Ekonomik kriz bütün acımasızlığıyla devam ediyor. İnsanlar artık markete
ve pazara gitmeye cesaret edemiyor. Abartısız her gün değişen fiyatlar
karşısında, artık şaşırmıyoruz. Eskiden bir ürünün fiyat değişikliği dikkat
çekerken, bir gün sonra fiyatı değişmeyen ürün dikkat çekiyor. Artık her gün
‘zam’a zam geliyor.
Denetim mekanizmasının yetersizliği, adam kayırma, rüşvet ve
usulsüzlükler başını almış gidiyor. Her yapılanın, yapanın yanına kar kaldığı
şu dönemde, insanlar artık bunalım noktasına gelmiş durumdadır. Kanunların
yetersizliği, adamına göre denetim ve ‘sen yaptıklarımı görme, ben de seni
göreyim’ şeklindeki rüşvet çarkı piyasayı allak bulak etmiş durumdadır. Dış
etkenler ve yanlış politikalar da eklenince boğazına kadar krizi yaşayan
zavallı halk karşımıza çıkmaktadır.
Dış saldırıların farkındayız. Ancak her şeyi dış saldırılara bağlamakta
ucuzculuktan başka bir şey değildir. Uygulanan yanlış politikalar ve ‘hala
halkı anlamayan’ teknokratların hamaset yüklü konuşma ve yaklaşımları krizin
makasını daha bir açmaktadır. Bu teknokratlar, bir gün pazar ve markette alış
veriş yapma zahmetine katlanabilselerdi, ne demek istediğimizi gayet güzel
anlarlardı.
Belki o zaman ‘iğneyi kendilerine batırıp, çuvaldızı vatandaşa batırma’
hakkına sahip olabilirlerdi. Ama anlaşılan onların böyle bir dertleri yok.
Fakat sırtında politika yaptıkları ‘reisin’ kuyusunu kazdıkları da artık sır
değil. Zira bu seçimde pazara ve markete uğrayamayan vatandaşlardan oy
isteyeceklerini unutuyorlar. ‘Mevsiminde sebze ve meyve alınsa kriz olmaz’
diyen bir Tarım Bakanımız var artık. Ve bu anlayışla krizi atlatacağız. Bu
anlayıştaki bir Tarım Bakanı ile krizi iliklerine kadar yaşayan vatandaştan oy
istenecek.
Bu krizi, bu anlayıştaki teknokratlarla atlatmayacağımızı net olarak
biliyoruz. Ancak bu krizi ne zaman atlatacağımızı bilmiyoruz. Zira gidişat
hiçbir umut vaat etmiyor. Ümit verici hiçbir tedbir de alınmış gözükmüyor.
İnsanlar geleceğe daha bir karamsar bakıyor. Çünkü gelecek haftaki pazar
alışverişinde göreceği fiyatların, bu hafta pazarda karşılaştığı fiyatlardan
daha yüksekte olacağını net olarak biliyor. Çünkü şimdiye kadar hep böyle oldu.
Bu artan fiyatlar, piyasayı allak bulan edenler ve bundan bir şekilde
nemalananlar, bu krizin sistematik hale gelmesini istiyorlar. Elbette bu kriz
girdabında herkes kendi payına düşen acı sonuçları yükleniyor. Ama bu krizin
esas faturasının hükümet yetkililerine çıkacağını unutmamak gerekir. Zira
yetkili olanlar, sorumlu olanlardır. Sorumluluk makamında olanların görevlerini
yerine getirmemeleri durumunda, seçim sandıklarında acı bir tablo ile
karşılaşmaları şaşırtıcı olmamalıdır.
Zira bu kriz insanımızın canını ciddi bir şekilde acıtmaktadır. Zamlar
insanları bunaltmış durumdadır. Her gün alım gücünün daha bir yok olduğunu hüzün
ve çaresizlik içerisinde gören insanlar, bu hüzünlerini başkalarıyla
paylaşacaklardır…
Bizden söylemesi…
0 yorum