0

 

Büyük medeniyetler büyük krizlerden sonra ortaya çıkar. Bu krizlerden selametle çıkan ülkeler ve milletler daha büyük medeniyetler inşa ederler. Büyük krizler aynı zamanda büyük liderleri de doğurur.

Ülke ve İslam ümmeti olarak 200 yıllık bir uykudan sonra yeni yüzyılda uyanışa ve atağa geçmenin arifesindeyiz. Çok badirelerler atlattık, çok şehit verdik, ülkelerimiz yağmalandı, çok büyük ihanetler gördük, ama geldiğimiz noktada yeni bir dirilişe doğru gidiyoruz. Şu anda İslam coğrafyası kan, zulüm ve gözyaşı ile yoğrulmaktadır. İslam Ümmeti kendisine dayatılan kış uykusundan artık uyanmak üzeredir.

Avrupa ve ABD artık çöküş çağına girmişlerdir. Avrupa Birliği artık kendi ülkelerini bile kontrol edemeyecek duruma düştü ki, terör örgütlerinden medet ummaya başladı. ABD ise yağmaladığı ülkelerin halklarının ahı ile Allahın izniyle aynı sonla karşı karşıya kalacak.

Ülkemiz ise hala 15 Temmuzun hıyanetiyle hesaplaşmayı bitiremedi. Bu ihanetin nerelere kadar sirayet ettiği hala tam çözülebilmiş değil. Bu ihanetin bedelini tüm ülke insanları olarak ödemeye devam edeceğiz. Bu işin nereye kadar ve kimlere uzanacağı henüz belli değil. Kirli ittifaklar, menfaat ilişkileri yıllardır ülkenin bürokrasisini sarmıştı. Bizleri koruyacak ve savunacak olanlar da ihanetin içinde olunca artık kime güveneceğinizi de bilemiyorsunuz.

İşte böyle bir ortamda devletin parlamenter yapısını başkanlık sistemine dönüştürecek bir referanduma doğru gidiyoruz. Güçlü ve dinamik bir devlet yapısı için yapılmaya çalışılanlar her ne kadar yeterli olmasa da biz yine de “evet” diyeceğiz. Evet diyerek ülkenin koalisyonlarla egemen güçlerin müdahalesine açık kapı olmasına fırsat bırakmayacağız. Evet diyerek daha güçlü hükümetleri işbaşına getirelim. Sorumsuz ama yetkili cumhurbaşkanı yerine sorumlu ve hesap verebilir bir cumhurbaşkanı seçebilelim. Bu sistem İslami kesime neler getirecek? Acaba İslami kesim de bu çoğunluğun içinde eriyecek mi, yoksa daha dinamik olarak yönetimde söz sahibi olabilecek mi? Yani İslami düşünce kendisini daha gür bir şekilde ifade edebilecek mi? Katılacağı seçimlerde daha objektif temsil edilebilecek mi? Ya da gerektiğinde muhalefet olabilecek mi? Bütün bunları zaman gösterecek.

Biz her şeye rağmen evet diyeceğiz. Yetkisi artırılmış bir devlet başkanı sistemiyle daha güçlü bir devlet mekanizması olacak. Yüzde 50’den fazla oy alan kim olursa olsun başkan seçilecek ve seçimler 5 yılda bir yapılacak. Şu ana kadar olan dağınıklık düzeltilmiş olacak. Cumhurbaşkanı ile hükümet arasındaki uyuşmazlık durumları ortadan kalkarak cumhurbaşkanı ve meclis güçlendirilmiş olacak. Başbakan ve cumhurbaşkanı ayrı tellerden çalamayacak. Kimse kimseye kitap fırlatarak kaos yaratmayacak. Başbakanlar kapalı kapılar ardında seçilmeyecek. Hükümetleri medya patronları, sömürgeci güçlerin temsilcileri patronlar ve derin devlet kuramayacak.

İşte bunlar için evet diyeceğiz. Ama nedense şimdiye kadar ülkemizdeki uşak ruhlu insanlarına her dediğini yaptırmaya alışkın dış güçler, içimizdeki hayırcılardan daha çok hayırcı olmaya başladılar. Bizim evetlerimize ve hayırlarımıza neden bu kadar meraklılar acaba? Bu da bize bozulan menfaatlerini gösteriyor. İstedikleri gibi at koşturamayacakları bir sistem gelince menfaatleri bozulacak.

 

Uluslararası şer şebekelerinin ülkemiz ve İslam ümmeti üzerinde oynadıkları ya da oynamak istedikleri oyunları bozmak için evet diyeceğiz.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *