu cahiller. Haydi, siz beni Kaynuka Yahudilerinin Müslüman bir kadına yaptıklarının sonrasında başlarına  gelen sonucunu bilmeyecek kadar din cahilinsin. Peki, Sütçü İmamlara da mı yabancısınız. Sırtını dayadığın kemalist sitemin dönemini bilip de Maraş'ı ‘kahramanlaştıran’ simgeyi bilememek cehaletin en karanlık halidir. 1925'te tüm halkı temsil edecek  'Kırmızı şeritli madalya' alan ve 1973'te "Kahraman" unvanını almasına sebep olan olayın çıkış noktasını bilmemek cehalettir.

      Olayın kısacası şudur:

      31 Ekim 1919 tarihinde Uzunoluk hamamından çıkan 3 kadın ve bohçalarını taşıyan bir erkek çocuğu gören Fransız-Ermeni devriyesinden bir asker, "Burası artık Türk memleketi değildir. Fransız müstemlekesinde peçe ile gezilmez!" diye bağırarak kadınların peçesini açmak istedi.

      Kadınlar bu arada bağırarak yardım istediler. Olaya ilk müdahale eden Çakmakçı Sait; "Gavur oğulları! Dokunmayın bacılarıma!" diyerek Fransız Ermeni Lejyonerlerinin üzerine yürüdü. Üzerinde silah olmayan Çakmakçı Sait, askerlerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. Olayı gören Sütçü İmam silahıyla bir Fransız-Ermeni Lejyoner askerini öldürdü, bir diğerini de yaraladı.

      Tarihi vakıa da gösteriyor ki örtülüler sadece Arabistan'da değil bu ülkede de varmış. Ve bu memleket Türkiye’dir. Ama örtümüze hakaret eden cahiller bizden değiller, ya Ermeni ya da Fransız askerleriydiler. Demek bu örtüden rahatsız olan cahil kafalar bizden değiller. Bunlar olsa olsa ecnebi taifesinden olabilirler. Dağdan gelip bağdakini kovmak istediklerine göre bunlar işgal güçlerinin askeri oluyorlar. Farklı fikir ve inançlara saygı duymayıp % 99’u Müslüman olan insanların mukaddesatlarına saldırmak ecnebi zihniyetin ürünü olduğunu göstermişler. Değerlerimize tahammül etmeyen bu Fransız malı ecnebileri nasıl ki Sütçü imamların imanlı cesaretleri ile kovuldular, aynı şekilde bu İslam'i şiarlara tahammül etmeyen, Müslümanları müslümanca görmekten rahatsız olan içimizdeki ecnebileri de ülkemizden çıkarmak gerek.

     Son olarak Körlük kitabında geçen bir sözle makalemizi sonlandıralım.

     İnsan gibi yaşamıyorsanız, en azından tam anlamıyla hayvan gibi yaşamamak için elinizden geleni yapın. {Körlük, José Saramago}

                     

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *