0

 

Henüz iki hafta olmadı, bölgemizde kendilerini Kürt ulusunun hakkının savunucusu iddiasında olan kimi siyasiler, halkı sözde Kobani için sokak ve meydanlara çağırması sonucu yaşanan katliamları, vahşetleri, talanları ve hırsızlıkları Kürt halkı olarak iliklerimize kadar yaşadık.

Bu yaşananların ardından tüm uzmanlar, psikologlar ve toplum bilimciler, gençliğin nasıl böyle bir vahşilik ve barbarlık seviyesine geldiğini anlamada zorlandılar. Bu durumdaki bir gençliğin yapacakları konusunda endişe ve geleceğe dair olumsuz tabloyu izah etmede kelimelerin yetersiz olduğunu ifade ettiler.

Nasıl bir hale geldiğimizi anlamamız için  gençlerimizin meydanlara çıkıp hemcinsleri ve aynı zamanda ırkdaşları olan insanları nasıl katlede bildiklerini göstermeliri mi gerekir. Veya esnafları nasıl talan edebileceklerini ve birlikte yaşamanın beraberinde getirdiği toplumsal düzeni nasıl bozabileceklerini göstermeleri mi gerekir.

Uzun bir süredir ayak seslerini duyduğumuz, yakın zamanda da yaşadığımız olumsuz, tasvip edilmeyen, bizi toplumumuzun geleceği konusunda endişe ve korkulara iten gençliğimizin içinde bulunduğu durum ve vaziyet.

Evet yaşanılanlar toplumumuzun inanç ve kültür değerlerini hiçe sayan, manevi değerleri çiğneyen bir nesli oluşturma gayretinde olanları, hep beraber müşahede ettik. Bu yaşananlarda dikkatimizi çeken üç önemli noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

1-Sözde demokratik taleplerle sokaklara çıkanların camilerle ne alıp veremedikleri vardı? Camiler talep ettikleri istekleri önünde ne gibi bir engel teşkil ediyordu, merak ediyoruz. Yoksa camiler insanların ruhlarını terbiye etmede ve gençliği insani erdemliklere yöneltmede büyük bir etkiye sahip olduğundan mı acaba?

2-Kütüphanelerin, sokağa çıkanların istekleri ve talepleri önünde nasıl bir engel teşkil ediyor? Yoksa halkı sokağa dökenler, kütüphanesiz, okumayan gençlik, bilgisiz halk  ve toplum mu istiyorlar. Halkın oyları ile seçilip bilirli makamlarda bulunanlar, halkı sokağa dökenler bu halkın cahil kalması, okuyup gerçekleri anlamamaları için mi halkın kütaphanelerini yaktılar?

3-Nur medreselerinin, sokaklarda vandallık yapanların talep ve istekleri önünde nasıl bir engel oluşturuyordu. Yoksa nur medreselerinde risalelerin nuruyla insanın rabbini tanıması onlar için tasavvur ettikleri toplum için tehlike olarak mı gördükleri için mi, yaktılar. Çünkü nur medereseleri insanların inanç ve akidesini tevhid inancını aşılayarak, kalpleri ve vicdanları Allah korkusuyla insanların ruhunu terbiye ediyor. Halkı sokağa davet eden zihniyet sahipleri, halkın ve gençliğin yaşamlarında Allah’ın olmamasını mı istiyorlar?

Dikkatlerinize sunmaya çalıştığım bu üç konudaki sorularımıza cavap olacak nitelikte somut bir örnek yaşadık geçen hafta. Sözde halkı demokratik talep için sokağa çağıran Halkların Demokratik Partisi(HDP) Batman milletvekili Ayla Akat ATA Milli eğitim Bakanının cevaplandırması amacıyla bir soru önergesi verdi. Bu soru önergesinde ilimizin Sason ilçesinde “Din Görevlileri Haftası” etkinlikleri kapsamında,  anaokul öğrencilerinin camilerle buluşma programının yapılıp yapılmadığını ve yapılmışsa bunun çocuklar üzerinde bir baskı unsuru olduğunu iddia ederek konuyu meclise taşıdı.

Gerçi söz konusu millet vekilinin İslam dininin inanç ve değerlerine düşman tavrı ilk ve yeni değil.  Daha önce 14 Temmuz 2010 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi(BDP) Mersin Siyaset Akademisi açılış törenine Ayla Akat Ata “Gönül ister ki bütün Kürtler Müslümanlığı bırakıp Hıristiyan olsun” açıklamasıyla hristyanlığa olan sevgi ve hayranlığını dile getirmiş, hristyanlığın kürt halkı arasında yaygınlaşması isteğini, gizleme gereği duymamıştı.

Buradan tüm bu olup bitenlerin resimlerini yan yana koyduğumuzda genç neslimizde ortaya çıkan toplumsal travmaların nedeninin uzmanlara, psikologlara, sosyologlara ve eğitimciler açısından sorun gayet açık hale gelmektedir. Sorun gençliğin inancından, değerlerindenve kültüründen koparılması. Yaklaşık üç dönemdir bölgemizin yerel yönetiminde iktidar olan zihniyet, ideolojik olarak birey ve toplumu İslam inanç ve değerlerinden uzaklaştırmak için emek harcayıp gayret göstermişlerdir. Ve bunun sonucunda yetişen gençliğin sokaklara çıktığında nasıl bir sonuç ortaya çıkardığını hep birlikte gördük. Gençliğin tekrar insani erdemliklere ulaştırılması için yapılması gereken, dini değerlerin birey ve toplumda yer edinmesinin sağlanmasıdır.

İlgili milletvekilinin kuyruk acısı, çocukların camiye gidişini baskı olarak görmesinin nedeni, cami terbiyesi ile yetişenlerin onların isteği ve bağırmasıyla sokaklara inmeyecek olmasından korktuğu içindir.

 

Bireyler, örgütler ve idareler halktan gerçek yüzlerini bir zamana kadar gizleyebilirler. Zamanla yaptıkları fiil, davranış, söylem ve icraatlarında gerçek niyetleri ve amaçları ergeç ortaya çıkar. Bu anlamda halk adına mücadele ettikleri iddiasında olanların, halkı sokağa çağırma şekli, sonrasında takındıkları tavırlar  ve en son milletvekillerinin çocukların camiye gidişlerinden duydukları rahatsızlık, halk ve toplum nazarında yüzlerindeki maskeyi düşürmüştür. Maskeler düştü, gerçek yüzler ortaya çıktı.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *