32


            Bir zamanlar, Avrupalı filozofların ve entelektüellerin hayal ettiği birleşik Avrupa fikri 20. Yüzyılın 2. yarısından itibaren yarım asırı aşkın bir süredir başarıyla yürümeyi sağlayabilmiştir. İkinci Dünya savaşının büyük yıkımlar getirdiği Avrupa devletlerinde milyonlarca insan öldü ülkelerin alt yapısı çöktü. Almanya Fransa Polonya Avusturya yıkımı yaşadı. Avrupa Devletleri arasında kin ve düşmanlıkları bitirmek için bir gurup devlet adamı 1945-1950 yılları arasında girişimlerde bulundu. 1950 yılında Belçika, Federal Almanya, Fransa, Lüksemburg,  Hollanda  ve İtalya'nın katılımıyla Avrupa Kömür Çelik Topluluğunu kurularak ilk adımı atmış oldular.

            Bir zamanlar savaşların nedeni olan hammadde yani kömür ve çelik madenleri Avrupanın barış ve refahı için ortaklık gerekçesi oluvermişti. Bu altı devlet bu fikri geliştirerek kendi aralarında ortak pazar oluşturmak için Roma antlaşmasını imzalayarak Avrupa Ekonomik Topluluğunu meydana getirdiler.

            En nihayetinde 2007 yılında Bulgaristan ve Romanya 2011 yılında da Hırvatistan'ın dahil olduğu bu birlik 28 üye ülkeden oluşan güvenlikten ekonomiye kendi içinde kültür ve demokratik değerler etrafında kalıcı barışı tesis eden, kendi milletlerinin refahını önceleyen Avrupa Birliği yarım asırdan fazladır varlığını devam ettirmektedir.

            Bu arada Türkiye 1963 ten beri bu birliğe katılmak istemektedir Ancak bilinçli bir şekilde müslüman ülke olduğu için birliğe alınmamaktadır.

            Bütün bunları niye anlatıyorum.

             Sürekli birbirlerini yiyen ve geçmiş tarihlerinde sömürü, kan ve gözyaşından başka bir sermayeleri olmayan farklı etnisiteye sahip yer yer birbiriyle düşman bu milletler, menfi çıkarları için böyle bir birlikteliği başarıyor da, İslam dünyası neden kendi içinde buna benzer bir birliği oluşturamıyor.

            Son yarım asırdır, düşmanlarımız tabiri caizse ümüğümüzü sıkıyor. Şeref ve onurumuzu çiğniyor.  İşte Filistin, Keşmir,Irak,İran Suriye bütün islam beldeleri hepsinde kan ve gözyaşı... İslam halklarının namusuna ve haysiyetine el atan düşmanlarımıza karşı bize ne oluyor ki bir varlık gösteremiyoruz. Hiçbir insani medeniyet geçmişi olmayan, bu barbar kavimler gibi olamıyoruz. Açıkçası bu benim onuruma dokunuyor.

            Geçmişinde hak ve adaleti yüceltmiş, medeniyetler kurmuş, bu aziz ümmete ne oldu ki başını dizleri arasına almış yas tutmaktan başka bir şey yapamıyor. Üstelik tek taraflı bir saldırıya maruz kalmış değiliz. Belki daha kötüsü, düşmanlarımız yumuşak koltuklarda, içki kadehlerini yudumlayarak dev ekranlar karşısında birbirimizi boğazlamamızı film seyreder gibi izliyor. Hadi, Allah rızası için bir araya gelemedik. Kendi evlatlarımızın geleceği için de mi? bir şeyler yapamıyoruz. Hala ihtilaflarımızı harlayıp, ittifak ettiğimiz büyük düsturları ne zamana kadar öteleyip aklımızı kullanmayacağız. Ne zamana kadar emperyalistler avcı biz av olacağız.

            Bizde olup da onlarda olmayan, Asrı Saadet gibi bir adı mutluk zamanı olan dönemimiz  var. 600 yıl milletlerin huzur içinde yaşadığı Osmanlı Devletimiz, Endülüs gibi ilim ve medeniyet havzamız, hataları ile beraber Abbasiler, Emeviler. Selçuklular gibi kurduğumuz medeniyetler var. Ancak gelin görün ki sömürgeci hırsız Avrupalı katillerin başardığını başaramıyoruz.

Bizde şeyh Ahmet Yasin gibi ümmeti Allah şikayet ediyoruz. Onun dediği gibi:

Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak?.. Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak!.

Ve zaman,  Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç'in ....    "Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız düşmanlarımızın sözleri değil dostlarımızın sessizliği olacak." sözlerini söylerken ne kadar haklı olduğunu  gösterecek.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *