0

    

         Dünyanın neresinde bir çatışma, katliam, zulüm ve haksızlık varsa, o yer mutlaka halkı Müslüman olan insanların yaşadığı bir coğrafyadır. Bu coğrafik yerleri saymaya kalkışırsak söylemimizin ne kadar haklı olduğu ortaya çıkacaktır. Irak, Suriye, Arakan, Afganistan, Libya, Filistin, Yemen, Türkistan, Sudan……coğrafik yerlerin isimleri saymakla bitmez.

         Bu çatışmaları meydana getiren emperyalist ve sömürgeci ülkeler, bu bölge insanlarına sürekli olarak “demokrasi ve özgürlük sloganları” pompalayarak insanları fitnenin içine çekmişlerdir. Aslında kendilerinin bile erdemliliğine inanmadığı demokratik bir yöntemle başa gelen hükümetlerine karşı da nasıl darbeci bir yol izlediklerini de biliyoruz. “Mısır” yakın tarihimizin en bariz örneğidir.

         İşgalci batı ile, Amerika’nın sömürgeci ve emperyalist fikri önderliğinde özgürlük vadettiği yukarıda saydığımız ülkelerin hepsinde kan ve gözyaşı durmadan akmakta, insanlar birbirlerini ne amaç uğruna dahi öldürdüklerini bilememektedirler. İşin en kötü tarafı da birbirlerine karşı savaşan ve “Müslüman” olan bu guruplar birbirlerini Allah adına katletmektedirler. Ne tuhaf, Müslüman Müslümanı öldürecek ve bunu Allah adına yaptığını söyleyecek, peki öldürülen kesimlerden hangisi cennete gidecek? böyle bir çelişki olabilir mi?

         Eğer birbirlerini “Allah” için öldürenler varsa ve İslam için Cihad ettiklerini iddia ediyorlarsa, neden çatışma alanını sömürgeci batının ve Amerika’nın sınırları içine yaymıyorlar? Ya da yetmiş yıldan bu yana Filistin’lilere her gün kan kusturan İsrail’e karşı gereken cihadi hareketleri yapmıyorlar? Ya da neden İsrail’in yaptıkları katliamları sadece basit kınamalarla geçiştiriyorlar? Soruların sayısını arttırmak mümkün.

         Aslında ümmet bu kadar katliam ve zulümleri kendi içinde, kendi eli ile, kendi kendisine yaşatırken, bundan kazançlı çıkan, sadece batının kukla diktatörleri ve onları ayakta tutan Katil Avrupa birliği ülkeleri ve Emperyalist Amerika’dır. Bunu herkes bilmektedir.

         Peki durum böyle olmasına rağmen, neden bu zalim yöneticiler, Müslümanların başlarına getirilen tüm diktatörler hala ayakta kalabiliyor ve iktidarlarını sürdürebiliyorlar?

Batıda, bırakın bir iktidar sahibi yönetici kendi insanlarını katliamlara düçar etsin, yanlış bir icraata imza attığı ve yaptığı yanlışlar gün yüzüne çıktığı an, hemen ceketini alıp ortadan kaybolmaktadır. Batılı yöneticiler kendi insanlarının hayatlarına bu kadar değer vermektedirler, hatta üzerlerine aldıkları sorumluluğu yerine getiremedikleri “Müslümanları öldürüp sömürgeleştiremedikleri, tüm zenginlik kaynaklarını kendi ülkelerine taşıyamadıkları durumda dahil” olmak üzere hemen görevlerini başkalarına bırakmaktadırlar. Batılı emperyalist yöneticiler kendi insanlarına karşı o kadar çalışkan ve saygılıdırlar ki, inanmayacaksınız; Size basit bir misal vereyim.

Bundan yaklaşık dokuz yıl önce Japonya’da bir deprem meydan geldi, başkent Tokyo üç saat susuz kaldı, bunun üzerine, Tokyo Belediye Başkanı: İnsanları susuz bıraktı diye İNTİHAR etti.

Şimdi insan şunu sormadan edemiyor: Aynı Allah’a ibadet eden, aynı Peygamberi önder ve rehber kabul eden, aynı kitaba inanan ve aynı ibadetleri yapmakla mükellef olan bunca Müslüman ülkeler nasıl oluyor da birbirlerine karşı bu kadar acımasızca davranıp, emperyalist batının ve Amerika’nın oyunun gelmektedirler ve birbirlerinin kanını dökmekten çekinmemektedirler? Bu nasıl bir zulüm, bu nasıl bir ihanet sarmalıdır?

Sorunun cevabını Kerbela’da Hz Hüseyin (A.S) efendimizi şehid eden İbn Ziyad’ın sözlerinde bulmak mümkündür, ne demişti katil İbn Ziyad hatırlayalım:

EY HÜSEYİN! SANA KARŞI OLMANIN BİLE, CEHENNEME GİTMEK İÇİN YETERLİ BİR SEBEP OLDUĞUNU BİLİYORUM, AMA BANA NELER VADETTİLER, BİR BİLSEN?

Şimdi anladık mı şu İslam ümmetinin içinde bulunduğu darmadağınık ve perişanlık halinin nedenini? Zalim iktidar sahibi diktatörler cehenneme girme pahasına, Batının ve Emperyalist Amerika’nın isteklerini yerine getirmekteler, karşılığında ise sadece birkaç günlük dünya nimetini elde etmekteler. Ama şunu bilelim ki, bu zalim diktatörler korkularından her gün ölümü yaşamaktadırlar.

Peki bu Batının ve Amerika’nın uşağı zalim diktatörlerinden nasıl kurtulacağız? Ya da onlardan kurtulmanın yolu var mıdır? Tabi ki vardır. Nedir biliyor musunuz? İşte size söylüyorum:

 

ÇÖZÜM: KUR’AN-I KERİM VE ÖNDERİMİZ HZ MUHAMMED (SAV)İN ETRAFINDA BİRLEŞMEK. SONRA SADECE BİR BESMELE İLE ZATEN TÜM ŞEYTANLAR KENDİLİĞİNDEN DAĞILACAK. NE GÜZEL DEĞİL Mİ?

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *