0

Emperyalizmin en büyük hedeflerinden biri, sömürmek istediği her ülkede kendi isteklerine uygun bir yaşam tarzını benimseyecek kişileri bulup onları kendi kanalına kaydırmaktır. Bunu yapmaya başladı mı arkası kolay gelir.

Zamanımızda sömürgeci devletler, artık hem sömürü türünü hem de kendilerini de çağa uydurmak zorunda kaldı. Yani bir bölgeyi sömürge haline getirmek istiyorlarsa çağdaş yöntemler kullanmak mecburiyetini kendileri de kabullenmiş olacaklar ki, artık kendilerini daha bir demokrat, insancıl ve cömert bir pozisyona sokmaya başladılar. Bu yönlerini de en çok kabullenmeye hazır olan gençleri kendi özel hedefleri arasına koymayı da ihmal etmezler. Bunun için tüm sömürü argümanlarını gençlerin ilgisini çekecek bir şekle sokmaya da çok azimlidirler. “yabancı filmler, diziler, müzik türleri, bilgisayar ve internet, batı hayranlığı, kendi öz kültürüne düşman, daha kötüsü de ateist” Tüm sömürgeci ve emperyalistler özellikle “Müslüman gençliği” kendi kültür emperyalizmi ve sömürü alanı içine çekmeye çalışırken, sınırsız güç ve maddi imkanlarını seferber ederken, acaba bizler kendi gençlerimizi bu alçak, hain ve sinsi saldırılara karşı korumak için nasıl bir tavır takınabiliriz. Bunun üzerinde ciddi bir şekilde durmak lazım. Özellikle:

Her şeyden önce gençlerimizi geleceğimizin devamı olarak görmeli ve kendilerine gereken en yüce değeri vermeliyiz.

Gençlerimizi sahip oldukları İslami değerler bütünü ile donatmalı, bu konuda onları manevi bir yaşamı benimsemeleri için sürekli desteklemeli ve onları teşvik etmeliyiz.

Onları her zaman olgun bir birey olarak görmeli, kendilerine ve fikirlerine değer verildiği kanısını kendilerinde güçlendirmeye gayret etmeliyiz.

Gençlerimizi, özellikle dini ve manevi yönden kazanabilmek için, onları her türlü dini mekan ve sağlıklı gelişim gösterebilecekleri eğitim alanlarından faydalanmalarına özen göstermeliyiz.

Gençlerimizi güzel yetişmeleri ve olumlu gelişimlerini sağlamak için, kötü örneklik teşkil eden tüm mekan, kıraathane, oyun salonu ve kumarhanelerden uzak tutmalı, böyle yerlerin denetimi her gün ve sıklıkla yapılmalıdır. Hatta böyle yerlerin açılmalarını mümkünse yasal yollardan engellemek, mümkün değilse sayılarını en aza indirmeye gayret etmek, tüm mülki amirlerin başta gelen görevleri arasında olmalıdır.

Özellikle gençlerimizi haramı ve helali bilmeye başladıkları andan itibaren, onları İslami yaşantıya kazandırmak ve hayatlarını ahiretlerini de kazanacak şekilde devam ettirmeleri için İslami yaşantıyı benimsemiş kişilerle tanıştırmak, bu konuda onlara her türlü desteği vermek lazımdır. Unutulmamalıdır ki kendi inancını “İslami hayat” yaşamaya nail olamayan bir gençlik sadece kendilerine değil, yaşadığı tüm çevreye ve insanlara da zararlı bir şahıs olacaktır. Bunu yakın zamanımızda görmek mümkündür.

Aslında gençlerimizi sosyal hayatın acımasızlığından, cehaletten, tehlikeli fikir ve düşünce akımlarından korumak için, en fazla görev anne ve babaya düşmekle beraber, eğitimcilere, dini kanaat önderlerine ve tüm mülkü amirlere de büyük görevler düşmektedir. Özellikle gençleri dini bütün bir şekilde yetiştirmek için; okula başladıkları andan itibaren, hayatlarının baş köşelerine “camii”yi yerleştirmek lazım, bunun için ilkokuldan itibaren tüm okullarda mescitler açılmalı, bu mescitlerde dini bütün kişiler görev almalıdırlar. “Cami imamları bu okul mescitlerinde dönüşümlü olarak görev almalıdırlar.

Unutmayalım ki gençlerimizi Dini bütün bir şekilde yetiştirmezsek, onlara İslami bir hayatı öğretmezsek, kısacası eğer biz yetişkin Müslümanlar olarak bizler gençlerimize sahip çıkmazsak, onlara sahip çıkmak için pusuda bekleyen emperyalistlerin, batıl düşünce temsilcilerine onları terk etmiş oluruz, o zaman da pişmanlık duymanın hiçbir önemi ve anlamı kalmaz.

 

Haydi, İslami yaşantıyı kendisine dert edinmeye gayret eden tüm Müslümanlar, hep birlikte gençlerimize sahip çıkalım.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *