0

 

İnsanlar sadece bireysel ihtiyaç ve gereksinimlerini düşünerek yaşamlarını sürdüremezler. İnsanlar yaşamın birçok alanında birbirlerine gereksinim duyarlar. Bir kimsenin yapamadığını, eksik yanını diğer bir kimsenin tamamlamasıyla toplumsal yaşam sürdürülür. Bu birbirini tamamlama sayesinde insanlar yaşamlarını sürdürürler. Toplumsal dayanışma, bir toplumun her bir bireyinin yardımlaşması ve birlikte hareket etmesidir. Toplumsal dayanışma sokakların, mahallelerin ve şehirlerin huzuru açısından önemli bir sosyal gösterge olup manevi bir dayanaktır. Çünkü dayanışma ve yardımlaşmalar sayesinde birey, aile ve toplum birlikte kalkınarak güç kazanır. Yardımlaşma ve dayanışmanın olmadığı toplumlarda umutsuzluk, güvensizlik ve korku tohumlarının hayat bulma şansı artar. İçinde dayanışma ve yardımlaşmanın olduğu toplumlarda bireylerin duygu ve davranışları güven, huzur ve toplumsal birliktelik üzerine yarar sağlamaya dönük olur.

Dayanışma; toplum fertlerinin, kişilerin ortak çıkarlarının sağlanması, bütünlüğün korunması için karşılıklı olarak birbirlerine bağlılık göstermeleri, birbirlerine dayanıp çeşitli alanlarda yardımlaşarak birbirini tamamlamalarıdır. Sosyal dayanışma, çalışma güç ve kudretinde olmayan ya da çalışmakla ihtiyaçlarını tamamen karşılayamayan fakir ve yetimlerin, muhtaç ve düşkünlerin temel ihtiyaçlarının toplum tarafından karşılanmasıdır. Daha açık ifade ile sosyal dayanışma; toplumdaki her bir bireyin, kendi üzerinde topluma karşı yerine getirilmesi gerekli olan bir takım görev ve sorumluluklarının olduğunu bilmesi, hissetmesi ve bu uğurda üzerine düşen görevi yapması demektir. Çünkü toplumsal dayanışma ve yardımlaşmadaki ihmal ve kusurlar önce toplum, ardından aile binasının çöküşüyle sonuçlanır. Bu yönde ortaya çıkacak ihmalden toplumun bütün fertleri zarar görür.

Toplumsal dayanışmanın pekişmesinin en önemli yapı taşlarından biri şüphesiz toplumsal yardımlaşmadır. Yardımlaşma, toplum hâlinde yaşamanın doğal bir sonucudur. Yardım anlayışının özünde fedakârlık olup, sahip olunan maddi ve manevi imkânların bir derece başkasıyla paylaşılması temeline dayanır. Yardımlaşmanın toplumda yerleşmesini dinimiz çok önemsemiş, inananlar arasında dayanışma ve yardımlaşmanın yerleştirilerek sürdürülmesine büyük önem vermiştir. Dinimiz yardımlaşma ve dayanışmayı sağlayacak ilkeler koymuş, bunu engelleyen her türlü olumsuz tutumları yasaklamıştır. Bu nedenle iyilik ve hayırda yarışmak, Allah yolunda harcamada bulunmak ve toplumdaki kimsesiz, fakir ve düşkünlere yardım elini uzatmak, İslam’ın en çok üzerinde durduğu ve teşvik ettiği hususlardandır. Bu konuda Peygamber efendimiz(sav) bizlere düstur olarak “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olan; malın en hayırlısı, Allah yolunda harcanan, Allah yolunda harcananın en hayırlısı da insanların en çok ihtiyaç duydukları şeyleri karşılayandır" prensibini İslam toplumuna yerleştirmiştir.

 

İlimizde toplumsal dayanışma ve yardımlaşmayı yaygınlaştırıp, birlik, güven, huzur ve muhabbetin yaygınlaşması noktasında “Mazlum ve fakirin dini sorulmaz” ilkesini prensip edinerek 2005 yılında kurulan UMUR-DER ilimizde bir ilke daha imza attı. Dul, yetim, öksüz, fakir, yoksul, yardıma muhtaç ve geçim sıkıntısı çeken insanlar yararına yeni bir kampanya başlattı. Kampanyanın adı “UMUT” Yaz 7979 Gönder şiarıyla tüm sorumluluk sahibi bireylere bir çağrı yaptı.  Tüm GSM operatörlerinden mesajı ücreti 5 tl olan yardım kampanyası başlatmış. Haydi, o zaman toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın bizlere yüklemiş olduğu bilinçle açlara ekmek, çıplaklara elbise, üşüyenleri battaniye olup üşüyen gönülleri ısıtmak için bizde “UMUT” Yazıp 7979’a göndererek, bir UMUT olalım.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *