0

                12 yıllık eğitimin zorunlu olması, ders kitaplarının da ücretsiz olmasını gerektiriyor. Sosyal devlet gereği okula giden öğrencilerin ders kitaplarını karşılamak güzel bir hizmet.

                AK Parti iktidarından önce kitaplar veliler tarafından alınıyordu. Üstelik her okulun da farklı kitapları olabiliyordu. Bazen aradığınız kitabı bulmak adeta işkenceye dönüşüyordu. Yani paramızla rezil oluyorduk.

                Şu anda kitaplar devlet tarafından ücretsiz dağıtılmaktadır. 18 milyon öğrenciye ücretsiz kitap dağıtmak kolay değil gerçekten. Lakin bu kitaplar her sene tekrar basılmaktadır. Yani bu yıl kullandığınız kitapları bir sene sonra kullanmanız mümkün değil maalesef. Dolayısıyla öğrenci de, veli de ücretsiz verilen kitaba sahip çıkmıyor. Kitapları genellikle sınıflarda etkileşimli tahtaların üzerlerinden, sıraların gözlerinde veya masaların üstünden toplanıyor. Hepsi öyle mi? Elbette ki hayır. Ama bir kitabın bile bu şekilde harcanması, öğrencinin bu kitaba sahip çıkmadığının göstergesidir. Siz hiçbir öğrencinin para vererek aldığı bir konu anlatımı ya da soru bankası kitabını sağda solda unuttuğunu ya da masanın üstünde unuttuğunu gördünüz mü?

                Kitapların devlet tarafından ücretsiz verilmesine karşı değiliz. Lakin ithal ederek milyarlarca dolar ödediğimiz kağıtların bu şekilde heba edilmesine de razı olamayız. Kitaplar öncelikle kaliteli basılmıyor. Bir senelik basılıyor sanki. Buna öğrencinin vurdumduymazlığını de eklersek sene sonunda kitapları çöplerde ya da tandırda yanarken bulabilirsiniz. Ülkesinin maddi değerlerini bu şekilde heba eden başka bir millet var mı, bilmiyorum. Gerçekten çok müsrif davranıyoruz ve bonkör davranıyoruz. Oysa harcanan bizim alın terimizdir, emeğimizdir, sermayemizdir, çocuklarımızın geleceğidir. Şu anda bir top fotokopi kağıdı 20 Lirayı buldu. Bizler de ne yazık ki, kağıtları çöplerde rahatlıkla atabiliyoruz.

                Peki ne yapmalı? Çok basit. Sene başında öğrencilere verilen kitaplar sene sonunda öğrencilerden geri toplanacak. Bunun için gerekirse veliye sözleşme imzalattırılacak. Sene sonunda da eksik gelen kitap sayısı kadar veliden ücreti tahsil edilecek. Tabii bunun için de kitapların her sene değişmemesi ve kaliteli basılması gerekiyor. Bu da zor değil aslında. Yeter ki isteyelim. Yeter ki milli servetimize sahip çıkalım.

Almanya bu konuda bu yöntemi kullanıyor. Gayet güzel de işliyor. Biz ülke olarak bolluğun içinde yaşıyoruz. Bunu da geçtik israfta yarışıyoruz. Sanki elimizdekiler hiç tükenmeyecekmiş gibi davranıyoruz. Suyu israf ediyoruz, elektriği israf ediyoruz, zamanı israf ediyoruz ve en önemlisi çocuklarımızı ve gençlerimizi israf ediyoruz.

Unutmamak gerekir ki, bu nimetlerin hesabı mutlaka sorulacaktır. Çünkü Cenab-ı Allah bize bu konuda Tekasür süresinde  şöyle uyarıyor. “Sonra mutlaka nimetlerden sorulacaksınız.”

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *