0

 

İslamî Camia saflarında aktif olarak çalışan merhum Cevzet Soysal, hareketliliği, yardımseverliği ve fedakarlığı ile çevresinde sevilen, sayılan ve hatırı tutulan bir müslüman olarak tanınıyordu. İslamî çalışmaları ve bu çalışmalardaki verimliliği şer güçlerin dikkatinden kaçmamış, söz konusu şeytanî odakların üzerinde desiseler planlamasına sebep olmuştu.

Şer güçler 1998'in Kasım ayında harekete geçmiş, Cevzet ağabeyi sabah işe giderken evinin önünden kaçırmışlardı. Günler, haftalar, aylar geçmiş Cevzet ağabeyden bir haber alınamamıştı. O dönemde karanlık odakların İslamî Camia'nın fertlerine yönelik uyguladığı bir yöntemdi bu kaçırma olayı...

Mesele anlaşılmıştı; hile, iftira ve muhtelif kumpaslarla bilinen karanlık yapı Cevzet ağabeyi kaçırmıştı. Cevzet ağabeyin ailesi ve dava arkadaşları, kaçırma olayının aydınlatılabilmesi için imkanları seferber etmiş, tüm kapıları çalmışlardı. Ancak çalınan kapılar, Soysal ailesinin yüzüne kapanmış, yardımcı olan hiçkimse çıkmamıştı. Hatta, emniyet içerisindeki kimi derin unsurlar, olayı soruşturan Cevzet ağabeyin büyük oğluna "Bu olayın peşinden gidersen senin akıbetin de babanınki gibi olur" diyerek tehditlerde bulunmuşlardı.

Aradan yıllar geçmiş ancak Cevzet ağabeyin durumu ile ilgili hiçbir gelişme yaşanmamıştı. Ta ki eski istihbaratçı Sabri Uzun'un İN adlı kitabı yayınlanıncaya kadar... Kitapta, emniyet ve askeriye içerisinde yuvalanan/örgütlenen Fethullahçıların yaptığı hukuk dışı ve ahlaksız işlerin bir kısmı ilk defa kamuoyuyla paylaşılıyordu.

Cevzet ağabey ile ilgili kısımda, Fethullahçı polislerin kendilerini Jitem olarak tanıtarak kaçırma olayını nasıl gerçekleştirdikleri, sorgulamayı ve işkenceyi nasıl yaptıkları ve istediklerini alamadıkları için boynunu kırmak suretiyle Cevzet ağabeyi nasıl katlettikleri yazılıyordu. Sabri Uzun'un sonraki günlerde TV ekranlarında yaptığı açıklamalarda, Cevzet ağabeyin katledildikten sonra Batman'ın Beşiri ilçesinde gömüldüğü orta çıkıyordu.

Cevzet ağabeyi kaçıran ve insanlık dışı bir yöntemle katleden yapının kimler olduğu belli olmasından sonra, hükümet ve hükümete yakın gazete ve TV'ler bu cinayeti günlerce hatta haftalarca gündem yaptılar. Onlarca gazeteci, Soysal ailesi ile röportaj yaptı. Konu, kamuoyunun takip ettiği bir konu oldu.

Vicdan ehli kesimler, cinayeti işleyen faillerin üzerine gidilmesi ve bu vahşeti yapanların hak ettikleri cezaya çarptırılmaları gerektiğini defaatle dile getirdiler. Soysal ailesinin ise tek bir isteği vardı: Babalarının naaşının gömüldüğü yerden çıkarılması ve fatiha okuyacakları bir mezar taşlarının olması...

Aile, konu ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönemin Başbakanı Davutoğlu, AK Parti Batman Milletvekilleri ve ilgili bakanlıklar ile kısa da olsa görüşmeler yaptı, isteklerini mektuplarla iletti. Hatta dönemin Başbakanı Davutoğlu, Cevzet ağabeyin oğluna bu konu ile ilgili özel olarak kendisi ilgileneceği sözünü vermişti.

Kurumlardan ve kişilerden gelen cevaplar aileyi sevindirmiş ve umutlandırmıştı. Ancak verilen cevapların ve sözlerin gereği yerine getirilmedi maalesef... Ne oldu bilinmez ama Cevzet Soysal cinayeti bir dönemden sonra hükümetin gündeminden düştü. Dolayısıyla hükümete yakın medya da, artık bu konuyu gündemine almıyor, işlemiyor.

15 Temmuz kalkışmasından sonra paralel çetenin gerçek ve karanlık yüzü birkez daha ortaya çıktı. Paralel çetenin işlediği cinayetlerin aydınlatılması ve kumpaslarla mağdur ettikleri müminlerin haklarının iade edilmesi için hükümet ne zaman adım atacak!.. Hükümet neyi bekliyor, kendisine yönelik işlenen bir suçun sonuna kadar peşinden giderken, söz konusu ettiğimiz kesime yönelik yapılan haksızlık ve hukuksuzlukların hesabını neden sormuyor?

Cevzet Soysal'ı katleden kişiler belli değil mi? İnsanlıktan nasibini almamış bu yaratıkların Cevzet ağabeyi Beşiri kırsalında gömdükleri itiraf edilmemiş mi? O halde bugüne kadar neden bir adım atılmadı? Soysal ailesinin, "BABAMIZIN NAAŞINI İSTİYORUZ" feryadı neden duyulmadı? Yoksa bu cinayetin başka boyutları mı var? Cevzet Soysal cinayeti tamamen aydınlatılırsa, hükümete yakın birileri bu durumdan zarar mı görecek?

Bu feryat duyulmalı artık!.. Soysal ailesinin tek isteğinin yerine getirilmesi için adımlar ivedilikle atılması gerekir artık!..

 

Adımların atılması sadece bu konuda olmaması lazımdır elbet!.. Mağdurlarımız, mazlumlarımız, muhacirlerimiz, kumpaslara duçar kalanlarımız... Yusufîlerimiz; canlarımız, aziz davamızın gonca gülleri, yeryüzünün ıslah öğretmenleri, sabır timsalleri... Ahh... Unutmak mümkün mü onları, zındanın Yusuflarını...

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *