0

 

            Hristiyan Avrupa ülkeleri kendi aralarında önce “Hristiyan Avrupa Ekonomik Topluluğu” (AET) adı ile bir birlik oluşturdular. Zaman içinde bu birlik kendi aralarındaki sınırları kaldırarak ve daha da genişleyerek, işi ekonomi ile sınırlı tutmayıp coğrafi bir birliğe doğru yol aldı ve nihayet Avrupa ülkeleri aralarındaki sınırları kaldırılarak, aralarında tam bir birlik oluşturdular. Avrupa ülkeleri yeni sınırlarla da yetinmeyip bu sınırları genişletmeye de devam etmektedirler. (Aralarına yeni üye alarak.)

            Peki Avrupa Birliği ülkelerinin ekonomik gelişmişliği birbirlerinden farklı olmasına rağmen nasıl oluyor da kendi aralarında böyle zor bir görevi, birleşme işini gerçekleştirebiliyorlar. Yani zengin ve gelişmiş olan bazı Avrupa ülkeleri; (Almanya, Fransa ve İngiltere) sahip oldukları ekonomik zenginliği neden kendilerinden daha az gelişmiş, siyasi ve ekonomik olarak da zayıf olan ülkeleri kendi bünyesinde toplama, onların ekonomik krizlerini yüklenme ve hatta gelişmeleri için kendi insanının parasını başka ülkelere dağıtma ihtiyacı hissetme gereği duydular? Hatta daha da ileri giderek tüm Avrupa ülkelerinin sosyal yönden de gelişmeleri için tüm sosyolojik gelişmelerini de seferber ettiler. Ama neden?

            Aslında Avrupa ülkelerinin kendi aralarında birleşmelerinin amacını sadece “ekonomik ve sosyal yaşantıyı daha da geliştirme” olarak tanımlamak son derece yanlış ve zayıf bir tanımlama olur. Öyleyse Avrupa Birliğinin lokomotifi olan Almanya, Fransa ve İngiltere neden böylesi bir harekete yöneldiler?

            Bunun nedenini derinlemesine deşmeye gerek duymadan birkaç madde ile sıralamak mümkündür:

Avrupa ülkelerinin birleşmelerinin bir tek gayesi kendi içlerinde gelişmekte olan İslam’a yöneliş hareketlerini engellemek, olmazsa da yavaşlatarak hızlı gelişmelerini frenlemek. Ayrıca halkı Müslüman olan ülkelerde gelişmekte olan İslami hareketleri dizginlemek.

Bir başka neden de kendi aralarında bir birlik sağlayarak halkı Müslüman olan coğrafyaları iyice sömürme ve işgal etme konusunda derin bir ittifakı sağlamaları.

İslam ülkelerinin başına, kendileri gibi düşünen diktatörleri iktidara getirerek tüm İslami hareketleri engellemek de Avrupa ülkelerinin birleşmelerinin bir diğer nedeni arasında sayılabilir.

Avrupa’yı bir medeniyet ve kültür coğrafyası olarak bize yutturmaya çalışanlar boşuna uğraşmayın, çünkü Avrupa ne bir medeniyet ne de bir kültür medeniyeti değil, temelinde ise sadece sömürü ve zulüm yatmaktadır. Birleşmelerinin bir nedeni de bu yüzlerini örtme gayretidir.

Avrupa ülkelerinin birleşme nedenlerini sıraladıktan sonra, şimdi asıl sormamız gereken soruyu sormak lazım:

Peki halkı Müslüman olan ülkeler neden kendileri de kendi aralarında bir birlik sağlayamıyorlar, neden böyle bir ittifakın içinde olmak için hiçbir gayretleri olmuyor? Hatta İslam ülkeleri neden hep kendi aralarında sürekli savaş halindedirler? Neden iki ülke arasında bile kardeşçe bir diyalog yok ve neden Müslümanlar hep “terörist” olmakla suçlanıyorlar? Müslümanlar,yeraltı zenginlik kaynakları bakımından dünyanın en zengin ülkeleri olmalarına rağmen, neden halkları çok fakirane bir hayat yaşıyor? Soruları çoğaltmak mümkün.

Aynı kitaba inanan, aynı peygamberi kendilerine rehber edinen, namazlarında aynı kıbleye yönelen, aynı Kabe’yi ziyaret edenler neden bir araya gelemiyorlar? Neden hala içinde bulundukları “mezhep” taassubu belasından kendilerini kurtaramıyorlar? Neden hala İslam tarihinde meydana gelmiş ve asla tasvip edilmeyen olayların etkisinden kendilerini soyutlayamıyorlar?

“Acaba İslam ülkeleri arasında İslami bir birleşme olabilir mi?” yani tüm Müslümanları “Kur’an-ı Kerim” in ifadesi ile kardeş kılma, tüm İslam coğrafyalarını birleştirme ve aralarındaki sınırları kaldırma gayreti bir gün hayat bulabilir mi? Peki İslam coğrafyalarının başlarında bulunan diktatörler bir gün gelir de bu sevdadan vazgeçebilirler mi? Ya da yerlerinden alaşağı olabilirler mi? Müslümanlar arasında Kur’an-ı Kerim’in dediği gibi bir birleşme olabilir mi?

“Toptan Allah'ın ipine sarılın, ayrılmayın. Allah'ın size olan nimetini anın: Düşmandınız, kalplerinizin arasını uzlaştırdı da onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi oradan kurtardı. Allah, doğru yola erişesiniz diye size böylece ayetlerini açıklar. (AL-İ İMRAN 103.AYET”)

 

Eğer, aralarındaki tüm işleri sadece maddi çıkara ve İslami coğrafyaları sömürüye dayanan Avrupa ülkeleri birleşebiliyorlarsa, tüm dünyaya barış, adalet, huzur ve kardeşlik sunmak, dünyadan zulmü, sömürüyü ve kula kulluğu kaldırmakla yükümlü olan İslam beldelerinin sahipleri neden “İslam Birliğini” kurmasın? 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *