0

 

Allah’ın emri ve Resullah (s.a.v.)’in en büyük sünneti olan evliliğin bana verdiği rahatlıkla bir ayı aşkın zamandır siz değerli dostlardan uzak kaldım. Bu geçen zaman dilimini istirahat için yeterli olduğunu düşünerek dostların arasına geri dönüyorum.  Velev düğünde beni tebrik eden velev ki yetişemeyip düğünden sonra bu güzel ve önemli günüm için hayırlı osun diyen tüm arkadaş, dost, ahbaplara gazetemiz Rehber aracılığıyla özellikle teşekkür etmek istiyorum. Beni yalnız bırakmayan herkese şükranlarımı bildirir, dualarından bu kardeşlerini esirgememelerini temenni ediyorum.

*                             *                             *                             *                             *                             *

Sizlerden uzak olduğum zamanda olaylar-sıkıntılar o kadar oldular ki, gündem de o hızla çok çabuk değişip yerini başka bir gündeme bırakıp değişime tabi oluyordu. Bundan dolayı kısa kısa özet şeklinde alt başlık olarak geçeceğim inşallah.

Batman-Mardin-Diyarbakır üçgeninde olan polis karakoluna bombalı saldırı, ardından Van Elazığ ve Antep’te ardı ardına patlatılan bombalar ile yıkılan ocaklar… Çoğu çocuk-sivillerden olan bu  vahşetleri dillendirmeye ağıtlar kifayetsiz, vicdanlar buz gibi donuk, vahşetseverler de bu namertliğe kör ve sağır kaldılar. Bombacılar rant elde etti, takipçileri görmedi yaptıkları vahşeti,  Olanlar ise her zamanki gibi sadece ve sadece mazlum, korunaksız durumda olan çocuklara ve ailelerine oldu.

*                             *                             *                             *                             *                             *

Diğer gündeme girip kendine fazla yer bulamadan çıkan konu ise mazlum ve çaresizliğin diyeti Suriye’li minik Ümran’dır kuşkusuz. Hani bombardımana tabi tutulduğu evin enkaz yığınları arasından çıkarıldıktan sonra medya mensupları aracılığıyla tüm dünyaya sessiz bir şekilde haykırıp sizlere diyecek bir şey yok deyip yüzsüzlere sille yapıştırdı ya, başından gelen kanları minnacık elleriyle silerekten… Hani sessiz çığlıkları arşı alayı titrerken televizyonlarda sözüm ona aydın(!)lar demokrasi dersini veriyorlardı. Kimse onlara demiyor, diyemiyordu! demokrasiniz batsın, siyasetiniz yerin dibine geçsin…

Hasılı, Ümran da diğer mazlumlar gibi sahipsizdi. Unutulanlar listesine çabucak yer edinecekti hemşerisi Aylan kürdi gibi. Her ne kadar ekranlarda çaresizliğin fotoğrafını çektirdiyse de gündemde yerini tam almadı maalesef. Gece oldu Uyudu ve uyandı millet bir baktı ki ondan önceki diğerleri gibi herkes onu da unutmuş normal hayatının tanını çıkarmaya çalıştığına şahit oldu güneş ve kainatın diğer görevlileri…

*                             *                             *                             *                             *                             *                             şimdi Yazacağım konu ise tüm mahkeme salonlarında “adalet mülkün temelidir” yazılı olduğu halde adaletin fiyaskodan öteye geçmediğinin kanıtı. Gündemde olması gereken ama maalesef gündeme giremeyen FETÖ mağdurları. Herkesin beklediği ama bir türlü gelmeyen topal adaletin nur yüzlü sahipleri. Devletin gücünü arkasına alan Kravatlı, devlet üniformalı FETÖ üyesi teröristlerin uydurdukları binbir suçlamalarla mağdur ettikleri zamane Yusuf’ları… Ne acı ki ağır suçlamalar sonucunun  temiz fıtratlı cengaverleri  Cezaevine girerken, çocuğu anne karnında olan sabır abidelerinin, şimdi torunları oluyor. Çocuklarını tam sevemeyip bağrına basamadan şimdi torun sahibi oluveriyorlar.  Ama kimin umurunda!… Hükümet bu Yusufilerin sesine icabet edip karşılık vereceğine kulak tıkamakla beraber, hırsız-çulsuzları salıvermenin hesaplarını yapıyor şuursuzca…

 

Sizlerden uzak olduğum için konular birikmiş. Bu başlıklar da gündem başlıklarından sadece bir kaçı. İnşallah zamanım olduğunda bu konuları detaylı bir şekilde ele alacağım. Selametle, kalın sağlıcakla…

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *