0

Pazartesi günü Allah’ın izniyle Kurban Bayramıdır. Bayramda; kurbanlarımızı kesecek, akraba, dost ve yakınlarI ziyaret edecek, dargınlar barışacak, komşu ve mahalleli ziyaret edilerek bu güzel günler ruhuna uygun olarak yad edilerek, bayramımızı kutlayacağız. Hepimizin bayramı kutlu olsun.

Bir gün önce de Arefe günü öğleden sonra bütün hacı adayları ‘arefe tepesi ve vadisine’ giderek hac farizasını yerine getirmek için ilk adımı atmış olacaklar. Allah, o kutsal beldeye giden bütün Müslümanların haccını kabul etsin.

Arefe tepesi! Hani Peygamber efendimizin Veda Hutbesini irad ettiği yer. Hani içeriğinde kurallar, emirler ve vasiyetlerle dolu olan veda hutbesi. İşte bu veda hutbesinde, Allah Resulü (s.a.v.) birçok emir ve vasiyetle beraber özellikle iki şeyi vasiyet ettiğini söylüyordu: “Biri Allah’ın kitabı Kur’an-i Kerim, diğeri Sünneti  Resulullahtır”. Bu iki vasiyete sımsıkı sarıldığımızda, hiçbir zaman haktan sapmayacağımızı, tevhid yolunda ümmetin birlik ve beraberliğinin devam edeceğini, Müslümanların izzet ve şeref içerisinde hayatlarını sürdüreceklerini ifade etmektedir. Ama bu iki vasiyete uyulmadığında da muhakkak surette ümmetin vahdetinin dağılacağını, bölünüp parçalanacaklarını, şeytani düşünce ve akımlarının açık hedefi haline geleceklerini, küfrün saldırı ve işgallerine maruz kalacaklarını bir anlamda ifade etmiştir.

Ümmetin birlik ve beraberliğinin bozulup günümüze kadar gelen süre içerisinde, Müslümanlar Peygamber Efendimizin vasiyetini terk ettiklerinden dolayı ve küfür ehlinin de ümmetin parçalanıp işlevsiz hale getirmeye yönelik uygulamaya koydukları fitne ve fesat projeleriyle adeta İslam ümmetinin bütün coğrafyası açık işgal alanı olmuş, İslam medeniyetinin simge şehirleri harap hale getirilmiştir. Ümmetin hafızası niteliğindeki eşi bulunmaz el yazması kütüphaneler ve diğer kültürel miras, bilinçli ve kasıtlı olarak tahrip edilerek talan edilmiştir. Bir zamanlar ilim meclislerinin ‘Rahmani ‘ sesleri, cami ve medreselerimizde tekbir ve zikir seslerinin yükseldiği sokak, şehir ve coğrafyamızda, bugün birbirlerine düşman haline getirilen kardeşlerin, birbirlerine sıktıkları kurşun sesleri, top sesleri gelmektedir.

             Tekrar hacca gelirsek, hac kıyamdır. Kıyam, insanın fıtratına uygun olarak onurlu bir şekilde Allah’ın huzurunda durmasıdır. Kıyam, insanın kulluğunun farkına varıp Rabbi için izzetlice başkaldırmasıdır. Kıyam, kulların kulluğundan kurtulup, Alemlerin Rabbi olan Allah’a Ruku varıp secde etme şerefidir.

            İnsan nasıl ki namaza durup ferdi kıyamını gerçekleştirmişse, aynı şekilde Hac ibadetini ifa etmekte ümmetin toplu kıyamı olmalıdır. Değişik renklerden, dillerden ve coğrafyalardan gelen Müslümanların tek yürek olup hep bir ağızdan haykırdıkları: Lebbeyk Allahümme lebbeyk, Lebbeyk la şerike leke lebbeyk, İnnelhamde  venni’mete la şerike leke( Allahım! Davetine tekrar tekrar icabet ettim, tekrar davetine icabet ettim. Hamd ve nimet senindir, senin ortağın yoktur) nidalarıyla ümmetçe Beytullahı kendilerine merkez alıp kıyam etmelidirler.

            Hac, Arefe de hep bir ağızdan duaya durup, aczimizi ve ihtiyacımızı ifade edip, Rabbimizden kulluğumu kabul ve ihtiyaçlarımızı gidermesidir. Veda hutbesinde bize vasiyet edilenleri yeniden hatırlayıp, düşüncelerimizde ve hayatımızda yeni bir başlangıç yapmamızdır. Bu vasiyeti bizden sonraki nesillere azim ve kararlılıkla bilinçli bir şekilde aktarmamızdır.

            Hac, Müzdelifede geceleyip dinlenmektir. Bu aynı zamanda gecenin sukuneti gibi bir anlayış ile kavgasız, ihtilafsız ümmetin bir arada yaşamasıdır. Ancak birbirlerinden emin olanlar bir arada durup yaşayabilirler. İşte Müzdelife İslam ümmetinin bir arada ihtilafsız ve kavgasız yaşama bilincidir.

Hac, Cemrelerde şeytanı taşlamaktır. Düşüncemizde ve hayatımızda şeytan ve şeytanileşmiş duygu ve fiilleri terk etmektir. Bizi yönlendirip tahakküm etmeye kalkan tüm beşeri ideoloji ve sapkınlıkları, nefsimizden, ailemizden, beldelerimizden ve tüm ümmet içerisinden şeytanı taşladığımız heyecan ve kararlılık ile taşlayıp ortadan kaldırmaktır.

Hac, Safa ve Merve arasında Sa’y etmektir. Hacer anamızın Hz. İsmail (a.s.)’e su bulmak için gösterdiği çaba, durmaksızın Safa ile Merve arasında gidip gelmesi ve çocuğunun hayatının devamı için endişe etmesi gibi; Ümmetin bütün fertlerinin de aynı endişe ile geleceğimiz için endişe etmeli, durmaksızın çaba ve gayret sarf etmeliyiz.

Ve nihayetinde Hac, Beytullahı tavaf ederken, ümmet olarak Lebbeyk Allahümme lebbeyk deyip kıyam etmektir. Küfrün, zulmün, şiddetin, kan ve göz yaşının sona erdirilip ‘Kabe’ gibi tek yürek olmaktır. İbrahim (as) gibi put ve sömürü düzenlerini yıkıp Onun tevhid çağrısına Lebbeyk demektir. Muhammed (sav) sünnetini onurluca yerine getirip gerçekten ‘HACI’ olmaktır. Çünkü hac kıyam etmektir.

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *