ÖĞRETMENLERİ EĞİTMEK LAZIM

Bir toplumu değiştirmeye nereden başlamak gerekir sorusuna, verilecek cevap: 

İlk önce öğretmenlerden başlamak lazım; zira öğretmen toplumun eğitmenidir. Öğretmen, bir toplumun geleceği olan çocukların elinin altından geçtiği kişilerdir. Çocuklar geleceğin  tohumu gibidir. İyi bakılmadığı takdirde kötü niyetli çiftçilerin elinde heba olurlar. Asker, polis, doktor, esnaf... gibi toplumun tüm sınıfları, öğretmenlerin elinin altından geçiyor. Geleceğini aydınlatmak isteyen bir devlet, öğretmenlerine sahip çıkmalı. Öğretmenliğin kalitesini yükseltmeli. Kalite yüksekliğindeki ölçüt, sadece KPSS'den alınan yüksek puan olmamalı. Ancak; bilgi, edep ve ahlak yönünden donanımlı öğretmenler eğitimin kalitesini yükseltebilirler. Bilgi, edep ve ahlak olarak olgunlaşmamış  bir öğretmen, geleceğimiz olan çocuklara kötü bir model olur. 

Bunun için ne yapılmalı derseniz:

Bir öğretmen okuldan çıktıktan sonra kahveye değil, kütüphaneye gitmeli. Maaşını alan öğretmenler telefonunun veya arabasının modelini yükseltmektense, toplumun geleceği olan gençlerin; bilgi, ahlak ve kültür seviyelerini yükseltmek için çaba harcamalıdır. Bunun için bir öğretmen, vaktini bilgisayar başında veya dışarda haram oyunlarla değil, kütüphanede geçirmeli. Hafta sonları zamanını kahve köşelerinde değil, arkadaşları ile bilgi alışverişinde bulunabileceği kütüphanelerde geçirmeli. 

Bir öğretmen, başka bir öğretmeni vakit öldürmek için değil, araştırdıkları konular hakkında bilgi alışverişi için aramalı. 

Öğretmenler sağlam karakter sahibi olmalılar. Sağlam karakter ise İslami terbiye ile oluşur. Bunun için, tüm öğretmenler İslami eğitimden geçmelidir. İslami eğitimden geçmeyen bir öğretmen, müspet yönde model olamaz. Bilakis menfi yönde model olur. Bu da geleceği karartır. Onun için "Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için önce gökyüzünün öğrencisi olmak lazım. " diyor, Aliya İzzet Begoviç. 

Çocuklara değerler eğitimini aktaran öğretmenler, aktaracakları değeri ilk önce kendi yaşantısıyla çocuklara gösterebilmelidir. Sigaranın zararını derste anlatıp teneffüste çocukların gözünün önünde sigara içen bir öğretmen, yaşantısıyla derste anlattıklarını inkar etmiş olur. Malcolm X'in dediği gibi; "En iyi nasihat, iyi örnek olmaktır."

Özellikle bayan öğretmenlerin giyim kuşamlarına dikkat etmesi gerekir. Podyuma değil, okula geldiklerini bilmeleri lazım. Sözleri ile çocuklarının beyinlerini aydınlatırken, yaşantıları ile ruhlarını karartmasınlar. Bilgiyi ahlaktan mahrum edersen bireyi azgın bir canavara dönüştürmüş olursun. Bilginin şahsiyetli bir birey ortaya çıkarabilmesi için ahlakla bütünleşmesi lazım. Ahlaktan yoksun bilgi elde eden birey, toplum için de, devlet için de potansiyel tehlikedir. Şuan kötülüğün arttığı yerler ne yazıkki eğitim yuvalarıdır. Bilginin, seni kötülükten alıkoyabilmesi için bilgiye ahlak elbisesi giydirmek lazım. 

Öğretmenler, sosyal ilişkilerinde edep ölçüsüne riayet edip, ahlaki olgunlukta davranmaları gerekir. Ağırbaşlılığı ve doğru sözlülüğü ile örnek olmalılar. Kemalist eğitim sisteminin çarkları içerisinde imanlı bir şekilde ayakta kalabilmeliler ve geleceğin  fidanlarına iyi bakmalılar. 

Son olarak diyoruz ki; eğer mikrobu eğitmen  bulaştırıyorsa, toplumun işi çok zor. Yara içerdeyse kabuk tutması zaman alır. Bundan dolayı daha bilgili, edepli ve ahlaklı bir toplum için her alanda öncelikle öğretmenleri 'Kur'an ve Sünnet' ile eğitmek gerekir.