Şimşek şöyle konuştu: "Kardeşler, bacılar! İstediğimiz
kadar burada kafirlere lanet okuyabiliriz. Onlar hakkına konuşabiliriz. Fakat
biraz kendimize de bakmamız gerekmez mi? Biraz kendimizi de muhasebeye çekmemiz
gerekmiyor mu? Kafirler bugün bu cesareti ve cüreti nerden alıyorlar. Bu alçak
fiili neden her gün işliyorlar? Acaba bizim de bunda suçluluk payımız yok mu?
İslam devletleri! Müslüman halklar! Biraz kendimize de suç aramayalım mı?
Kafirler, Kur’an-ı Kerim’den bir harf bile değiştirememişler. Çünkü yapamazlar.
Onları edepsizlikleri sadece Kur’an’ın cismine karşıdır. Fakat maalesef
kafirler dağınık olmamızdan cesaret alıyorlar. Aramızda birliğin olmamasından
cesaret alıyorlar. Biz Müslümanların parça parça olmasından cesaret alıyorlar.
Kur’an’ın yaşantımızdan çıktığını görüyorlar. Meclislerimizde Kur’an’ın bir
hükmünün olmadığını görüyorlar. Ticaretimizde, siyasetimizde, evimizde,
hayatımızdan Kur’an’ı çıkardığımızı görüyorlar. Onlarda geri kalanı da yok
etmek istiyorlar."
"HAYATIMIZDA KUR’AN’IN NE KADAR YERİ VARDIR"
Şimşek, meydandaki kalabalığa öz eleştiri yapmaları
gerektiğini belirterek Kur'an-ı Kerim'i ne kadar hayatlarına tatbik ettiklerini
sorgulamalarını isteyerek şöyle devam etti: "Vallahi! Bugün eğer Avrupa'da
Kur’an’a hakaret ediliyorsa bunun suçlusu birazda biziz. Önce bizler Kur’an’ın
hükmüne hakaret ettik. Onlar Kur’an’ın sayfalarını yırtmadan önce biz onun
hükümlerini yırttık. Onun anlamını aramızdan çıkardık. Bugün hayatımızda
Kur’an’ın ne kadar yeri vardır. Önce kendimize kızmamız lazım. Biraz kendimizi
de kınayalım. Eğer bizler Kur’an’a sahip çıkmış olsaydık ve gerekli değeri
vermiş olsaydık bugün onlar bunu yapmaya cesaret edemezlerdi. Peki buna karşı
bu gün bizler ne yapabiliriz? Halk olarak kendimizden bahsediyoruz. Bir an önce
bu alçakları rezil edebilmemiz için her şeyden önce Kur’an’a sahip çıkmamız
lazım. Kur’an’ı okuyalım. Okutalım. Evlerimiz, camilerimiz ve dükkanlarımız Kur’an
eğitimi yuvalarına dönüşmeli. Bu şekilde intikamımızı alabiliriz. Hayatımızın
merkezinde Kur’an olmalı. Hükmümüzün Kur’an olması lazım. Amellerimiz Kur’an’a
göre olmalı. Ev içi ilişkilerimiz Kur’an’a göre olmalı. Yanı kısacası Kur’an
ile amel etmemiz lazım."
"BU HALKI YÖNETENLER! KINAMA VE MESAJLA BU GÖREVDEN
KURTULAMAYIZ"
"Eğer bu tür saldırılar bu konular hakkında duyarlı
olmamıza vesile olursa o zaman kafirler pişman olacaklar." diyen Şimşek,
"Planları boşa çıkmış olacak. Bir sefer daha bu tür fiiller yapmaya
cesaret edemezler. Bugün buraya gelerek Kur’an’a karşı görevimizin sona
erdiğini zannetmeyelim. Asıl vazife ve görev bundan sonra başlıyor. Evimize
geri gittiğimiz de tekrardan Kur’an’a başlamamız lazım. Buradan seydalarıma,
hocalarıma, sesleniyorum; bu Kur’an’ı okuyalım. Okutalım. Tebliğini yapalım.
Manasını halkımıza anlatalım. Bu halkı Kur’an ile uyandıralım. Bu halkı
yönetenler! Görevinize sahip çıkın. Kınama ve mesajla bu görevden kurtulamayız.
Bunun çaresi Kur’an’a sahip çıkmaktır. Kur’an ile hükmetmektir. Aramızdan
birlik ve beraberlik oluşturmalıyız. ‘Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı
yapışın; bölünüp parçalanmayın.’ ayetinin gereğini yerine getirelim."
İfadelerini kullandı.
"SİZLER OLDUĞUNUZ SÜRECE KAFİRLER AMAÇLARINA
ULAŞAMAZLAR"
Şimşek son olarak konuşmasında Kur'an-ı Kerim'e karşı
görevleri hatırlatarak, "Elhamdülillah, Kur’an nesli kızlarıyla,
evlatlarıyla, medreseleriyle, tedrisatlarıyla gelişiyor. Bu meydanlarda Kur’an
hafızları, Kur’an hamilleri, Kur’an amilleri vardır. Sizler olduğunuz sürece
kafirler amaçlarına ulaşamazlar. Medreselerde talebe olan bacılarım! Ey
camideki alimler! Görevimizi yerine getirirsek aziz Kur’an ile bizler aziz
olacağız. Çünkü tarihe baktığımızda Kur’an’a sahip çıkanlar aziz olmuşlar.
Kur’an’dan uzaklaşanlar zelil olmuşlar. Allah bizleri azizlerden eylesin. Allah
hayrınızı kabul etsin. Hayatımızdan Kur’an’ı eksik etmesin. Allah Kıyamet
gününde Kur’an’ı hepimiz için şefaatçi eylesin. Allah’ın izniyle bugün burada
olmanız yarın Kıyamet gününde sizler için bir şahitlik vesilesi olacak.
İnşallah, o gün Kur’an da sizlere sahip çıkacak" dedi. (İLKHA)





