0

 

            Tarihin her döneminde yeryüzünün en güçlü ülkeleri, aynı zamanda yeryüzünün en büyük felaket kaynağını oluşturan ülkeler olmuşlardır. Bir zamanların “Güneşin Batmadığı İmparatorluk” diye anılan Britanya’sı dünya üzerindeki yayılmacı politikaları neticesinde dünyanın dört bir tarafındaki ülkelere sömürü ve zulüm düzenini getirmiş ve zaman içinde milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur. Sömürgeci Britanya, fiili olarak işgal ettiği yerlerden çekilince ardında uzun yıllarca unutulmayacak bir zulüm dönemi ve zulme maruz kalmış milyonlarca insan bırakmıştır. Ancak unutulmamalıdır ki dünyada yapılan hiçbir zulüm dünyada iken bile sahibine uğramadan ortadan kalkmıyor ve zalim yönetimler mutlaka yerlerini başkalarına bırakıyor.

            Britanya İmparatorluğu da yıkıldıktan sonra, (Gerçi onun yerinde İngiliz Milletler Topluluğu olarak birlikte anılan ülkeler var.)onun yerine kurulan ve yeryüzünün yeni jandarması olarak kabul edilen Amerika, son birkaç gün içinde akıl almaz işkence olayları ile çalkalanmaya başladı. Bizzat Obama yönetiminin isteği ile “Cumhuriyetçilerin tüm karşı çıkma çabalarına rağmen,” yeryüzündeki her milletten Müslümanlara yaptığı işkence olayları konuşulmaya başlandı.

            Dünyaya “Barış, demokrasi, insan hakları… gibi kavramları pazarlayan Amerika, gerçekte böyle olmadığını yaptığı akıl almaz işkence görüntülerini piyasaya sürmekle, kendi gerçek yüzünü herkese göstermiş oldu. Aslında onun gerçek yüzünün ne olduğunu bilenler, bu işkence söylem ve görüntüleri karşısında hiç de şok olmadılar. Çünkü bildikleri bir gerçeğin kendilerine söylenmiş olmasına ve açıkça dillendirilmesine hiç şaşırmadılar. Ayrıca Amerika’nın dünyanın değişik bölgelerinde milyonlarca insanı nasıl öldürdüğünü bilmeyen yoktur.

            Ama Amerikan hayranlığı içinde bir hayat yaşamayı ve kendi ülkesinin kültürüne yabancı olup Amerikancı geçinenler için, bu “işkence görüntüleri” aslında tam bir şok oldu ve görüntüler karşısında değil sadece dillerini yuttular, feleklerini de şaşırdılar; şimdiye kadar sahip oldukları tüm sahte insan hakları savunuculuğu maskelerinin düşmesinden de utanmaya başladılar. Ama hemen önce Amerika’yı, sonra da kendilerini aklama yoluna gittiler. Amerika, kendi zulüm, katliam ve pisliklerini ifşa ederken, ondan daha Amerikancı geçinen bu ülkenin sözüm ona aydın, demokrat ve insan hakları savunucuları kaybetmekten korktukları şaşalı itibarlarını, koruma refleksi içine girdiler ve “aslında yapılan bu işkenceler hemen her ülkede rutin yapılan hareketler, her ülke kendini korumak için bazen böyle yollara başvurabilir, hem bu işkenceyi yapanlar, tamamen bireysel davranışlardan kaynaklanan hallerdir, Yani bu işkenceler Amerika’nın gerçek özgürlükçü kimliği ile bağdaşmamaktadır, bu işkence olaylarını Amerikan yönetiminin tümüne mal edemeyiz; gibi söylemler kullanmaya başladılar. (Amerikan yönetimi, insanlara nasıl işkence yapılması konusunda psikologlardan bile yardım almış, yani sapık ruhlu psikologlardan işkence yöntemlerini öğrenmişler. Ne utanç verici ve alçakça bir durum.)

            Ama nafile, bilenler zaten biliyor, Amerika’nın geçmişi bu tür olaylarla dolu… Daha düne kadar Amerika’nın gerçek sahibi olan “Kızıldrililer”e neler yaptıklarını, onlara karşı nasıl bir soy kırım uyguladıklarını, ayrıca Afrika Kıtasından kaçırdıkları siyahi yerli halkı nasıl köleleştirdiklerini, yüzbinlerce siyahi kadının nasıl kirletildiğini, bu olaylardan sonra binlerce kadının nasıl intihar ettiğini bilmeyen yok…

            ASLINDA İNSANI EN FAZLA DÜŞÜNDÜRMESİ GEREKEN OLAYLARDAN BİRİ DE ŞU OLMALI: DAHA ÖNCELERİ AMERİKA’NIN HER TÜRLÜ HAREKETİNİ ELEŞTİREN, AMERİKA’YA EMPERYALİST DAMGASINI VURAN, ONU YERYÜZÜNÜN EN İŞGALCİ ÜLKESİ OLARAK ELEŞTİREN SÖZÜM ONA ÜLKENİN “SOSYAL DEMOKRATLARININ” BU İŞKENCELER KARŞISINDA SESLERİNİN HİÇ ÇIKMAMASI, BU İŞKENCELER KARŞISINDA BİR KINAMA MESAJI BİLE YAYINLAMAMALARIDIR.

            Neden mi? Çünkü işkence edilenler, sadece “Müslüman, vatansever ve terörist!!!!” oldukları için bu yüz kızartıcı durumla karşı karşıya kalmışlardı. Böyle “gerici” bir zihniyete sahip varlıkların! işkence edilmesi gayet normal idi. İşkencecilere gelince: Onlar eleştirilemeyecek kadar değerli, hem aslında yaptıkları işkenceleri de büyütmeye gerek yok.

 

            Ama her zalimin sonunu hazırlayan mutlak kudret sahibi Allah Tüm zalimlerin zalimliklerinin de bir sonunun olduğunu her zaman belleğimizde canlı tutmaktadır. Nereden mi biliyoruz? Kur’an-ı Kerim söylüyor. İsteyen inanmasın…..

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *