0

 

Asrımızın özellikle son çeyreğinde, sömürgeci ve emperyalistlerin bu topraklarda yaptıkları operasyonların haddi hesabı yok. Bu operasyonları yaparken de özellikle aldatılması ve saf duyguları ile oynanması kolay olan “kadınları” kullanması oldukça düşündürücüdür.

Emperyalistler, sömürmek için bir memlekete girmek istedikleri zaman, önce o memleketin zayıf ve kolay sömürülebilecek karnını ararlar ve bulmaları da hiç zor olmaz. Bu tüm ülkeler için geçerli bir durum olduğu gibi, ülkemiz içinde geçerlidir. Özellikle, Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgeleri için bu durum daha bir belirgin bir şekilde kendini göstermektedir. Nasıl mı?

Bunu iki türlü yapmaktalar; Birincisi:

Genç kızlar ve erkekler arasındaki arkadaşlık duygularını işleyerek, karşı cinsleri mutlaka bir araya getirmeye çalışırlar. Bunu yapmak istedikleri zamanda değişik argumanları kullanmaktan geri durmazlar. Özellikle gençlerin pembe duygularına hitap eden renkli diziler, kız ve erkeği kahraman gibi gösteren yerli ve yabancı filmler, moda gösterileri, festivaller, toplu eğlence davetiyeleri. Tabi bu yerlerde boy gösterecek erkek ve kızlar, kendi sahip oldukları “dini” değerleri ile bağdaşmayacak kıyafetlerle ortaya çıkarılacak ve birbirlerinden “elektrik” almaları sağlanacak” Ayrıca okullarda içinde bulundukları karma eğitim sistemleri ve dini bütün olmayan eğitimcilerin etkisini de hesaba katarsak işlem tamamlanmış olur. Hatta bu tür ortamlar bazen “özgürlük” adına yapılmakta, ve gençleri, kız erkek farkı gözetmeksizin özgür bir yaşama hazırlama gayreti içine sokmaktalar. Hele sahip olduğu dini değerlere düşman olan bir nesille karşılaşırlarsa tüm isteklerine kavuşmaları daha kolay olacaktır. Yani genç kızlar ve erkekler daha kolay “özgürleşeceklerdir!”.

 

İkincisi: Böyle bir neslin sömürülüp kandırılmasında çaresiz olan “cahil anneler ve babalar”. Bu karakterde olan ebeveynler öyle kolay kandırılmaktalar ki insanın üzülmemesi elde değil. Düşünün Allah’ın emirlerine karşı olacak bir eylem yapılacak ve yıllarca dindarlığı ile övünen bölgenin “saf,müslüman” anne ve babaları tüm çocukları ile buna alet olacaklar, hem de bunu neden yaptıklarından bile haberleri olmayacak. Oysa normal şartlar altında İslam’ın kutsallarına canını dahi feda etmekten çekinmeyen bu anne ve babalar, nasıl oldu da İslam’a bu kadar yabancı ve düşman bir konuma getirilebildiler? Aslında bunun sorgulanması gerekir.

Bu durumun oluşmasında en fazla pay sahibi olan bölgenin “faşist ve cahil alimleri” dir. Bu şahıslar hem ırki söylemlerle saf anne ve babaları İslam’dan uzaklaştırdılar, hem de kendilerine bir saltanat oluşturmak ve insanları kolay sömürmek için dini zayıf ebeveynleri kullandılar.

Şimdi yazının başlığına gelecek olursak: Ey Müslüman anneciğim: Sana sahte dünyalar vadederek, seni ve çocuklarını özgürlük safsatası adı altında “en büyük özgürlük, sahte ilahları terkedip Allaha kul olmaktır”seni en kutsalın olan İslam’dan uzaklaştırmaya, seni cehenneme odun olmaya davet edenlere, senin saf ve temiz duygularını kullanarak, kendilerine saltanatlar devşirenlere, senin çocuğunun geleceğini çalarak saraylarda yaşayıp, çocuklarına da süper lüks bir hayat yaşatan sahte kahramanlara ne olur itibar etme. Varsın bu sahte önder ve liderler, sana vadettikleri tüm maddiyata kendileri sahip olsun, ama sen, sakın senin en kutsal ve değerli değerin olan İslam’dan ve onun Aziz Peygamberinin yolundan sapma ve sahte ilahlara karşı dirençli ol.

 

Anneciğim: Emin ol; sen direnirsen hepimiz direneceğiz, sen kazanırsan hepimiz kazanacağız, ama eğer sen kaybedersen, senin şahsında tüm bölge Müslümanları kaybedecek. Sakın kaybedilecek yer olarak sadece bu bölgeyi ya da Türkiye’yi düşünme. Emin ol sen kaybedersen, tüm Ortadoğu kaybedecek, yeryüzünün tüm mazlum ve kimsesizleri kaybedecek. Haydi anneciğim tüm çocuklarının elinden tut ve caminin yoluna koyul.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *