0


                Her ne kadar “Seyahat edin, sıhhat bulun” şeklinde ifade edilen hadisin sahihliği tartışılsa da seyahat etmek gerçekten insana birçok alanda katkısı olan bir eylemdir.

                Tabii ki seyahat ederken insanların bazı zorluklarla karşılaşmaları normaldir. Bu zorluklar hem kendi özel araçlarıyla seyahat ederken olabileceği gibi toplu taşıma dediğimiz araçlarla da olabilir. Öyle ya toplu taşımada istediğini yerde durmanız, ihtiyaçlarınızı karşılamanız mümkün olmayabilir. Bazı konularda otobüs firmalarının durmak zorunda oldukları yerlerde ihtiyaçlarınızı gidermek durumunda kalabilirsiniz.

                Ancak bazı ihtiyaçlar vardır ki, küçümsenemez ve ertelenemez. Çocuğunuzun tuvalet ihtiyacı acildir ve ertelenemez. Aynı şekilde acil sağlık sorunu olan biri için üç dakika beş dakika sonra denilip bu acil durum ertelenemez. Bunun gibi Müslümanlar için farz olan namaz için de durum böyledir. Çünkü namaz Müslümanlar için vakitli olarak farz kılınmıştır. Bu vakitler günün belirli vakitleridir ve bu vakitler geçtiğinde namazın vakti çıkmış olur. Bu durumu her Müslüman bilir ve dinine olan bağlılığına göre de yerine getirilip getirilmemesi söz konusu olabilir. Ama ne yazık ki, sözde % 99’u Müslüman olan bir ülkede kulağının dibinde okunan ezanlara rağmen sadece % 30’luk gibi bir oran beş vakit namaz kılıyor. Bunlardan da sadece % 30’u sabah namazına kalkabiliyor. İşte böyle bir acı gerçekle karşı karşıyayız. Ne yazık ki yeni yetişen nesilde bu durum daha vahimdir.

                Yüzde otuzunun sabah namazına kalkabildiği bir ülkede, sabah namazı yolculukta denk geldiği zaman bu hizmeti yapanların duyarlılığına göre yolculardan namaz kılmak isteyen olup olmadığına bakılmaksızın sabah namazı için durup yolcuların namaz kılmaları için imkân tanımaktır. Ya da en kötü ihtimalle böyle bir isteği olanların isteğini yerine getirmektir. Otobüs şoförü namaz kılmayabilir, otobüs sahibi namaz kılmayabilir, ama sabah namazını kılmak isteyen bir yolcu varsa mutlaka durup bu imkânı vermeleri gerekir. Bunun hiçbir mazereti olamaz. Öncelikle bu bir insan hakkıdır, inanca olan saygıdır. Öyle ya otobüs şoförü Müslümansa zaten onun da namaz kılması gerekir, kılamazsa da diğer kılanlara imkân vermesi gerekir. Müslüman değilse inanç hürriyeti ve saygısına binaen durması gerekir.

                Yolculukta ne zaman ne olacağı belli değildir. Bakarsınız ki, arabanız lastiği patlar, siz namaz için 10-15 dakika durmazsınız ama bir lastik değişimi için bir saat durmak zorunda kalabilirsiniz. Veya ufak bir arıza yüzünden bütün zamanlama planlamalarınız bir anda boşa çıkabilir. Dolayısıyla bir namazın alacağı vakit sadece 10-15 dakikadır. Zamanı bahane edip durmamak sadece işgüzarlıktır, ya da saygısızlıktır, değilse İslam’ın şiarlarına olan düşmanlıktır.

                Ne yazık ki arasıra bu tür vakıalarla karşılaşıyoruz ya da basında bu tür hadiseleri okuyoruz. Yolculara her türlü ikramı yapmaktan geri durmayan otobüs firmaları, sıra namaz kılmaya geldiğinde yan çizmekte, namaz için durmayı bir aşağılık kompleksi olarak görmektedir. Ama bilet satarken müşteriye namaz kılıyor musun diye bir soru sormamaktadır, ya da yolculuğumuzda namaz için durulmaz denilmemektedir.

                Toplum bu konuda maalesef duyarsızlaşmış, İslam inancını umursamaz duruma gelmiştir. Burada en büyük sorumluluk bu konuda duyarlı olan Müslümanları bilet alırken firmayı bu konuda ikaz etmeleridir. Yani namaz için duracağını beyan eden firmalarla yolcuk etmeyi tercih etmelidir.

                Firmalar da müşteriye hizmet gereği bunu önemsemeli, özellikle Müslüman bir ülkede Müslümana gavur eziyeti yapmaktan artık vazgeçmelidirler. Tabii sözümüz bu konuda duyarlı olmayan firmalaradır. Yoksa bu konuda gerçekten duyarlı olup, yolcularına bu konuda kolaylık sağlayan firmalara sadece Allah razı olsun deriz.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *