0

 

İkinci Dünya Savaşının temelinde her ne kadar bir işgal ve siyasi amaç yatıyor gibi görünse de aslında, bunun temelinde ekonominin yattığı herkesin malumudur. Dünyada süper güç olmayı hedefleyen ABD, Sovyetler Birliği “Rusya” ve Almanya gibi ülkeler bu amaçlarına ulaşabilmek için kendilerine partner edindikleri ülkelerle beraber başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı ateşe attılar.

Bu savaşın sonucunda kazanan ülkelerin olmaması bir yana ölen milyonlarca insan halen mezarlarının dahi nerede oldukları bilinmiyor.

Gerçi bu savaşın sonunda kazanan bir tek yapı oldu; o da Dünya Siyonist teşkilatı savaşın bitiminden hemen üç yıl sonra Filistin topraklarını işgal ederek İsrail Devletini kurdu. Önemli bir parantez; Irak,Suriye, Mısır, Libya…. Ve diğerleri, tamamen BM nin kontrolünde ve İsrail’in güvenliği! için işgal edildiler.

İkinci Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı en büyük gerçek, yalan üzerine kurulan “Birleşmiş Milletler” örgütüdür. Bu örgüt kurulduğu 1945 yılından bu yana, sadece emperyalizme ve kapitalist sisteme hizmet etmiştir. Kuruluş felsefesinde, kendisini beş daimi ülke diye kabul ettiren ve her biri bir kıtadan seçilen ülkeler “ABD, Rusya Çin, Fransa ve ingiltere” sürekli olarak kendi çıkarları doğrultusunda kararların alınması için gayretkeş olmuşlardır.

Dünya barışını sağlamakla görevli olan BM aslında dünyayı kendi emelleri doğrultusunda şekillendirmeye gayret eden beş daimi ülkeye hizmet etmekten öte bir işe yaramamaktadır.

BM, aldığı kararlara uymayan ülkelere ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulayabilirken, sadece israil, kendisi aleyhine alınan hiçbir kararı kabul etmemekte ve herhangi bir yaptırımla karşı karşıya kalmamaktadır. Ya da İsrail aleyhine alınacak herhangi bir karar başta katil ABD tarafından olmak üzere hemen veto edilmektedir. Böylece o karar tamamen ortadan kaldırılmaktadır.

Bugün tüm dünya emperyalist güçleri tarafından koruma altına alınan bir tek ülke vardır, o da İsrail’dir.Hal böyle olunca İsrail, tek başına tüm dünya ülkelerine kafa tutabilmektedir ve istediği gibi davranma alanı bulabilmektedir. Şunu da hemen söylemek gerekir ki İsrail, BM de kendisini koruyan ülkelerede karşı gelmekte, onların kararlarını da arkasına atmaktadır.

Peki İsrail bu gücünü nereden almaktadır? Acaba kendi tekelinde olan dünya basınının dediği gibi, gerçekten bu kadar güçlü müdür? Dünyada herkese kafa tutacak kadar büyük bir güce sahip midir? Tabi ki hayır. Peki bu güç nereden gelmektedir? Onu açıklamaya gayret edeyim….

*Bm denen sömürgeci yapı, sadece İsrail’in lehine olabilecek şekilde alınan kararların takibini yapmakta, bu kararlara uymayanlara da müeyyideler uygulamaktadır. Özellikle İsrail’e sınırı olan bölgelerde kargaşanın tırmanmasına ve iç savaşların çıkmasına zemin hazırlamaktadır.

* Bm nin aldığı tüm kararlar dünya emperyalist sistemlerinin işleyişini sağlamlaştırmakta, bu durum da en çok İsrail’in işine yaramaktadır. Güçlenen emperyalist devletler, güçlerinin çok büyük bir kısmını İsrail lehine harcamaktan çekinmemektedirler.

*Bm nin özellikle “Ortadoğu Halkları” nı ilgilendiren kararlarının altında hep İsrail’in çıkarları ve güvenliği! Yatmaktadır. İsrail’in aleyhine olan hiçbir karar yürürlüğe girmiyor, mutlaka beş daimi ülkelerden birinin vetosuna takılıyor!.

* BM nin özellikle daimi ülkelerinden üçü, “ABD, Fransa ve İngiltere” İsrail’in aleyhine olabilecek kararları veto etmede adeta birbirleri ile yarışmaktalar, çünkü bu üç ülkede bulunan Yahudi ve Siyonist yapılar bu ülkeleri ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan tehdit etmekteler.

*Ve İsrail’in arkasındaki en büyük güç: Darmadağın olan, sürekli birbirleri ile mücadele edip çekişen, birbirlerine karşı batı emperyalizmi ile iş birliği yapmaktan çekinmeyen, kendi kültürlerine yabancı ve birbirlerini içten içe karışıklığa sürüklemeye gayret eden, bu konuda batının her türlü teklifini koltuklarını kaybetme korkusundan dolayı yerine getirmede cömert davranın sözde Müslüman ülkelerin devrik ve İslam karşıtı yöneticileri.

Peki çözüm; İslam Ülkelerinin öze dönüş yapmaları, onları değerli kılan öz kültürleri olan Kur’an ve Sünnet etrafında ittifakları, bunu yapabilirler mi? Evet, zaten halklar bazında böyle bir ittifak zaten çoktan sağlanmış durumda. Bu ittifak, devletler bazında da neden sağlanmasın?

O zaman göreceğiz ki Müslüman Ülkeler kendi BM lerini kurmuş olacaklar ve dünyaya yön vermede söz sahibi olacaklar.

 

 

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *