Evet, kelimenin tam anlamıyla durum
böyle. Uygur Müslümanlarının durumunu ifade eden, Necip Fazıl'ın Sakarya şiirinden
anlamlı bir dize.
Tarihin en eski zamanlarından beri Çin
Uygur bölgesinde yaşayan Uygur Müslümanlar bugün kendi öz vatanlarında
garipler. 1949 yılında Çin Komünist Partisi'nin kurucusu Mao'nun işgal
etmesinin üzerinden 70 yıl geçti. Ve 70 yıldır Çin'de Müslümanlara yönelik
sistematik bir zulüm ve asimilasyon politikası yürütüyor.
Ve en son Çin'in Tibet'teki insan hakları
ihlalleriyle bilinen valisini Doğu Türkistan'a bölge valisi olarak atandıktan
sonra zulmün şiddeti artmış durumda.
5 milyon Müslüman Uygur Türk'ün, Komünist
Çin devleti tarafından kamplarda tutuluyor ve burada insanlık dışı muamelelerle
karşılaşıyorlar. 21. yüzyılda adeta kara bir kölelik düzeni kurulmuş durumda.
1 milyon Uygur çocuğun çocuk eğitim
kamplarında asimile edilip kendi öz benliklerine düşman olarak yetiştirilmesinden
tutun da Müslüman genç kızların Çinli erkeklerle zorla evlendirilmesine kadar
zulmün her tonu sahneleniyor.
Müslüman ailelere kardeş aile kılıfıyla
zorla komünist Çinli erkeklerin yerleştirilerek Müslümanların en mahremlerine
el uzatılıyor olması zulmün geldiği noktayı ifade etmeye yeter herhalde.
Tarihin her döneminde zalimler
cürümlerini ifa etmekten çekinmemişler ve çekinmiyorlar. Peki, bu durum
karşısında dünyanın tutumu nedir?
BM ve AB Parlamentosu en son kampların
kapatılmasıyla ilgili ''tavsiye'' tarzında kararlar verdi. Hani öyle bir
yaptırım değil. Sadece bir ''tavsiye'', 'kampları kapatsanız da olur
kapatmasanız da' dercesine... Çin buna rağmen kampların olmadığını ve böylesi
bir zulmün işlenmediğini belirterek yapılan soykırım derecesindeki asimilasyon
politikalarını inkâr etti.
En son geçen günlerde ABD Dışişleri
Bakanı Mike Pompeo, Uygur Türklerine yapılan zulümleri BM Genel Kurulu'na
taşıyacaklarını söyledi. ABD'nin asıl amacının Uygur Müslümanlarını korumak
olmadığını söylememe gerek yok herhalde. Siz de takdir edersiniz ki bu Çin-ABD
arasındaki gerilimden kaynaklı ve amiyane tabirler ABD'nin Çin'in imajını
çizmek için yaptığı bir hamle olduğunu siz de takdir edersiniz.
Peki, Türkiye'nin bu konudaki tavrı
nedir?
Son dönemlerde Türkiye ve ABD
ilişkilerindeki gerginlik, karşılıklı restleşmeler ve Türkiye’nin küresel
ölçekte yalnız bırakılmak istenmesi Türkiye'yi Doğu Bloğu diyebileceğimiz Rusya
ve Çin'e itti.
Çin ile geliştirilen bu iyi ilişkiler ve
stratejik ortaklık Türkiye'nin Uygur Müslümanları konusunda elini kolunu
bağlıyor. Hatta bir dönem 'Çin'in toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz,
Uygurlardan terörist olursa biz onları cezalandırırız.' dahi denilmişti.
Fakat en son C.Başkanı’nın Çin ziyaretinde
Doğu Türkistan'daki olayların incelenmesi için bir heyeti görevlendirmesi bizi
sevindirmekle beraber umutlandırmıştır. Zira Türkiye, Çin-Türkiye
ilişkilerindeki bu yakınlaşma vesilesiyle Uygur Müslümanlarına karşı yürütülen
asimilasyon politikalarına son verdirebilir ve verdirmelidir.
0 yorum