0

 

Günler haftaları kovaladı ayları aştı, aylar da ardı ardına senelere ulaştı. Bir, iki, üç derken senelerden çeyrek asır oldu, Yusufların zindanlarda unutuluşu-umursanmayışı…

Her geçen gün yetkiliklerin umursanmayışını hüsnü zan ile okuduk, aktardık. Ama nafile, zan’larımızı naz, kışlarımızı yaz anladılar maalesef.

Bırakın ağır hastalarımızın ziyaretine gitmeyi, ağır hasta olduğumuz halde hastanelere bırakmadılar bizi, loş duvarlar ardından ölüme terk ettiler biz kardeş(!)lerini… 

Sadece bizleri mi ölüme terk ettiler, elbette ki hayır. Bizlerle beraber ailemizi, sevdiklerimizi ölüme mahkum ettiler. Bizlerden diriler kabri oluşturdular. İslami kimliğe sahip insanlar hapiste hastalıklarla pençeleşirken, anne babaları ise onlara hasret bir şekilde teker teker göçüp gidiyor bu fani dünyadan. Ama herkes emin olsun ki öyle kuru kuruya gitmediler Rab Teala’nın huzuruna… öyle yanık yürekle gittiler. Feryatları arşı salladı ama gel gör ki bir tek kardeş(!)leri duymadı. Koltuklarını sağlamlaştırmak için çabalıyorlardı. Onlar da haklılar tabi! 2- 3 tane mahkum için değer mi okları üzerlerine çekmeye… hem bu işler ha deyince de olmuyor(muş), ne bilsinler ki…

Yarın yine bir ceset verilecekler ellerimize zindan duvarlarından solmuş bir gül gibi. Sonra diyecekler ki biz mi koyduk zindana? Bir tek müsebbip var o da FETÖ denilecek. Peki sormazlar mı adama, ya sessiz   kalanlar… haksızlık karşısında sessiz olanlara dilsiz şeytan denilmeyecek mi?     

Cumhurbaşkanı Erdoğan haksız yere cezaevinde yatanlar var, 15 temmuz bunu düzeltmek için fırsat demişti.  Acaba adaletin tesis edilmesi, mahkumların haklarının iade edilmesi için daha kaç 15 temmuz geçmesi  gerek, bilen var mı? Herkes de biliyor bu insanlar ahlaksızlık yapmadılar, aksine ahlaksızlığın yoğun olduğu yerlerde Kur-an nesli bir gençlik yetiştirmek için gece gündüz çalıştılar…

Eğer Allah’a ve ahret gününe inanılıyorsa, adil  olunmalı, çünkü yarın her şey için çok geç olabilir. Unutulmamalı ki, Allah Adil’dir, adaletli olanları sever.  Adaleti ile nam salan Hz. Ömer’in valisine yazdığı mektup bize kapsayıcı bir örnek teşkil ediyor. “Şunu bil ki adalet önemli bir yükümlülüktür. Huzurunda, refakatinde ve kararlarında halka eşit muamele etki, zayıf olanlar adaletten ümitlerini kesmesinler, yüksek mevkide olanlar da kayrılmayı ümit etmesinler.” Ama gördüklerimiz maalesef tam zıttı, kayrılmayı adaletin önüne katmış adil! Yöneticiler.                               

Böyle adalet olmaz. İşkence ile imzalatılan ifadelerle müebbet hapse mahkum edilmek zulümdür. Onun için kimse zulme meyil etmesin, ateş size de dokunabilir, ağlayanınız olmaz.

Ülkemizde adalet mahkeme salonlardaki duvar yazısından ibaret olmamalı.. Sağcıya-solcuya eşitlik, dinsize eşitlik, hırsıza, gaspçıya eşitlik ama Müslüman’a gelince acele etmeyin. Ne kadar da acele ediyorsunuz. Oysaki ömürler tüketildi de haberleri yok. Kimse kusura bakmasın ensesi kalın, omuzu kalabalık Ergenekonculara elinde silah mecliste koltuğu olan DHKPC- KCK’lılara, balyoz’culara adalet var ama, Kur-an dersinden dolayı mazluma-Yusufilere ceza, Allah bükyüktür… ve böyle adaletin Adil’in yanında hesabı sorulacağının haberini veriyorum.

AK PARTİ ve FETO ittifakının bozulmadığı tek alan YUSUFİLER oldu. FETO zindan bahadırlarımız olan Yusufilerimizi zindanlarda istifleyip, AK PARTİ’ye emanet etti. Allah var AK PARTİ emanete sadakatte kusur etmiyor!!

Adaletli günlerin yakın olduğu, çocukların bayramlaşmak için cezaevleri yolunda kuyruğa girmediği, her günün bayram şeklinde olduğu günlerin yakın olması duasıyla, haktan yana olanlara selam olsun…

 

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                         

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *