0

 

  

            Okullarımız eğitim öğretime açıldı. Öğrencilerimiz, uzunca bir yaz tatilinin ardından heyecanla ders başı yaptılar. Velilerimizi de de çocuklarının eksik ve ihtiyaçlarını tamamlama telaşı sardı. Yeni eğitim öğretim yılımız hayırlı olsun diyoruz. Öğrencilerimize başarılar diliyoruz. Tabi, eğitim öğretimin başrol kahramanları, öğretmen ve idarecilerimize de başarılarla dolu bir yıl geçirmeleri dileklerimizi ayrıca sunuyoruz.

            Her vatandaşın eğitimden haklı olarak beklentileri yüksektir. Çevresinde, mahallesinde, ilçesinde, doktor, mühendis, öğretmen olarak gördükleri çocuklara bakarak kendi çocuğunun da bunu başaracağını umuyor ve haklı olarak çocuğunun durumunu takip edip iyi okul, iyi öğretmen arayışına giriyor. Ülkenin genelinde eğitim ve öğretime yansıyan bu olumlu bakış açısı bölgemiz genelinde de gecikmeli de olsa veli ve öğrencilerimize yansıdığını görmekteyiz.

            Ancak Ülkemiz özelinde eğitim öğretim noktasında kat edilecek çok sorunlarımızın olduğu bir gerçek. Kronikleşmiş ve kökten değişimler gereken sıkıntılarımız var. Öncelikle Eğitim öğretimde istikrar çok önemlidir. Ancak, işin başına gelen yetkili, bürokrat ve bakanlarımızın sık sık değişmesi ve uygulanması gereken 5 yıllık planların sık sık revize edilmesi istikrar ve kalite yönünden bizleri OECD ülkeleri içinde geri plana düşürüyor.

            Eğitim fakültelerimizin ihtiyaçtan fazla öğretmen yetiştirmesi ile öğretmen nitelikleri konusunda doyurucu olmaması bu alanda sağlıklı bir planlamanın yapılmaması da sorunlarımızdan bazılarıdır.

            Bu konuda eğitimde marka haline Finlandiya eğitim sisteminden biraz örnek vermekte fayda var diye düşünüyorum. PISA(Uluslar arası Öğrenci Değerlendirme Programı)  2015 verilerine göre OECD ülkeleri içinde fen bilimlerinde 5. Matematik'te 12. Okuduğunu uyarlamada 4. Sırada olan Finlandiya, Eğitim ve öğretimdeki kaliteyi öğretmene yaptığı yatırımlarla başardığını söyleyebiliriz.

            Finlandiya eğitim sisteminde öğretmen olmak isteyenler, ülkenin en başarılı öğrencileridir. Öğretmen seçiminde, ders dışındaki aktiviteler ve mesleğe karşı ilgi dikkate alınıyor. Mesleğini seven, başarılı ve bu alanda kariyer düşünen adayların öğretmen olduğu bir sistem var. Öğretmen adayları için birçok kriter belirleyerek zorlu süreçlerden geçirerek işin ehli ve liyakat sahibi eğitmenler seçiliyor. Tabi öğretmen olan adayların hem mesleki, hem de maddi doyumları da en üst derecede sağlanıyor.

            Bizim en zeki ve başarılı öğrencilerimiz; tıp, hukuk ve mühendislik fakültelerini tercih ederken, onlarda ki seçim öğretmen fakülteleri oluyor.

            Ehil ellerde yetişen öğrencilerde, haliyle öğrenen bireyler oluveriyor. Nitelikli öğretmen yetiştirmenin yanında öğrenci kazanımları, inovasyonu destekleyen müfredat, bürokrasiden uzak özerk okullar, müfredat dışı etkinlikler başarıyı sürdürülebilir kılıyor.

            Aslında bizim medeniyetimizin temelinde de bu yaklaşım yatmaktaydı ancak bu yaklaşımı koruyup modern zamanlara taşıyamadık. Bakınız rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Allah, içinizden inanmış olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah işlediklerinizden haberdardır”.(Mücadele 11)   De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Bunu ancak akıl sahipleri düşünüp öğüt alır(zümer 9)

Hz. Ali(r.a.)'ın "Bana bir harf öğretmenin kırk yıl kölesi olurum." Sözü öğretmene ve ilim öğretenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor 

   "Kıyamet gününde âlimlerin mürekkebi ile şehidlerin kanı tartılır, âlimlerin mürekkebi şehitlerin kanından ağır gelir."(hadis)

            Osmanlı eğitim sistemi veya Selçuklu veziri Nizamül Mülkün  Bağdat’ta kurduğu çağın üniversitesi Nizamiye Medresesi incelendiğinde Öğretmenin rolü net bir şekilde görülecektir. Bu esas üzere kurulan eğitim sisteminde çok başarılı sonuçlar alınmıştır. Fen, matematik şiir, sanat, edebiyat alanında yüzyıllarca insanlara fayda sağlayan ilim insanları yetişmiştir.

            Yeni Milli Eğitim Bakanımız öğretmenlik mesleğini hak ettiği seviyeye getireceğiz diyerek bu yaklaşım için çalışacağını ima ediyor. Bizde hadi hayırlısı diyoruz.

            Özetle eğitimin merkezinde öğrenci olacaktır. Ancak hamuru yoğuracak usta iyi olmadıktan sonra ekmeğin lezzeti olmayacaktır.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *