0

 

               

Ülke ve millet olarak büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Cenab-ı Allah bir kez daha mazlum ümmetin yüzüne baktı ve darbecilerin planları akamete uğradı.

                Hizmet Hareketi, Işık Evleri, hoşgörü ve diyalog safsatalarının altından en azılı katiller sürüsü çıktı. Münafıklık ve alçaklığın zirve yaptığı günleri yaşadık. Milletin yıllarca kurban, fitre, zekât ve burslarla beslediği hain yapının elemanları silahlarını kendilerine bu yardımları yapan millete çevirmekten utanmadılar.

                Onların bir hesabı vardı. Millete tuzak kurdular. Ama bir şeyi unuttular. Tuzak kuranların en hayırlısının Allah olduğunu, herhalde başlarındaki şarlatan hoca onlara söylemeyi unutmuştu. Millet topyekün iradesine sahip çıktı. Çocuklarının geleceğinin bir kez daha çalınmasına izin vermedi. Yaşı 45-  50 civarında olanlar 12 Eylül 1980 darbesini hatırlarlar. Millete çok zulmedildi, hapisler tıka basa dolduruldu, işkenceler yapıldı, idamlar yapıldı. Bunları çocuklarımıza anlatırken hem hüzünleniyorduk hem de darbecilere lanet okuyorduk. Darbelerin artık geride kaldığını söylüyorduk. En azından buna inanıyorduk. Lakin ihanetin hiçbir zaman bitmeyeceğini tahmin edemedik. Veya en azından bu derecede bir ihanetin olabileceğini herhalde kestiremedik.

                Ve milletin zaferi sokağa çıkmakla başladı. Evde oturup kalmanın esaret olacağını, ömür boyu zillet altında yaşamaktansa onurlu bir şekilde ölmenin daha şerefli olacağını ilk dakikada anladı. Meydanlardan darbeye geçit vermeyeceğini en yüksek sesle haykırdı. Uykusuz kaldı, ama şerefine ve namusuna sahip çıktı. Kaldırımları yatak yaptı, ama darbecilerin de uykusunu kaçırdı. Sesi kısıldı, ama ezanların bir kez daha susmasına izin vermedi. Asfaltta rükuya eğildi, ama darbecilerin önünde başını eğmedi.

                Üç gündür takip ettiğimiz kadarıyla bütün ülkede olmak üzere Batman’da da STK’ lar arasında bir birlik dayanışma sağlandı. Darbeye karşı herkes üzerine düşeni yaptı.  Ben gidersem bir şey olmaz demedi, ben gidersem kim kalacak diyerek alanları terk etmedi. Müslümanlar birbirlerinden destek aldı. Birlikte hareket etti. Marşlarla, sloganlarla, tekbirlerle, Kur’an tilavetiyle olgunluğunu bir kez daha gösterdi. Bütün bunları yaparken de hiç kimsenin malına, canına en ufak bir zarar vermedi. 6-7 Ekim olaylarını hatırlıyorsunuz. Barbarlığa tepki verelim derken, en büyük barbarlığı yapanları unutmadık.

                Bütün bu olanlar bir kez daha gösterdi ki, bu milletin mayası İslam’la yoğruldu. Bu topraklar ancak İslam’la huzur bulur. Her türlü zorbalığa ancak İslam ruhu ile karşı durulabilir. Ve en büyük inkılabın İslam inkılabı olduğu, bütün dünyanın bu inkılaba hasret kaldığı artık gün gibi ortadadır. Emperyalist güçlerin İslam toprakları üzerindeki emelleri hiç bitmeyecektir. Onlar zevk ve sefa içinde yaşarken bizlere hep kan ve gözyaşını reva görecekler. Onlar içimizdeki hain ve şerefsizleri kullanarak bizleri birbirimize düşürmeye çalışacaklar. Bizler darbelerle birbirimizle boğuşurken, onlar servetlerine servet katacaklar.

 

                Tarihin akışı devam edecek. Rabbimiz bizlere zafer nasip etmek için sabrımızı ve dirayetimizi çeşitli vesilelerle ölçmektedir. Bizler kendimizi değiştirip, zafere layık olduğumuzda bizlere zaferi nasip edecektir. Allah’ın vaadi haktır ve Allah (haşa) vaadinden dönecek değildir.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *