Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Batman’da yaptığı konuşmada laiklikle ilgili eleştirilerine tepki gösterilmesine HÜDA PAR Parti sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı "Açıkçası Milli Eğitim Bakanı bu konuda eksik söylemiş, fazla söylememiş.” Diyerek bakana destek verdi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Batman’da katıldığı bir programda “Beni eleştiriyorlar ve diyorlar ki, ‘Laik eğitim açısından söylediklerin buna ters.’ Ben de diyorum ki, bu size ters olabilir, ama Batman’da, Erzurum’da, vatandaşın değerlerine ters değil. Eğer burada bir terslik varsa, sizin laiklikten anladığınız ile vatandaşın laiklikten anladığı arasında bir terslik var. Sizin laiklikten anladığınız nedir? Camilerin kapısına kilit vurmak, camilerin avluya çevrilmesi, vatandaşın Kur’an-ı Kerim öğrenmesinin yasaklanması. Sizin laiklikten anladığınız bu. Bunu laiklik gereği diye yaptınız.” Şeklinde konuşmuş ve bu sözler özellikle Chp cenahından sert tepki almıştı.

HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında “Biz tarihi kavga etmek için okumuyoruz. İbret almak için okuyoruz. Geçmişte yapılanları olmamış gibi göstererek bir yere varamayız. Yıllarca tarihi gizleyip yeni bir tarih yazmaya gayret gösterdiler ama buna muvaffak olamadılar. Kendi yazdıkları uyduruk tarihe inanıyor olabilirler. Kendi yapıp ettiklerini inkara vesile olacak anlayış geliştirmiş olabilirler ama bizim hafızamız diri ve neyin ne olduğunu biliyoruz.” Diyerek laiklik adına yıllarca millete zulüm edildiğini belirtti.

“Kimsenin böyle zulmedebilme hadsizliğini gösterebileceği bir ortam, bugün olmadığı gibi yarın da olmayacaktır inşallah”

HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu:

“Açıkçası Milli Eğitim Bakanı bu konuda eksik söylemiş, fazla söylememiş. Daha tek parti ve vesayet dönemlerinin uygulamaları hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki… Belki ciltler dolusu kitap bunları anlatmaya yetmez. Sabaha kadar konuşsak bunların sadece listelenmesine muvaffak olabilir. CHP’nin tek parti dönemi ve ardıllarındaki o vesayet dönemlerindeki baskın zihniyeti sebebiyle bu ülke çok ciddi yaralar aldı. Çok ciddi mağduriyetler yaşandı. O tarihler geldi geçti. CHP’nin de geçmişte ‘helalleşme’ adı altında bazı açılımlar yaptığını biliyoruz. Ama onlar yarım kaldı. Biz her birimiz bu ülkede yaşıyoruz. Her birimizin ayrı siyasi görüşü var. Biz tarihi kavga etmek için okumuyoruz. İbret almak için okuyoruz. Bizim birlikte yaşama kültürüne alışmamız gerekiyor.

Geçmişte yapılanları olmamış gibi göstererek bir yere varamayız. Aklıma George Orwell'in 1984 kitabı geldi. CHP herhalde oradaki büyük biraderin tarih yazımını kendisine ikna edici bulmuş olabilir. Yıllarca tarihi gizleyip yeni bir tarih yazmaya gayret gösterdiler ama buna muvaffak olamadılar. Kendi yazdıkları uyduruk tarihe inanıyor olabilirler. Kendi yapıp ettiklerini inkara vesile olacak anlayış geliştirmiş olabilirler ama bizim hafızamız diri ve neyin ne olduğunu biliyoruz. Bunları saklamaya gerek yok.

Daha 28 Şubat kararlarının üzerinden çok vakit geçmedi. Tek parti döneminde bugünkü gibi basın imkânları yoktu ve basın özgürlüğü yoktu. Arşivlerde tek parti zihniyetinin vesayet organları eliyle bu ülkeye yaşattıklarına görebilirsiniz. Hepimiz temel hak ve özgürlüklerini eksiksiz kullanabilme hürriyetine sahip olabilmeliyiz. O yüzden yeni anayasa diyoruz. O yüzden darbe ürünü anayasadan kurtulalım diyoruz. CHP istediği kadar inkâr etsin. Gerçekler belgeleriyle ortada. Türkiye, eski Türkiye değil. Şartlar, eski şartlar değil. Kimsenin kimseye böyle zulmedebilme hadsizliğini gösterebileceği bir ortam, bugün olmadığı gibi yarın da olmayacaktır inşallah."

Yusuf Tekin ne Demişti?

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Batman’da yaptığı konuşma şu şekildeydi:

Bu Sefer de TÜRMOB Gazetecilerin Ekmeğine Göz Koydu Bu Sefer de TÜRMOB Gazetecilerin Ekmeğine Göz Koydu

“Beni eleştiriyorlar ve diyorlar ki, "Laik eğitim açısından söylediklerin buna ters." Ben de diyorum ki, bu size ters olabilir, ama Batman’da, Erzurum’da, vatandaşın değerlerine ters değil. Eğer burada bir terslik varsa, sizin laiklikten anladığınız ile vatandaşın laiklikten anladığı arasında bir terslik var. Sizin laiklikten anladığınız nedir? Camilerin kapısına kilit vurmak, camilerin avluya çevrilmesi, vatandaşın Kur’an-ı Kerim öğrenmesinin yasaklanması. Sizin laiklikten anladığınız bu. Bunu laiklik gereği diye yaptınız. Ama benim laiklikten anladığım, vatandaşın hangi dine inanırsa inansın ya da inançsız olsa bile, inanç ve ifade özgürlüğünün devlet garantisi altında olmasıdır.

Senin laiklik anlayışınla benimki arasında fark var. Ben evrensel laiklikten yanayım; sen ise Türkiye’ye özgü, kendi icat ettiğin bir laiklik anlayışını savunuyorsun. Bu, "İmam Hatip mezunusunuz, mülakata giremezsiniz" anlayışıdır. 1990’lı yıllarda, 28 Şubat sürecinde, "Sen neden İmam Hatip mezunusun?" diyerek ayrımcılık yaptılar. Üniversiteye gitmek isteyen başarılı bir öğrenciyi, sırf başörtülü olduğu için, ikna odalarına alıp inancından vazgeçirmeye çalıştılar. Bunu laiklik gereği diye yaptılar. Peki, bu laiklik anlayışı ile benim laiklik anlayışım aynı mı? Değil.

AK Parti iktidarının ilk yıllarında biz bir şey yaptık. Başörtüsüne özgürlük için 411 milletvekilimiz anayasa değişikliği için imza attı. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi bunu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Neden taşıdı? Laikliğe aykırı diye. Peki, o değişiklikte ne vardı? Üniversiteye giden bir öğrenci başını örtmek istiyorsa, örtebilsin. Bunun laiklik anlayışına aykırı neresi var? Benim anladığım laiklik, insanların dini inanç ve ibadetlerinin güvence altına alınmasıdır.”

MURAT ORHAN

Editör: Editör