0

 

               Yine bir eğitim-öğretim yılının sonuna geldik. Yine öğretmenler öğrencilerine karnelerini verecekler. Gerçi artık karnenin de bir anlamı kalmadı ya. E-okul denilen internet ortamından bütün öğrenciler artık karne gününü beklemeden karne notlarını öğrenebiliyorlar.

Hatta sadece öğrenmekle kalmıyorlar. Zayıf dersleri varsa notlarını yükseltmek için ya ders öğretmenine ya da nazlarının geçtikleri yakınlarını araya koyarak notlarını yükseltme kulislerine başlarlar. Genelde de olumlu sonuç alırlar. Herşeyin dijitalleştiği eğitim ortamında ne emeğe saygı kaldı, ne de iyi insan yetiştirme endişesi. Öğrenciler ve velileri zaten her şeyin en iyisini biliyor. Öğretmenin de saygınlığı kalmayınca artık okullarımızdan ilim adamı mı yetişir yoksa fiyakalı gençler mi bilemiyoruz.

Eğitim imkanları arttı, lakin ruh kalmadı. Öğrencinin tek derdi dersten geçer not almak ve sınıfını geçmek. Öğretmen de özel ders, yetiştirme kursları ve dershanelerde ders alabilme endişesinde. İdealleri ölmemiş öğretmenlerimizi tenzih ederim. Onların sayısı azdır ve her dönemde var olmaya devam edeceklerdir.

Aileler çocuklarını öğüten bu sisteme su taşımakla meşgül. İyi öğretmen en fazla test veren öğretmen olunca, herkes bu öğretmeni arayıp bulma derdine düşüyor. TEOG yarışı derken ortaokul bitiyor. Ortaokullar da dil sınıfı üzerinden seviye sınıflarıyla bu yarışı kızıştırmakla meşgül. Bir okulda kaç birinci çıktığı hesabı yapılır ama kaç kişi sınavda havlu atmış kimse onu sorgulamaz.

TEOG’u iyi puanla aşanlar artık İstanbul’u  fethetmiş kadar sevinirler. Zira hedefler kısa süreli verilmişti. Orta veya iyi dereceli bir liseye gidince iş bitmiş oluyor. Bu öğrencileri YGS ve LYS sınavına motive etmek dört yılı buluyor neredeyse. Bu dönemde aşık olma şansızlığına yakalananların genelde ayarı bozuluyor. Ergenlik derken sınav zamanı gelip çatıyor. Çözüm kolay dershaneler ne güne duruyor. Yetiştirme kursları da ücretsiz olduğu için kıymetli olmuyor. Okulda dersini dinleyip de anlamadığı konuları aynı öğretmenden para vererek bir kez daha dinliyor ve ne hikmetse anlıyor. Bu çırpınışlarla genelde bir sene gözden çıkarılıyor.

İyi bir bölüm kazanabilenler en az beş- altı yıl daha okuma hakkını elde ediyorlar. Yine ailelerin belini büken masraflar. Üniversite de bitiyor, ardından büyük bir boşluk. Çünkü aynı yola daha önce katedenler uzun bir kuyruk oluşturmuşlar zaten. İşsizler kuyruğu.

Bu gençler ne zaman gerçek hayatla yüzleşecek, evlenip yuva kuracak? Kimsenin bunu düşündüğü yok. Bu gençlerin en güzel yılları geçmiş bile. Bir çoğu bu dönemde harama bulaşarak belki de ileride hayatlarını karartacak yanlışlıklar da yapabilmektedirler.

İşte böyle bir gençlik yetiştiriyoruz. Hodgam, bencil, ben merkezli, hazıra konan, kitap okumayı zaman kaybı olarak gören, bir kompozisyon ya da en basitinden bir dilekçe bile yazamayacak kadar beceriksiz, twitter ve facebookun kelime haznesi kadar kelime bilgisi olan gençler yetişmekte. Bu gençleri bu sistem yetiştirmekte ve gelecekte bunlar ülke yönetiminde söz sahibi olacaklar.

Bu karne kimindi gerçekten. Bu karne bir türlü adamakıllı öğretmenlik mesleğinden gelen birini bakan olarak atayamayan bir sistemin karnesidir. Yazbozlarla ve taklitlerle hergün değişime uğrayan bir eğitim sisteminin karnesidir. Doksan yıldır hep sınıfta kalıyor ama aynı karneyi de almaya devam ediyor.

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *