0

 

Yaklaşık yirmi gün önce Batman’ımızın göğsünü kabartan, 78 âlime bacımızın icazetlerini aldığı tören konuşulmaya devam ediliyor.

Bu bölgemizde çoktandır duymaya hasret kaldığımız güzel haberlerden biriydi. Geçen sene yaşadığımız müjdenin devamıydı. Müjdeydi diyorum, çünkü bu haberin güzelliğini en güzel ifade edecek kelime belki de budur. Yıllardır duyamadığımız ama umutla beklediğimiz, özlemini duyduğumuz bir olay gerçekleşti. Hayalini kurduğumuz toplumun inşasında mutlaka bulunması gereken önemli bir katkının bugün gerçekleşiyor olmasını görmek ve dolayısıyla tasavvurumuzdaki toplumun temellerinin atılmış olduğunu müşahede etmek, yeniden heyecanlanmamıza ve geleceğe dair daha bir umutla bakmamıza vesile oldu.

İcazetlerini alan bayan âlimlerimizi tebrik ediyor, toplumumuza ve tüm İslam âlemine hayırlara vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Toplumumuzun bu âlim şahsiyetlere ne kadar da çok ihtiyacı var?

Cumhuriyetin ilanı ile beraber İslama ve mukaddes kitabımız Kur’an-i Kerime adeta bir savaş açılmıştı. Kur’an alfabesi yasaklanmış, Kur’an’ı bulundurmak yasaklı hale gelmişti. Ezan Türkçeleştirilmiş, dini değerleri ifade eden semboller (sarık, cübbe, örtü) yasaklanmış, İslami ilimlerin tahsilinin yapıldığı medreseler kapatılmış veya yıktırılmış, insanların ruh terbiyesini aldıkları ve Allah’ı zikir etme mekânı haline getirdiği Dergâhlar, Tekkeler ve Zaviyeler kapatılarak, toplumsal bilincin inşasında önemli birer yapı taşı olan bu kurumlar ümmetin hayatından sökülüp atılmıştı.

Bununla beraber batı kültürünün saldırıları neticesinde, Müslümanlar kültürlerini, yaşam biçimlerini, geleneklerini ve ibadet anlayışlarını terk ettiler. Ve olabilecek en ifsad şekilde ferdileştiler, heva ve heveslerini ön plana çıkardılar, nefislerinin ve şeytani duyguların esiri haline geldiler. Herkes maddi çıkar, iyi bir kariyer, gelecek kaygısına düştü ve adeta ruhsuz bir ceset gibi sağa sola amaçsız gidip geldi ve İslami bir hayattan İslam dışı bir hayata savruldu. İşte böyle bir zaman diliminde, ‘Ashabı Suffa’(Peygamber efendimizin Medine’de inşa ettiği Mescidin yanında ilim tahsil eden ashaptır) benzeri bir anlayışla hem de bayan kimlikleriyle ilim yükünün altına girmeleri gerçekten de müjdeli bir haberdir.

Hazreti Fatıma, Hz. Ayşe misali ilim ile donanmış ve ilimleri ile amel eden seçkin birer tebliğci, hakkı ve hakikati haykıracak birer vaiz, Kur’anı ve Kur’ani ilimleri öğreten birer muallim ve Peygamber efendimizin hayatını ve sünnetini yaşayıp takip eden birer muvahhid olan bu Alimelerin toplumumuza yapacakları çok büyük katkıları vardır. Bu mazlum halkın kendilerinden de çok büyük beklentileri vardır. Kendileri de büyük bir sorumluluğun altına girmiş bulunmaktadırlar. Bu sorumluluk bilinci hareket etmeli, boşa geçirecek tek bir günlerinin olmadığını bilmeli ve elde ettikleri bu ilmi yeni nesilleri aktararak bu mesuliyetin hakkını vermelidirler. Yani ilimleriyle amil olmalıdırlar.

 

Birçok hayırlı hizmetin gerçekleştirilmesine vesile olan Mustazaflar, bu harika hizmetin de organizatörüdür.  78 âlime icazetlerini aldılar demek dile kolaydır. Bu insanların barınmaları, beslenmeleri ve en önemlisi de ders verecek müderrislerin temin edilmesi ve bu uzun soluklu eğitim sürecinde istihdam edilmeleridir. Bu işin içinde çok büyük fedakârlıklar gösterilmiş, çok büyük zorluklara katlanılmış ve çok ciddi emekler sar edilmiştir. Emeği geçen, faydası dokunan ve gelecekte yeni alimelerin yetiştirilmesinde katkı sunacak herkese teşekkür ediyor ve Allah hepsinden razı olsun diyorum.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *