KURTULUŞUN VİZYON PROJESİ

Dünyada başlayan teknolojik gelişmeler birey ve toplumda beklenmedik değişim ve yönelimleri beraberinde getirdi. Bu maddi yükseliş özellikle yirminci yüzyılın sonlarında hızlanıp günümüzde devam etmekte olan bireysel ve toplumsal değişim ve yönelimler hız kesmeksizin devam etmektedir.. Yaşanan bu değişim ve yönelimler gelinen noktada maalesef birey ve toplumları mutlu etmekten uzak bir seyir izlemektedir.

Teknolojik anlamda yaşanan bunca pozitif gelişim ve değişimlere paralel olarak neden insanlık birey, toplum ve bir bütün olarak insanlık ruhi alanda, aynı oranda olumlu yönde gelişim gösteremiyor. Bunun temel nedeni; insan hayatını düzenleyen maddi ve manevi unsurlar arasındaki dengesizlik ve uyumsuzluğun baş göstermesidir.  Bu dengesizliğin ana müsebbibi batılı yaşam şeklidir. Batı yaşam şeklinin insanlığa sunduğu hayat modelinde toplumun manevi bağları zayıflatılarak toplum önce çekirdek aileye indirgendi. Akabinde çekirdek aile yapısını oluşturan manevi değer ve bağlar zayıflatılarak, bireysel yaşam özendirilerek toplumsal değerler eritildi.  

Bugün gelinen noktada kendimize, çevremize ve toplumlara baktığımızda gelinen noktada maddi terakkiyatın, manevi rahatlamayı beraberinde getirmediğini hep birlikte müşahede etmekteyiz.

Örneğin komşuluk ilişkilerimizde gelinen noktaya baktığımızda, modern şehir hayatı diye bizlere sunulmaya çalışılan yaşam ortamlarının, bizi biz yapan insani erdemliklerden kopardığını ve bizleri birbirimize yabancılaştırdığını, birlikte müşahede etmekteyiz. Birçoğumuz yaşadığımız binada kapı komşularımızın ve bina sakinlerimizin kimler olduğunu ve ne iş yaptıklarını dahi bilmiyoruz. İçine yuvarlandığımız bu iletişimsizlik sonucu toplumsal kopma, dağılma ve ayrılmaları modern yaşamın getirisi ve mutluluğu yakalamanın mihengi olarak değerlendirmekteyiz. Hani biz “komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir” diyen Peygamberin(sav) takipçileriydik. Bizler yaşadığımız apartmanda daha komşumuzun kim olduğunu bilmiyoruz ki, aç veya tok olduğunu nerden bilelim?  “ Komşusu elinden ve dilinden emin olmayan gerçek mümin olamaz” diyen Peygamber(sav)min düsturu ne kadar canlı ve yön veriyor bize ve toplumumuza. Anlaşılan bizler yaşam modelimiz olan Peygamberi yaşamdan uzaklaşma yönünde ilerlemekteyiz. Peygamberi yaşam şeklinden uzaklaştıkça birey ve toplumda iç barış ve huzur azalmaktadır.

Diğer bir tarafta çocuklarımız ve gençlerimizin aile ve toplum içinde yuvarlanmakta oldukları durumdan ne kadarımız kalben müsterihtir. Okul ve sokak köşelerinde karşılaştığımız öğrenci ve gençlere ne kadar güvenle bakıp geleceğe dair ümit besleyebiliyoruz. Toplumumuzda gençlerimiz arasında yaygınlaşan hırsızlık ve madde bağımlılıkları konusunda kendimizi, yakınlarımızı ve çevremizi ne kadar güvende hissedebiliyoruz. Maddi yükselişin beraberinde yetiştirdiği varlık içinde yetişen neslin bocalama ve maneviyatsızlık tablo kabullenilmiş bir vaziyet.

Modern çağın maddi yükselişleriyle birlikte toplumlarda oluşturduğu olumsuz manevi gerilemeleri komşuluk ve gençlik örnekleriyle kısaca ifade etmeye çalıştık. Bu aksaklıklar, ticaret, yönetim, idare, aile bağları ve eğitim gibi bireysel ve toplumsal birçok alanda, gittikçe toplumu zayıflatan gelişmeler yaşatmaktadır.

Yaşanan bu olumsuzluklara derman olacak, birey, aile ve toplumları maddi ve manevi dengede yükseltecek yegâne “VİZYON PROJE” Peygamber(sav) in siretidir. Bu anlamda son yıllarda Peygamber Sevdalıları Platformu, peygamberin tanınması ve anlaşılması adına birçok etkinlik düzenlemektedir. Bu etkinliklerin en önemlilerinden biri olan, “Siyer Sınavı” 2015 yılı sınav takvimi start almış. 

Bireysel ve toplumsal tüm hastalık, mutsuzluk ve sorunlarımıza kalıcı ve doğru çözümler peygamberi yaşam modellerinde mevcuttur. Bizler peygamberi yeterli düzeyde tanımadığımızdan çözüm yolunu anlamakta zorlanıyoruz. Dünya ve içindekilerle, barış içinde, mutlu ve huzurlu bir yaşam için tüm insanlığın peygamber tanımaya, anlamaya ve anladıktan sonra yaşamaya ihtiyacı var.  Özgür, adil, mutlu ve huzurlu birey ve toplumlar için HAYDİ SİYER SINAVIna.