0

 

Allah’ın insanlara emrettiği her emrinde muhakkak ki insanlar için şifa ve bereket vardır. Allahın yaratılışında kusur yoktur. Rabbimiz biz insanlar için her neyi emretmişse ondan büyük faydalar görmüşüzdür.

Kılınan namazda, tutulan oruçta, uzak durulan günahlarda büyük faydalar vardır.

Bu açıdan bakıldığında oruç ibadeti insanda bir manevi arınma süreci başlatıyor.  Kişi için bir nevi manevi detokstur.  Nasıl ki Beden aç bırakılarak vücuttan zehirli toksinler atılıyorsa, ruhumuzdan da kötü duygular negatif düşünceler uzaklaşıyor.  Maddi ve manevi olarak insan bir ay boyunca rehabilite ediliyor.

Modern insanın sık sık şikâyet ettiği stres, psikolojik bozukluklar, obezite, kanser gibi rahatsızlıkların gün geçtikçe arttığı aşikârdır. Bu hastalıklara çare bulmak için modern tıp bilimi perhizi yani az yemeyi tavsiye ediyor. Psikiyatristler derin düşünme, yogayı öneriyor. Sosyoloji bilimi mutlu olmanın formülü olarak insanlarla kaynaşmayı ve insanlara yardım yapmayı gerekli görüyor.

Fıtratının gerektirdiği yaşam şekli bozulduğunda insanın yaşamında terslikler baş gösteriyor.  Yalnızlık, mutsuzluk, kaygı endişe, sosyal bozukluk, kargaşa insanın hayatını çepeçevre kuşatıyor.  Hayatından inancı ve maneviyatı çıkaran insan kişiliğinde oluşan boşlukları, yukarıda saydığımız bazı yol ve yöntemlerle gidermeye çalışıyor. Ancak boşa çaba harcıyor.

Hayatında mutlu olabilmek için birçok para ve emek harcayarak farklı yollar arayan insan rabbinin emrine riayet etse de oruç ibadetini yerine getirmiş olsa ulaşmayla çalıştığı mutluluğun yaratılış fıtratında var olmuş olduğunu görürdü. Ancak görmek için gören gözlere sahip olmak gerek.

Mesela bir ihtiyaç sahibine elindeki yardım kolisiyle yardım eden bir kişi manevi olarak çok huzurludur.

Yaptığı davranışı Allah için yaptığını ve karşılığını göreceğini bildiğinden mutludur.

Nefsinin cimriliğinden kurtulmuştur. Hırs ve bencilliğini atabilmiştir.

Yardım alan ihtiyaç sahibi ümitsizliğe düşmemiş toplumdaki hayırseverlerin varlığıyla hayata tutunabileceğini düşünerek huzurludur. Yanlış yollara tevessül etmemiş olur. Bu anlamda sosyal dayanışma kendiliğinden gerçekleşmiş olur.

İnsan bedeni yediklerinden kaynaklı vücutta biriken toksinleri ve yağları depolar. Ramazan ayı boyunca aç kalan kişinin bedeni enerji alabilmek için vücutta birikmiş toksinleri yakar ve dışarı atar. Televizyonlarda gördüğümüz zayıflama amaçlı birçok diyet tarifinden kat be kat daha güzel değil mi.  . Rabbimizin nimetlerine ne kadar şükretsek azdır.

Meditasyon, yoga, gibi Hint kültüründen ithal edilmiş bazı bedensel faaliyetler güya akıl, beden ve ruhu birleştirerek, insanın iç enerjisini kontrol edebileceğini varsayar. Bununla kişi stresten uzak kalmış olur. Hayatta daha mutlu olur felsefesine dayanır. Allaha inancı olmayan veya tek Allah inancı dışında farklı tanrılara inana putperest toplumlarda bu gibi ritüellerin olması normaldir. İnsanda hedeflenen rahatlamayı sağladığı da pek söylenemez tartışmaya açıktır.

Oysa bu insanlar rabbimizin oruç tutun emri yerine getirmiş olsalardı. İftar saati ile başarmanın hazzını yaşayacaklar,Teravih namazları ile rahatlayacaklar, ramazandaki eş dost akrabalar arası ziyaretlerle ve ikramlarla mutlu olabileceklerdi. O zaman ne stres kalırdı, ne de endişe ve kaygılar. Oruç bedeni yeme ve içmeden alıkoymaktan ibaret değildir elbette , gıybet(Müslüman kardeşinin arkasından kötü konuşma), dedikodu, yalan söyleme  gibi nefsi hastalıkları da tedavi edicidir.. Bunun yanında alışverişine hile karıştırmama, yetim ve fakirlere derman olmayı da gerektirir. Kazandığını paylaşmayı icab ettirir. Kısacası İnsanı gelecek on bir ay için bakım ve onarıma sokar.

Sadece bu oruç ibadeti bile kuranın bütün gerçekliğiyle Allah katından olduğuna delildir. Söyler misiniz hangi bilim veya düşünce insanı bu kadar çepeçevre kuşatıvermiştir. İnsanı bu şekilde her yönüyle yüceltebilmiştir.

 

Onun için ne yoga, ne meditasyon, ne de bilmem başka bir şey; Rabbimizin emirlerine riayet ettiğimiz sürece saat gibi tıkır tıkır işleriz. “O halde Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz” (rahman 45)

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *