0

               Çok hızlı akan bir gündemi yaşıyoruz. Yanı başımızda emperyalistlerce parçalanma aşamasına getirilen iki ülkenin toprağı varken, ülke olarak da oradaki savaşa kıyısından dahi olsa dahil oluverdik. Ülke yöneticileri kanaatimce oynanan oyunu geç farkettiler ve aynı senaryo Türkiye için uygulamaya konulmadan derin uykudan uyandılar.

               Yani kapınıza gelen savaşı dışarıda karşılamasaydık savaş bizim topraklarımızda başlayacak, o zaman da çok geç olacaktı. İslam topraklarını bölüp parçalamak, Müslüman halkları birbirine kırdırmak isteyen ABD, AB, İngiltere ve bütün emperyalist güçler Türkiye’yi de bir şekilde karıştırıp iç savaşa sürükleme gayretindeydiler. Allah’aşükürler olsun ki, bu tehlike şu anda bertaraf edildi ise de daima uyanık olmak zorundayız.

               Üzerinde oyun oynanmak istenen bölge halklarından biri de şüphesiz Kürtlerdir. Bu yıllardır böyle devam etmektedir. İslami değerleri yok edilerek yok edilmek istenen Kürtler en büyük darbeyi yine sözüm ona kendi içindeki Kürtlerden yediler. Kurtuluşu İslamda değil de, Batı dünyasında ve batılda aramaya çalışan sözde Kürt liderler yıllardır Müslüman Kürt gençlerin kanlarını heba etmektedirler. Halkçılık dediler, özgürlük dediler, barış dediler, eşitlik dediler onlarca parti kurdular, yetmedi kanlı örgütler icat ettiler, bunlarla legal siyasetçileri desteklediler, ama nafile Kürtlerin dertlerine derman olamadılar. Çünkü niyetleri halis değildi ve Allah’ın dışında herkesi razı etmek için yola çıkmışlardı. Gelinen nokta ise maalesef kocaman bir hiç.

               Dedik ya gündem hızlı akıyor. İşte sözüm ona bu siyasetçi Kürt liderlerden bir kısmı yıllardır halkı en ufak bir sorunda sokaklara çağırmakta, hatta çağırmakla yetinmemekte sağı solu dağıtmakta, gerektiğinde can almaktan geri durmuyorları. İşe en son örmekleri de 6-8 Ekim 2014 yılında meydana gelen olaylardı. İşte o olayların ve daha nice hadiselerin müsebbibleri olan ve şimdiye kadar milletvekili zırhına büründükleri için hesap sorulamayanlardan bir kısmı dokunulmazlıklarının kalkmasıyla ifadeye gitmedikleri için zorla evlerinden alınmak süretiyle mahkemeye çıkarılmışlardır. Mahkeme sonunda da 8 kişi tutuklanmıştır. İşte asıl sorun bundan sonra başladı.

               İki sene önce insanları ölümüne sokağa çağıran bu insanların sokak çağrılarına artık kimse yanıt vermiyordu. Ne mi olmuştu bu halka? Neden şimdiye kadar oy verdikleri belediye başkanı ve milletvekili yaptıkları insanların çağrılarına kimse kulak asmıyordu? Millet korkuyor muydu yoksa akl-ı selim mi galip geliyordu? Yıllardır sırtından geçindikleri Kürt halkı onları yarı yolda bırakmıştı. Bu halka da zaten hiç güven olmazdı zaten! Ne demek çağıracağız da sokağa inmeyecekler, biz onların temsilcileri değilmiydik, onlar bizi meclise taşımamaışlar mıydı? Ne olmuştu bu halka?

               Sözde liderler maalesef halkın sağduyusunun gördüklerini göremiyorlardı. Her ne kadar onlar lider olarak ileri görüşlü olmaları gerekiyorsa da, bu kez halkın sağduyusu ve öngörüsü hatta feraseti galip gelmişti. İşte bir türlü İslamdan koparamadıkları Kürt halkı onların bu oyunlarını görmüştü. Onların gerçekte Kürtlerin hak ve hukuku için değil, emperyalistlerin kirli emelleri için çalıştıklarını farketmişti. Şehirleri çukurlarla donatıp onların içine de Kürt gençlerin cesetlerini dolduranların halkın yüzüne bakacakları yüzleri kalmamıştı. Halkta onlardan bıkmıştı artık.

               Halk artık huzurlu yaşamayı özledi. Yanıbaşımızda devletin olmadığı ülkelerin nasıl parçalara ayrıldığını, halkların nasıl birbirine düşürüldüğünü ve bu kaostan da ne Kürtlerin, ne Arapların ne de Türkmenlerin karlı çıkacağını farketti. En önemlisi de 15 Temmuz darbe ve işgal planının perde arkasını gördü ve bu oyunu bozmak için var gücüyle çalıştı.

               HDP/PKK kadroları 15 Temmuzu okuyamadıkları gibi, halkın da kendileri gibi gerçekleri göremediklerin sandılar. Ama yanıldılar. İşte bu yanılgılarının sonucunda da çareyi Hasip Kaplan gibi halka hakaret etmekte buldular. Halka tırşıkçı, yavşak diyerek aşağılama densizliğine düştüler. Oysa onlar çoktan ABD ve Avrupa’nın tırşığını yedikleri için kafaları dönmüştü.

               Kürt halkı sağduyusunu bir kez daha kanıtladı, adeta cellatlarına dur dedi. Cellatlar da döktükleri kanların hesabını vermek için ellerinde valizlerle kodesin yolunu tutmuşlardı bile.

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *