“Mü'minlerden Allah'a verdiği sözü yerine
getiren nice erler vardır. Kimi bu uğurda canını vermiş, kimi de beklemektedir.
Onlar sözlerini hiç değiştirmemişlerdir. (Ahzap 23)
"Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın.
Aksine onlar diri olup Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar. Allah'ın
lütfundan kendilerine vermiş olduklarıyla sevinç içindedirler ve arkalarından
henüz onlara kavuşmamış olanları, kendilerine bir korku olmayacağı ve
üzülmeyecekleri üzere müjdelerler." (Ali İmran, 3/169-170)
Şehitler Ayı…
Son
dönemlerde Müslümanların zenginleşip ihtişam içerisinde bir yaşam sürmeleri,
dünya malına düşkünlük, zevk, sefa, eğlenceye dalmaları kalplerinin katılaşıp
Allah’ı unutmaları başlarına gelen büyük belaların sebeplerinden bir sebeptir.
Bugün dünya coğrafyasında yaşadığımız bu dönemde Müslümanlar için pekte iç
acıcı görünen bir durum yok maalesef. Belki de tarih boyunca hz Adem (As)’dan
günümüze kadar yaşadığımız en acı ve
zillet içerisinde olduğumuz bir dönemdir dersek abartı olmayacaktır.
Milyarlarca tabir edebileceğimiz coğrafya bugün en zillet dönemini
yaşamaktadır. İşgal edilmemiş bir coğrafyamız harap edilmemiş bir memleketimiz
kalmadı belki. Emperyalistlerin işgal ettikleri coğrafyamızda hâkim
olamadıkları yerlere de namus, iffet ve şeref mahrumu kuklacı satılmış sözde
liderlerle yapamadıklarının çok daha fazlasını bunların eliyle yapmaktadır.
İslam beldeleri bu kukla yerliler tarafından zalimin zulmünü icra edebileceği
hayâsızca bir akım başlatmışlardır. İslam düşmanlarının yanında bizim belki
içimizdeki satılmış kukla yönetimler coğrafyalarımızın işgallerini
kolaylaştırdıkları gibi ölüm korkusunda ve dünyaya olan tamahlarından izzetli
bir duruşun yanında zillet elbisesine bürünerek uşak olarak yaşayıp zalim
olmayı seçmişlerdir.
Evet, ölüm
korkusu, dünya hırsı bir bedene girdi mi maneviyatın yavaş yavaş kalp ve kan
mecralarımızdan göçmesine sebep oluyor.
İşte bu Şubat
ayında da o yiğit cengâverler ölüm, aşka ve vuslata bir kurtuluştur diyerek
Rablerine verdikleri sözlerinde sadakat gösterenler oldu. Kimi de sözlerinin
arkasında olup sırasını beklemektedirler. Rabbim bizi de bu zümreye dâhil
eylesin.
Bedeni dünyada bırakıp
uhrevide bedenle işleri kalmayan yiğitler, şubat ayında nice söz verenler gibi
ebedi cennetlerden akan ırmakların sahipleri oldular. İşte o yüzden İslam
coğrafyası bu aya, şubat ayına Şehadet ayı dediler.
İskilipli Atif Hoca, Şeyh Said ve arkadaşları,
Erbilli M. Esad Efendi, İmam Hasan El-Benna, Malcolm X, El-Halil Camii
şehidleri, Şeyh İzzeddin El-Kassam, Seyyid Abbas Musavi, Şeyh Şamil, Metin
Yüksel, Molla Giyasettin, Molla
şeyh Zeki gibi yeryüzünün öğretmenleri kendi dönemlerinde Allah’ın davasını
yüceltmek Resul-i Kibriya efendimizin sancağını yükseltmek adına canlarını feda
ederek gökyüzünün de öğretmenleri olmuşturlar. Allah yolunda mücadele, zulme ve
haksızlığa karşı direniş ikinci plana itilen hatta horlanan bir tavır olarak
görülmeye başlandığından şehitlik kavramı da neredeyse unutulur oldu. Oysa
şehit ve şehitlik Kur'an-ı Kerim'de birçok yerde zikredilmiş ve şehitlerden
büyük bir övgüyle söz edilmiştir.
Yüce Allah
şöyle buyurur:
"Eğer
Allah yolunda öldürülürseniz veya ölürseniz, Allah'ın size lütfedeceği mağfiret
ve rahmet onların biriktirdiklerinden daha hayırlıdır." (Ali İmran,
3/157-158)
"Allah yolunda
öldürülenleri ölüler sanmayın. Aksine onlar diri olup Rableri katında
rızıklandırılmaktadırlar. Allah'ın lütfundan kendilerine vermiş olduklarıyla
sevinç içindedirler ve arkalarından henüz onlara kavuşmamış olanları,
kendilerine bir korku olmayacağı ve üzülmeyecekleri üzere müjdelerler."
(Ali İmran, 3/169-170)
"Allah,
Allah yolunda çarpışıp öldüren ve öldürülen mü'minlerden, karşılığı cennet
olmak üzere, mallarını ve canlarını satın almıştır." (Tevbe, 9/111)
Evet izzet ve
zelil olmayı Allah (cc) bize bırakıyor. Dünya sevdası, dünyaya bağlılık kalbi
öldürür. Ve insanlar dünyadan kopmamak için ölüm korkusu kalplerine işler.
Ölmemek için de her türlü zilleti kabullenir- Allah muhafaza-
0 yorum